Deltada yaşayan atlar, birçok sulakalan bitkisinin dağılışını kontrol ederek başka canlıların yuva yapması için korunaklı alanlar oluşturuyor. Özellikle Gediz Deltası gibi farklı habitatları bir arada barındıran mozaik yapının korunması için atların deltadaki varlığını devam ettirmesi kritik önem taşıyor.Tuzlu, tatlı ve acı su ekosistemlerini içeren sulak alan özelliği ile adeta bir mozaik olan Gediz Deltası 263 tür kuş türünün yanı sıra geniş bir bitki çeşitliliğine de ev sahipliği yapıyor.

Gediz Deltası'nda yaşayan yaklaşık 80 kadar yılkı atı ise deltanın bu zenginliğinde önemli bir rol oynuyor. Bu atlar genelde, civarda yaşayan insanların eskiden buraya otlatma amaçlı ya da bakamadıkları için saldıkları hayvanlar ve onların devam eden nesilleri.

Alandaki biyoçeşitliliğin korunmasında önemli bir rol oynayan atların otlaması sayesinde, çok yıllık bitkilerin gelişmesi engellenerek bu tülerin baskın hale gelmesinin önüne geçiliyor. Bu durum da yıllık bitki türlerinin gelişmesine büyük katkı sağlayarak çeşitliliğin artmasına neden oluyor. Bazı araştırmalar, otlatmanın engellenmesi halinde bitki türlerinin yaklaşık yüzde 50 oranında azalmasına, tek ve iki yıllık türlerin yok olmasına yol açtığını ortaya koyuyor. Bu nedenle otlatma deltadaki diğer canlı türleri ve sağlıklı bir sulak alan ekosistemi için de vazgeçilmez bir unsur haline geliyor.Yılkı atlarının Gediz Deltası için büyük bir değer olduğunu belirten Doğa Derneği Genel Müdürü Engin Yılmaz, yaptığı açıklamada "Gediz Deltası, içinde yaşayan insanı kuşu, atları ve barındırdığı farklı habitatlar ile benzersiz bir alan. Bizim bu alanı bugünkü değerleriyle geleceğe bırakma sorumluluğumuz var. Atlar da buna dahil" diye konuştu.Doğa Derneği ile birlikte Gediz Deltasının korunması için çalışan Tour du Valat sulak alan uzmanlarından François Mesléard'ın yakın zamanda kaleme aldığı bilimsel makalesinde Gediz Deltasında yaşayan atların Gediz Deltası'ndaki biyoçeşitliliği korumak için önemli bir rol oynayabileceğini belirtiyor.