24 Haziran genel seçimlerinde AK Parti ve MHP “Cumhur İttifakı”,CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi de “Millet İttifakı” adı altında seçime girmişlerdi.

Kurulan ittifaklar bir siyaset mühendisliğinin ürünü değildi.

Siyasi meşruiyetin beş öğesini de içinde barındırıyordu.

1-Ahlakiydi,

2-Demokratikti,

3-Makuldü,

4-Mantıklıydı,

5-Vicdana uygundu.

Her partinin oy pusulasında adı ve amblemi vardı. O nedenle her partiye ait seçmen ya da sempatizan gönül rahatlığı içinde partilerine oy verebildi.

O sayede demokrasinin bir gereği parlamentoda temsilde adalet sağlanmış oldu.

Tek kusuru ittifak taraftarlarının aralarındaki mücadeleyi Ülke’nin ve devletin varlık, yokluk meselesi haline getirmeleri, seçmeni o yoldan etkilemeye çalışmalarıydı.

Konunun karşılıklı polemiğe dönüşmesi işsizlik, istihdam, hayat pahalılığı ve üretim gibi temel konuları siyasetin gündemi olmaktan çıkardı.

Diğer bir mahzuru da mücadelede kullanılan dilin vatandaşlar arasında zaten var olan zihni bölünmüşlüğü artırması, fay hatlarını da daha da derinleştirmesiydi.

Görünen o ki, partiler genel seçimlerde aralarında yaptıkları ittifakı önümüzdeki yerel seçimlerde de devam ettirmekten yanalar.

Ancak genel seçimlerde elde ettikleri başarıyı yerelde elde etmeleri pek kolay gözükmüyor.

Bir defa adını koyalım.

İttifak yapanlardan hangi parti hangi büyükşehirde ya da ilçede diğerini destekleyecekse ya orada aday çıkarmayacak ya da seçime asılmayacak bir adayla seçime girecek.

O nedenle bazı sürprizler yaşanabilir.

Bakarsınız partisine ya da adaya öfkeli seçmenin oylarıyla bir sembolik aday veya bir bağımsız seçim kazanabilirler.

Bakarsınız bunlardan bazıları da oyları bölmek suretiyle kıl payı karşı ittifaktaki adayın kazanmasının yolunu açabilirler.

Bu tür sürprizlere karşı partiler kendilerinden aday çıkmasının önlemini alabilirler fakat sistemde bağımsız aday olacakları engelleyecek bir mekanizma yok.

O nedenle genel seçimlerde isteneni veren ittifak yerelde, hepsinde olmasa bile bazı yerlerde ‘müttefikleri” üzebilir.

Buna yol açacak nedenler de şunlar:

BİR: Seçmenin yereldeki oy verme ölçüleri geneldekinden bir hayli farklıdır. Genel seçimde parti öne çıkarken yerelde partinin yerini hizmet alır.

Ayrıca akrabalık, dostluk, arkadaşlık gibi duygusal bağlar oyların rengini yerelde değiştirebilir.

İKİ: İttifak yerelde seçmen tarafından kendi iradesine müdahale demek olan siyaset mühendisliği şeklinde yorumlanabilir ve sürü gibi görülmek aksi tesir yapabilir.

ÜÇ: Sınırlar komşularımızdaki defacto duruma bağlı olarak genel seçimlerdeki ittifakın  “Ülke’nin bekası” ile ilişkilendirilmesi anlayışla karşılanabilir.

Ancak iktidar değişikliğine yol açma ihtimali olmayan, ili ya da ilçeyi beş yıllığına idarece edecek olan yöneticilerin seçildiği bir seçimin beka meselesi haline getirilmesine “bir mantığı yok” diye seçmenden tepki gelebilir.

Bunu da nasıl ki genel seçimde Ülke’nin asli sorunları ötelendiyse bu seçimde de ilinin, ilçesinin sorunları gündeme gelmeyecek, hasıraltı edilecek, gerekçesiyle yapar.

DÖRT: Siyasetçilerin gerekçe olarak ileri sürdüğü “memleketin âli menfaatlerinin” yerel seçimlerde de ittifakı gerektirdiğine dair tezlerine seçmen rağbet etmeyebilir.

Konu oyunu partiye göre kullananlarda belki sorun teşkil etmeyebilir ancak konjonktüre göre kullananlarda işin rengi değişebilir.

BEŞ: Seçmene partisi tarafından “ben aday çıkarmıyorum. Sen falanca partinin adayına oy vereceksin,” denmesi ne kadar demokratiktir?

ALTI: Yerelde meclis üyelikleri, belediye başkanlıkları siyasetçinin yetiştiği okullardır.

Örnek olarak Nazilli’yi ele alalım.

Farz edelim CHP, İYİ Parti arasında ittifak gerçekleşti, anlaşmaya göre bu ilçede çatı aday İYİ Parti’den oldu.

CHP örgütüne ve çoktan beri sandıkta tartılmayı bekleyen Cavit Yenipazarlı’ya karşı yapılan bu eylem ne kadar demokratik, ne kadar vicdanidir?

Cumhur İttifakı’nın iki üyesi AK Parti, MHP anlaşmasında diyelim ki, Nazilli MHP’nin kısmetine düştü.

Peki, AK Partili seçmen gönül rahatlığı ile buna razı olacak mı?

Ayrıca Aydın BŞB’ de MHP’nin AK Parti’yi destekleyeceği söyleniyor.

Öyle bir durumda hem bir yıldır bu iş için hazırlık yapan hem de yakın zamanda adaylığını ilan eden Ümmet Akın’ın durumu ne olacak?

MHP’li seçmen buna ne tepki verecek?

YEDİ: Seçmen sürü muamelesi yapılmaktan hoşlanmaz, beklentileri ters yüz etmekle sandıkta gerekli cevabı verir.

O nedenle ittifak adı altında da olsa demokratik, ahlaki, akli ve vicdani unsurlar hesaba katılmamış güdülemelere seçmen kolayca boyun eğmez.

Dikkatli olmak gerekir.

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA