Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, gündemdeki konularla ilgili açıklamalarda bulundu.

Akşam gazetesine konuşan Bakan Yılmaz, kısaca şunları söyledi:

"Eskiden, 'Kürt sorunu sadece ekonomiktir' diyenler vardı. Kimileri de 'ekonomiyle hiç alakası yoktur' şeklinde bu meseleye yaklaştı. Bence ikisi de yanlış. Ekonomik boyutu önemlidir ama Kürt sorunu sadece ekonomik nedenlerden kaynaklı bir mesele değildir. Temel hak ve özgürlüklerle, kültürel tartışmalarla ilgilidir. Güvenlik ve terör meseleleriyle ilgilidir. Ayrıca psikolojik boyutu var. Geçmişte kurgulanan devlet toplum ilişkisiyle de bağlantılıdır.

Birincisi, sosyo ekonomik boyutu. Bu sosyo-ekonomik boyutuna bölgelerarası eşitsizlik anlamında Doğu ve Güneydoğu meselesi diyebiliriz. İkincisi kimlik ve kültürel boyut. Kürt sorunu, Alevilik sorunu, başörtüsü sorunu bu bağlamda değerlendirilebilir. Üçüncü boyutu da terör ve güvenlik eksenli meseleler. Bu üç alan birbirinden bence nispi olarak bağımsız analiz edilmeli. PKK terörü yokken de gelişmişlik ve kültürel sorunumuz vardı, bittikten sonra da bu sorunlar devam edilebilir. Bunları hem ayrı ayrı analiz etmek gerekiyor hem de birbirleriyle olan etkileşimleri içinde düşünmek gerekiyor.

İnsanların, etnik aidiyetlerine saygı duymalı, zenginlik olarak görmeliyiz. Önce insanız. Eskiden Türkiye'de asimilasyon ve ret politikaları vardı. İnsanların bu tür kimlikleri görmemezlikten geliyordu. Sanki bu insanlar yokmuş gibi davranılırdı. Bugün artık bunu geride bıraktık. Hafızamızı yenileyemiyoruz.

Görüşü ne olursa olsun, BDP'li, AK Parti'li ya da CHP'li, herkesin şiddeti kategorik olarak dışlaması gerekiyor. Beğenirsin ya da beğenmezsin, eksiklikleri olabilir ama Türkiye'de bir demokrasi var. Gelişen ekonomisi var.

Toplumun her kesimin artık 'şiddet ve terör istemiyoruz' demesi gerekiyor. Şiddeti haklı çıkaracak hiçbir neden bulmadan kategorik olarak reddetmemiz gerekiyor. Toplum geçen yıl yapılan bir kampanyada olduğu gibi 'benim için ölme, öldürme' diyebilmeli.

230 milyar dolarlık bir ekonomi olan Türkiye, geçen yıl itibarıyla 780 milyar dolarlık bir ekonomiye ulaştı. Milli gelirimiz artıyor. İstihdamda da ciddi bir artış söz konusu. Bu artış, yüzde 9'lar civarında. Yaz dönemi itibarıyla yüzde 8'e inmiş bir işsizlik oranımız var.

Temel hak ve özgürlüklerin güvence altında olmadır. Kalkınmak istiyorsak demokrasiyi ve demokratik standartları benimsemek zorundayız. Dünyada birinci sınıf demokrasi olmadan birinci sınıf bir ekonomi olmanız artık mümkün değil.

Şu anda 75 milyonun okul yaşında olanlar arasında ortalama eğitim düzeyimiz 6.5 yıl. Tabii 50 sene önce doğan insanın aldığı eğitimde bu ortalamayı etkiliyor. Bu ülke ne kadar okumuş diye baktığımız da ortalama ortaokul 2'den terk. Esas olarak uzun vadede eğitim sistemi yaşam kalitemizi artıracak.

Eskiden GAP, sadece bir sulama projesi gibi algılanıyordu. Artık, sadece bir sulama projesi değil. GAP'a yeni unsurlar da ekledik. GAP'ın hep suyunu düşündük şimdiye kadar. Ama artık güneşi de olacak. Yenilenebilir enerji için GAP bölgesi yeni bir merkez olacak. GAP, Türkiye için bir fırsata dönüşüyor. Bu anlamda GAP'a yaptıklarımız İstanbul'a yaptığımız yatırım anlamına da geliyor.

Bu ülkede 'Cumhurbaşkanı ya da Bakan olabilirsin Kürt olamazsın' sözü eskiden geçerli olabilir. Bugün ben 'Bakanım hem de Zaza’yım' diyebiliyorum. İlk defa Bingöl'den biri bakan oldu. Bunun benim için anlamı çok büyük. Bingöl'de doğan, okuyan bir çocuk artık 'ben de bakan olabilirim' diyebilecek.

Akademisyen olmak istiyordum ama olmadı, bürokrasiye geçtim. Belki siyasetten sonra üniversiteye dönerim.

Kadınların olmadığı bir kalkınmanın başarılı olması mümkün değil. Bugün, üniversite mezunu kadınların iş gücüne katılma oranı yüzde 70'lere kadar ulaşmış durumda. Kalkınma ajanslarımızın yaptığı programlar, SODES projelerimiz, ÇATOM'lar ve Aile Bakanlığı ile birlikte kadının kalkınmadaki yerini artırmaya çalıyoruz.

Bölgelerarası eşitsizliği gidermeye çalışıyoruz. İnsanlara ulaşabilmek, bölgeye özel sektörü çekebilmek için duble yollar, havaalanları yapmaya çalışıyoruz. Iğdır'da havaalanımız açıldı, Şırnak'ta, Hakkari'de ve Bingöl'de yapımları devam ediyor. Fakat, terör nedeniyle sorunlar yaşıyoruz. İnsanlar kaçırılıyor, araçlar yakılıyor. Terör, en büyük darbeyi bölge halkına veriyor.

Yeni teşvik sistemiyle 6. bölge yani Doğu ve Güneydoğu'ya yapılacak yatırımları destekleyeceğiz. Doğu ve Güneydoğu'da genç nüfusun istihdam imkanlarını artıracağız. Büyükşehirlere göç azalacak. Adıyaman, Urfa, Antep ve Mardin'e özel sektörün büyük ilgisi var."