Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) 2009 yılı Olağan Genel Kurul toplantısı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla başladı. Erdoğan, TEKEL işçilerinin eylemiyle ilgili olarak, 'Bu ideolojik değil de nedir? Kimin gönlü gelip de işçinin havuza atlamasını veyahut da orada soğukta kalmasını ister? Ama kusura bakmasınlar ben tüyü bitmemiş yetimin hakkını da kimseye yediremem. Ve bunun bedeli ne olursa olsun...' dedi. Erdoğan, son zamanlarda 'TEKEL işçileri' diye ifade edilen, sanki TEKEL'in bütününü kapsayan, çok ciddi bir spekülasyon olduğunu söyledi.

10 BİN KİŞİYE 40 TRİLYON

TEKEL'in on binlerce elemanının özelleştirmeyle ayrıldığını ifade eden Erdoğan, 'İş mi yapıyorlar? Hayır. Sadece tütün depoları adı verilen depolarda bu insanlar duruyor ve aylık bize maliyeti 40 trilyon. Yaklaşık 10 bin kişi' dedi. Erdoğan şunları kaydetti:

BİZ TÜM HAKLARINI VERDİK

'Halkın parasını ödüyoruz. Dedik ki buralar artık çalışmıyor, bu bir depo, şu anda üretim falan söz konusu değil. 2 yıl önce dedik ki bakın biz buraları kapatıyoruz, ona göre hazırlıklarınızı yapın. Buna rağmen son zamanlardaki yapılan hareketleri gördünüz. Dedik ki 'al kardeşim ihbar tazminatını, al kıdem tazminatını. Bu ülkede, sizi 4C'de de istihdam edelim. Hayır, olmaz.... Bizi aynı şartlarda 4B'de değerlendireceksiniz. Devlet bu şekilde, üretime yönelik olmayan bir istihdamı sağlama alanı değildir. O zaman biz ne oluruz söylenen laf var ya 'devletin malı deniz yemeyen domuz', bu mantıkla bu iş yürümez. Ama sorumluluk altında olmayanlar ne diyor? 'Bunları çalıştırın.'

Önce hastanelerde bulunan depolardan 2,5 katrilyon kâr sağladık

Erdoğan, eczacılıkta göreve geldiklerinde bütün SSK hastanelerinde ne kadar eczane varsa hepsini kapattıklarını, 2003'ün rakamıyla yaklaşık 2,5 katrilyonluk bir kaynağı o günün eczanelerine devrettiklerini anlattı. Erdoğan şunları belirtti: 'Serbest eczaneler artık onu kullanmaya başladı. Böyle bir imkanı sağlamışız ve kimlerle görüşüyorsak, konuşuyorsak 'sağ olun var olun, çok iyi kazanmaya başladık. Şöyle oldu böyle oldu' derken şimdi tabii fazla kazanmanın bittiği nokta yok ki. Biz de diyoruz ki batının limitleri neyse bu limitlerde bu süreci götüreceğiz. İlaç sanayi ile hepsi ile anlaşıyoruz, mutabık kalmışız, eczacılar hemen dediler ki 'hayır olmaz, biz anlaşmıyoruz' ne olacak? 'biz bir günlük kapatma eylemi...'

Bizi eleştirenlerin hiçbiri TEĞETİN tanımını bilmiyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Küresel kriz elbette Türkiye ekonomisi üzerinde etkili olmuştur. Elbette büyümede, ihracatta, işsizlikte belli oranda düşüş gerçekleşmiştir. Ama teğet geçmiştir, aynı şeyi söylüyorum' dedi. Erdoğan, “Ama bunlar teğetin tanımını bilmiyorlar. Teğet hiç sürtünmeden geçmek anlanıma gelmez. Sürtünerek geçer ama çok çok az bir şeyler oradan tırpanlar, olay budur. 7 yıl boyunca yaptığımız köklü reformlar sayesinde küresel krize hazırlıklı yakalandık ve hamd olsun sıkıntıyı en az şekliyle atlatıyoruz' dedi. Başbakan Erdoğan, 'Bizden önceki dönemde 21 banka Fon'a devredilirken bu dönemde bir tek banka hamd olsun batmadı, kapanmadı. Burada art niyetten başka bir şey olabilir mi?' diye konuştu. Türkiye'nin 2009'daki büyüme oranlarının düşük olarak gerçekleştiğini ifade eden Erdoğan, büyüme sürecinin 2010'dan itibaren başlayacağını söyledi.

