Bundan yaklaşık 750 yıl önce Şair Yunus Emre; "Yaratılanı severim yaratandan ötürü" diyerek içindeki insan sevgisini dışa vurmuştur. İnsanları sevmek, onlarla iyi geçinmek erdemli insanlara özgü görünse de, herkeste olması gereken doğru davranıştır.

Aydın Belediye Başkanı İlhami Ortekin'in başkanlığı döneminde "Önce insan" sloganı her yere yazılmıştı. İnsanlara verilen değerler konusunda şimdiye kadar gördüğümüz en iyi sloganlardan birisidir bize göre. Bu slogan ile İlhami Ortekin gayet başarılı olmuş, yeni yeni yükselen "Sosyal belediyecilik" konusunda önemli çalışmalar yapmıştır. Ayrıca bu çalışma kendisinden sonra gelen Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu için ilham kaynağı olmuş, aldığı bayrağı çok daha yukarılara taşımasını bilmiştir. Özlem Çerçioğlu yaşama geçirdiği sosyal belediyecilik anlayışı ile özellikle kırsal alanda halkın sevgisini kazanarak üst üste seçimlerden zaferle ayrılmıştır.

Şimdilerde neredeyse bütün yerel yönetimler, siyasi partiler ve bizi yönetenler insana değer verdiğini, sosyal amaçlı çalıştıklarını söyleseler de gerçekte durum hiçte öyle değildir. Sanki 1980 öncesinde yaşadığımız anarşi dönemindeki gibi insanlar birbirlerinden nefret etmeye, kamplara bölünmeye başlamıştır. İnsanların birbirine karşı bu kadar tahammülsüz olması insan sevgisi kavramının içini boşaltmaktadır. Bu duruma gelmemizde bizi yönetenlerin payı oldukça büyüktür.

Her ne kadar olumsuz örnekler çok olsa da, son dönemlerde etrafımızda yaşanan birçok toplumsal olaya baktığımız zaman insan olmanın hiçte zor olmadığını görebiliriz. İnsanlık adına, güzel ahlak adına çok güzel davranışlara tanık oluyoruz. Bu güzelliklerin artması hepimizin yararına olacak, böylece daha güzel günlere ulaşabileceğiz.

Aslına bakacak olursak, insan olmayı, insan olmanın anlamını ve “Ben bir insanım” demenin değerini bilmez ve istemezsek, hiç kimse bize bunu öğretemez. Keşke Yunus Emre gibi insan olmanın tüm güzellikleriyle birlikte bizlere "Yaratanın eşsiz armağanıdır" diyebilsek. İnsan denen bu muhteşem varlık için söylenecek o kadar çok güzel şey var ki, bunu kavrayıp anlayabilsek dünyayı daha yaşanır hale getirebiliriz.

Etrafımızda ve çevremizde yaşananlara, hatta bizzat kendi şahsımızla ilgili bazı olaylara irdeleyen gözle bakabilirsek göreceğiz ki, insanla ve insanlıkla ilgili hiç bir sancının içerisine girmeden barış içinde yaşayabiliriz.

Herhangi bir insanın herhangi bir şehirde yaşarken kendisini güvende hissetmek, bu şehirlerde insanca yaşamak ister. O kentin yönetiminden sorumlu olan kişinin olması gereken öncelikli sloganıdır "Önce insan". Yöneticiler tarafından bize insan olduğumuz için, insan gibi hizmet ve muamele edilmesi en büyük dileğimizdir. Yöneticiler tarafından siyasi görüşe, dini inanca, hatta mezhebe göre ayrıştırılmak yerine insan olarak değerlendirilip öyle hizmet almak istiyoruz. Bunun aksine kim davranış sergilerse sergilesin o kişi en büyük yobazdır.

Karşısındaki kişinin, yanında çalışanların, başta belediyeler olmak üzere yönettiği kurumlardan beklentileri olanların insan olduğunu düşünüp öyle hareket ederek, “Önce insan” diyen kişileri kutluyoruz. Aksine davranış gösterip bırakın diğer insanları, yanında çalışanları bile insan yerine koymayan belediye başkanlarını ve diğer yöneticileri lanetliyoruz.

“Ben bu dünyaya kin değil, sevgi paylaşmaya geldim.” (Sophokles)