Yargıtay ve muhalefet, CMK"nın 102. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlülüğe girmesinin ardından yaşanan tahliyeleri bugün istinaf mahkemelerinin kurulmamasına bağlarken, aynı çevrelerin dün istinaf mahkemelerine karşı sıkı bir muhalefet yaptıkları görülüyor.

İstinaf mahkemelerinin kurulmasıyla ilgili 1 Haziran 2005"de yürürlüğe giren 5235 sayılı kanuna göre istinaf mahkemelerinin 1 Haziran 2007"de kurulması kararlaştırılmıştı. Ancak, kanunun çıkarılması sürecinde ve sonrasında muhalefet parti temsilcileri ve yargı mensuplarınca istinaf mahkemelerine karşı çıkıldığı görülüyor. Sürekli kendi sözleri ile çelişen yüksek yargı üyelerinin ve CHP"nin çelişkileri bununla da sınırlı değil.

GERÇEKER KARŞI ÇIKTIĞINI UNUTTU!

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, önceki gün düzenlediği basın toplantısında istinaf mahkemelerinin hızla kurulmasını isterken, 2009- 2010 adli yılı açılış konuşmasında, daha ileri bir tarihi işaret etmiş ve hâkim ve savcılarının en az 5 yıllık mesleki kıdeme gelmelerinin beklenmesini isteyerek, “İlk derece mahkemelerinde oluşacak boşluk yeterli hâkim, savcı ve personel doldurulduktan sonra bölge adliye mahkemeleri faaliyete geçirilmelidir” demişti.

CHP"LİLER SIKI MUHALEFET YAPMIŞLARDI

CHP Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı Orhan Eraslan da, “Bölge adliye mahkemelerinin kurulması ülkenin üniter yapısını bozmaya yönelik bir adımdır” derken, CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ise, “İstinaf mahkemeleri, yargının hiçbir zaman yükünü azaltmayacaktır” diyerek bölge mahkemelerinin kurulmasına karşı çıkmıştı.

YARSAV CHP"NİN İZİNDE

Yargıtay ve CHP gibi YARSAV eski Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu da, “İstinaf mahkemeleri siyasi beklentilere uygun karar alması için kurulmaktadır. Bu yolla Yargıtay"ın devre dışı bırakılması ve eyalet sistemine geçilmesi amaçlanmaktadır. İş yükü gerekçesi bu işin maskesi olarak kullanılmaktadır” diyerek muhalefet cephesinde yerini almıştı.

TAHLİYELERE KARŞI ÇIKAN CHP"NİN İLGİNÇ TEKLİFİ

Muhalefet ve özellikle CHP bir yandan tahliyeleri eleştirirken, diğer yandan da geçtiğimiz günlerde TBMM"ye sundukları yasa teklifi ile yargılanma süresindeki tutuklu kalma süresini 4 yıla indirmeyi teklif ediyorlar. Ergenekon sanıklarının tutukluluk sürelerini de uzun bulan CHP"nin bugün kendi söylemleriyle tenakuza düştüğü görülüyor.

CHP"NİN DERİN HSYK ÇELİŞKİSİ

Referandum sürecinde HSYK"nın yapısının değişmesine de sıkı muhalefet eden CHP tarafından 2001 yılında hazırlanan "İnsan Hakları ve Demokratikleşme Raporu"nda, HSYK kararlarının yargı denetimi dışında tutulmuş olmasının sakıncaları sıralanırken, bunun hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığı vurgulanıyordu. Raporda, HSYK kararlarının yargısal denetim alanı dışında olmasının, 12 Eylül Cuntası ile sıkıyönetim komutanlıklarının yargıdan muaf tutulmasıyla aynı olduğu savunuluyordu. Raporda, HSYK"nın yeniden yapılandırılarak yargı denetimine alınması isteniyordu.

YAPI DEĞİŞİNCE YARSAV KOLTUK KAPMA YARIŞINA GİRMİŞTİ

HSYK"nın yapısının değişmesine sıkı bir şekilde karşı koyan YARSAV ve malum çevreler, referandumda istedikleri sonucu alamayınca harekete geçmişlerdi. Yargıçlar ve Savcılar Birliği"nin Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu"na yapılacak seçimler konusunda "yönetim ve denetim kurullarındaki isimlerin aday olmaması" kararı aldığını açıklamasına karşın, yüksek yargıdan gelen YARSAV üyeleri, HSYK üyeliği seçimlerinde aday oldular. YARSAV üyeleri seçilebilmek için, yerel mahkemeler ve Adalet Akademisi"nde kulis çalışması dahi yapmışlardı.

MÜFTÜOĞLU: “BU YAKLAŞIM İLE MÜESSESELER YIPRATILDI”

Eski Adalet Bakanı İsmail Müftüoğlu, malum çevrelerin tavrını "kaos üretme çabası" olarak değerlendirdi. Müftüoğlu, yüksek yargı üyeleri ve CHP"lilerin dün dile getirdikleri önerileri bugün inkâr ettiklerini, bugün gündeme getirdikleri değişikliklere ise dün karşı çıktıklarını vurgulayarak, “Bu kabul edilemez bir durumdur. Bu yaklaşım ile müesseseler yıpratıldı. Kurumlar siyasallaştırıldı ve toplumda huzursuzluk meydana getirildi. Hükümete çamur atmak kimseyi kurtarmaz. Bu millet artık her şeyi görüyor. Kaosun nedeni hükümet değil ideolojik yargıdır” diye konuştu.

YARGI İDEOLOJİDEN ARINDIRILMALI

Özgün Yaklaşım Derneği Genel Başkanı Avukat Ahmet Gül ise, yargı ve malum çevrelerin reformlara direnmeleri sonucunda kanayan yaranın artık sargı bezi tutmadığını söyledi. Hükümetin çelişkili açıklamaları dikkate almayarak köklü bir reform için düğmeye basması gerektiğini vurgulayan Gül, “Yargı artık ideolojik düşüncelerden arındırılmalıdır. Geçmişten bugüne yaşanan sıkıntıların temelinde siyasallaşan yargı vardır. Artık masaya oturup geniş kapsamlı değişikliklere imza atılmalıdır. İlk adım olarak Yargıtay ve Danıştay"da daire sayıları artırılmalıdır. Bölge mahkemeleri de derhal kurulmalıdır” dedi.