Son noktayı 31 Aralık'ta başarılı şekilde koyacağız

Erdoğan, DEİK Olağan Genel Kurulu'nda, 2001 krizini birçok kişinin yaşadığını anımsatarak, 2001 krizinin Türkiye'nin kendi krizi olduğunu, Türkiye'nin kendisinin olan bu krizi çözemediğini anımsattı. Erdoğan, 31 Aralık 2009'da önemli ve başarılı bir operasyona son noktayı koyacaklarını belirterek, şöyle devam etti: '1 Ocak 2005'te Türk Lirası'ndan altı sıfırı attık. 'Batarsınız, enflasyon patlar' demedik laf bırakmadılar. Hiçbirisine zemin vermedik pürüzsüz şekilde bu operasyonu tamamladık. Size daha da önemlisini söyleyeyim, Türk Lirası başta Kuzey Irak olmak üzere bölgesel rezerv para olma yolunda kararlılıkla ilerliyor. Bugün sadece cebimizde taşıdığımız para değil o para üzerinden Türkiye'nin pasaportunun değeri de arttı. Rusya'yla İran'la diyoruz ki artık kendi paralarımızla ticaret yapacağız. Daha yüksek oranlardan yüzde 30 enflasyona inmek kolaydır. Şu anda yüzde 5.5 onu 5'e düşürmek daha zordur. Faizleri bundan sonra 1 puan 2 puan düşürmek zor ama bunu da başaracağız.”

2010 bütçesi krizden çıkışta sosyallik için hazırlandı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2010 Mali Yılı Bütçesi'nin, küresel krizden çıkış bütçesi olarak hazırlandığını bildirdi. Küresel ve ulusal ölçekte önemli bir süreçten geçildiğini, bütün dünyanın 2. Dünya Savaşı sonrası en büyük ekonomik krizi yaşadığını belirten Erdoğan, bu krizi aşabilmek için de yoğun bir çabanın içerisinde olduğunu anlattı. Erdoğan, '2010 bütçesi sosyal yönü güçlü Türkiye'nin potansiyellerini milletimizin hizmetine sunan bir bütçe oldu. Ama bütçe görüşmelerinde rakamlar çarpıtıldı, veriler eğilip büküldü, hükümetimize hakarete varan eleştiriler yapıldı. Ekonominin tarafları da milletimiz de neyin ne olduğunu biliyor görüyor" dedi.

Eczaneler satmazsa ilaç markete giriyor

Eczanelerin kapatma eyleminin çok yanlış olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, "Oturduk konuştuk hatta ilaç sanayi aradaki farkı biz ödeyeceğiz demesine rağmen onlar da böyle bir eyleme girdi. Ama siyasi ne yaptı? Hemen onu da kullanmaya başladı" açıklamasında bulundu. Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı: "Biz de diyoruz ki kardeşim buyurun size 15 Ocak'a kadar müsaade direkt olarak gelirsiniz SGK ile anlaşmanızı yaparsınız ve anlaşmayı da yapmak suretiyle biz eczacılarla baş başa bu işi götürürüz. Aynen Amerika'da olduğu gibi artık marketlerde, süpermarketlerde ecza ile ilgili stantlar kurulmasına yönelik de bir çalışmayı ayrıca yürütüyoruz. Bu işi geliştireceğiz. Tekel oluşturmayacağız. Her yerde rekabet alanını geliştireceğiz. Bilimden sanata her yerde. '/yeni şafak