Yöneticileri hava basarken havasını alan Aydın!

Abone Ol

Değerli Aydınlılar,

Siz bu satırları okuduğunuzda bir genel seçim sürecinin sağ salim sonuna gelmiş olacağız inşallah. Sonuçları itibariyle herkes için hayırlısı olsun. Bu seçimler diğer değişkenlerini dışarıda tutarsak epeydir ülkenin ve fertlerin ekonomik durumları hakkında çıkıp birilerinin bir şeyler söylüyor olması ve epeydir konuşulmayan ekonomik gidişatın iddiaların aksine pek parlak olmadığı tartışmaları ile geçti. Biz bu tartışmalardan Aydınımız için bir şeyler çıkar mı diye siyasilerimizin ağzının içine baktık. Bize en ilginç geleni de iktidar partisi adaylarının “havaalanı olmayan tek büyükşehrin Aydın olduğundan dem vurup, bitirilemeyen çevre yolu için çok fazla görüş beyan etmemeleri oldu. Hepimiz havaalanı bitsin Newyork uçuşlarına başlayalım diye bekliyoruz ya… Ancak o çevre yolu ihtiyaçtan çıktı elzem(!)

Aydınımız her yönü ile irtifa kaybetmeye devam ediyor ve muhtemelen devam edecek gibi duruyor. Nereden mi biliyoruz? Memleketi iyi yönetsin diye seçilen veya atanan yöneticilerin Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’ndan anladıkları bilek güreşi olunca 30 bin kişiyi alabilecek kapasitede olduğu söylenen bir meydana 30 kişiyi sığdıramadık da ondan.

Güzel memleketimin makûs talihi mi desek yoksa bizim basiret, liyakat, tecrübe sahibi insanları seçmeyi becermememiz mi desek nasıl bir anlam yüklesek bilemediğim bir durumla karşı karşıyayız. Sanki gizli bir el memleketin kalifiye ve kalite beşeri sermayesini tasfiye ediyor. Sir Thomas Gresham’ın“Kötü para iyi parayı kovar” diye ifade edilen bir teorisi var.  Gresham’a göre halk birine para öderken öncelikle elindeki değersiz parayı verir, değerlisini kendine saklarmış. Dolayısıyla, iyi paralar saklanıp kötü paralar öne sürülünce de piyasaya kötü yani değeri düşük paralar hâkim olurlarmış. Kıssadan hisse bizim memlekette de kötü yöneticiler iyilerin saklanıp ortadan kaybolmasını sağlıyor sanki...

Şöyle bir bakalım son yıllarda olan işlere. Demiştik Türkiye’ye yatırım yağıyor Aydınımıza damlıyor diye. Ülkemizin pek çok şehrinde hızlı değişimler yaşandı ve yaşanmakta. İnsanlar umut etmek ister. Bizler de Aydınımız için yatırımların yağdığı bir kent olmasını, insanların mutlu ve gelecek için umutlu olmasını istiyoruz. Fakat her defasında bir öncekinden daha büyük hayal kırıklıkları yaşıyoruz.

Yazılarımızda üzerine basa basa söylediğimiz bir konu var. Bu şehrin sahipsiz olduğu ile ilgili. Yanılmayı canı gönülden dileriz. Ancak Aydınımız ile ilgili karar verici, yönlendirici mevkilerde olan şahsiyetlerin ya birbirlerinden bihaber veya birbirlerini bir kaşık suda boğacak olduğunu görmekten bıktık usandık. Siyaseten veya bürokratik olarak ikbal peşinde koşanların bazı ufak tefek numaraları çekmesine katlanırız da sıra güzel memleketimde iki taşı üst üste koymaya gelince “ya benimsin ya hiç kimsenin“ repliği gibi ya ben yapar hava atarım ya da hiç kimseye yaptırmam haline geliyor. Biraz bu sebepten memlekette yapılan işin hayrı pek olmuyor. Keza bürokrasi şimdiden kimin adamı olacağının peşine düşmüş. Yanlış ata oynanırsa koltuktan çok fazlası gidecek!..

Tabi ki bu sığ ve felsefi derinlikten mahrum kayıkçı kavgasının şöyle “küçük” bir bedeli olmaktadır. Aydınımız paraşütsüz olarak serbest düşüşüne devam etmektedir. Bir elinde cımbız bir elinde ayna umurunda mı dünya?

Memleketler parasızlıktan değil ahlaksızlıktan çökerler. CICERO

 

 
 
 
{ "vars": { "account": "UA-18838004-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }