Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından önemli satır başları şöyle:

"Toplantıyı kritik bir dönemde yapıyoruz. Türkiye olarak salgın sürecinde 161 ülkeye destek sağladık. Yerli ve milli aşımızı insanlığın hizmetine sunduk. Enerji konusuna rekabet değil işbirliği alanı olarak baktık.

Türkiye'nin dış politikadaki vizyonu daima barış odaklı olmuştur. Bölgede barışın hakim kılınması için var gücümüzle çalışıyoruz.

Çatışmaların çözümü konusunda çaba harcıyoruz. Yeri geldiğinde ara bulucu rolü üstleniyoruz. Sorunların değil çözümlerin bir parçası olacak çözümler arıyoruz.

TAHIL MUTABAKATI BM'NİN EN BÜYÜK BAŞARISIDIR

Tahıl arzının sürdürülmesinde kritik öneme sahip bu mutabakat, BM'nin son yıllarda imza attığı en büyük başarılardan biridir.

Son günlerde yeniden alevlenen savaşın, Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve bağımsızlığı temelinde sonlandırılması için gayretlerimizi artırarak sürdüreceğiz.

Uluslararası kuruluşları ve tüm ülkeleri, Türkiye'nin kalıcı barışın tesisine yönelik çabalarına samimi destek vermeye çağırıyorum. Her iki tarafa da krizden onurlu çıkış imkanı verecek makul, adil ve uygulanabilir bir diplomatik çözümü beraberce bulmamız gerekiyor.

BM'yi daha adil bir dünya düzeni için çözümler üretebilen, tüm insanlık adına ortak iradenin vücuda getirildiği bir teşkilat olarak yapılandırmamız şarttır.

Güvenlik güçlerimize terör saldırıları gerçekleştiren, Suriye'nin toprak bütünlüğünü tehdit eden PKK ve türevlerine karşı kayıtsız kalmamız beklenemez.

Suriye'de hayata geçireceğimiz yerleşim yerleri projesi konusunda herkesin gerekli çabayı göstermesini, dayanışma sergilemesini bekliyoruz.

PKK'yı isim değişikliği gibi ucuz kurnazlıklarla meşrulaştırmaya çalışanları bir an önce teröristleri silahlandırmaktan, desteklemekten vazgeçmeye çağırıyoruz.

Terörizme karşı her türlü tedbiri almaya muktedir olduğumuzu, terör örgütlerine karşı gerekeni yapmaktan asla çekinmeyeceğimizi tekrar kuvvetle belirtiyoruz.

'TERÖRİZME KARŞI HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALMAYA MUKTEDİRİZ'

Biz Aylan bebeklerin cesetleri kıyılara vurmasın diye çırpınırken, Yunanistan hukuksuz, pervasız geri itmeleriyle Ege'yi mülteci mezarlığına çevirmektedir.

Mülteci krizi, daha iyi bir gelecek aramak için yola çıkan masumları botlarını batırıp ölüme terk etmekle, toplama kamplarına doldurmakla çözülemez.

Terör örgütleri ve zalim rejimler yerine ülkemizle iş birliği yaparak bölgenin güvenliği ve refahına katkıda bulunmak isteyecek herkesle çalışmaya hazırız.

Avrupa'nın ve Birleşmiş Milletler kurumlarının insanlığa karşı suç teşkil eden bu acımasızlıklara artık bir 'dur' demesinin vakti çoktan gelmiştir.

Adil, kalıcı ve kapsamlı çözüme kavuşturulması için başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin Devleti'nin kurulması dışında bir ihtimal yoktur.

Bölgede, ülkemizle asla denk olmayan siyasi ve askeri seviyesine rağmen, güç gösterisi peşinde koşanlar, kendilerini komik duruma düşürmektedir.

İran'ın nükleer programına ilişkin hususların diplomasi ve diyalog yoluyla çözümüne yönelik görüşmelerin en kısa sürede uygulamaya geçirilmesini bekliyoruz.

'Yunanistan’dan iş birliği ve dayanışma çağrılarımıza kulak vermesini bekliyoruz'Yunanistan’dan, gerginlik ve tahrik siyasetini bir kenara bırakarak, iş birliği ve dayanışma çağrılarımıza kulak vermesini bekliyoruz.

(Rusya-Ukrayna savaşı) Her iki tarafa da krizden onurlu çıkış imkanı verecek adil ve uygulanabilir bir diplomatik çözümü bulmamız gerekiyor.

Türkiye, Ege ve Doğu Akdeniz'deki haklarını sonuna kadar savunurken, siyasi hesapları uğruna gerginlik stratejisi izleyenlerin oyunlarına asla gelmeyecektir. Uluslararası toplumu, Kıbrıs Türklerine yönelik zulme son vermeye ve bir an önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni resmen tanımaya davet ediyoruz."