23 Eylül Milli Mücadele Kahramanlarımızdan Yörük Ali Efe’nin vefatının 70.yıl dönümüydü.

Gün münasebetiyle belediyeler, kamu kurumları tarafından bildiriler yayınlandı, anma toplantıları düzenlendi.

En kapsamlı olanı da Yörük Ali Efe’nin Yenipazar’daki müzesinin bahçesindeki mezarı başında düzenlenen iki anma töreniydi.

Belediyenin öncülüğünü yaptığı toplantının hemen ardından İl Kültür Müdürlüğü de aynı içerikli ikinci bir tören düzenledi.

Aynı içerikli iki toplantı görenlerin kafasını karıştırdı, Yörük Ali Efe siyasi bir şahsiyet miydi ki bir rekabet söz konusu?

İki toplantı bir arada yapılsa Milli Mücadele’nin birleştirici, bütünleştirici özelliği de hem şekil hem de ruh yönüyle gündeme getirilmiş olmaz mıydı?

Oysa Efe’nin torunu Merkez Valisi Kayhan Kavas’ın anlattığına göre Yörük Ali Efe her partiye aynı mesafedeydi.

Demokrat Parti’nin iki kurucusu Adnan Menderes’le Celal Bayar Yenipazar’a Efe’yi ziyarete gelirler.

Kendisinden Demokrat Parti Yenipazar Teşkilatını kurmasını rica ederler.

 Efe bu ricaya “Benim kurmam İsmet İnönü’ye ayıp olur, ben size oğlum Ali’yi vereyim,” diyerek karşılık verir.

Peki, nedir her ikisinde de mevlit okunan, konuşmalar yapılan aynı mekânda iki toplantının birbiri ardına yapılma nedeni?

İlk toplantıyı organize eden Yenipazar Belediye Başkanı Yüsran Erden ne diyor, ona bakalım:

Yörük Ali Efe’yi bu yıl da 23 Eylülde vefatının 70. yılında Müze alanındaki mezarı başında anmak için İlçe Kaymakamının bilgisi dâhilinde belediye olarak gerekli hazırlıklarımızı yaptık.

Sayın Valimizle birlikte Yörük Ali Efe’nin Merkez Valisi torunu Kayhan Kavas’ı davet ettik.

Kültür Müdürümüze de elden davetiye götürdük ancak kendisinin izinli olduğunun söylenmesi üzerine iletmeleri ricasıyla sekreterine teslim ettik.

Aydın milletvekilinin tamamına ve siyasi partilerin il başkanlarına hem elektronik postayla davetiye gönderdik hem de il başkanlarını ve vekilleri telefonla aradık.

Biz hazırlıkları tamamladık diyorduk ki, törenden bir gün önce İl Kültür Müdürlüğü tarafından müzede toplantı yapmanın bakanlığın iznine tabi olduğu haberi iletilmesi üzerine Kültür Müdürlüğünün de yardımlarıyla gerekli Valilik iznini aldık.

Ardından anma günü İl Kültür Müdürlüğü yetkileri kendilerinden sonra bir anma programının daha olduğunu o nedenle ses ve oturma düzeninin yerinde kalması ricasında bulundular, yerine getirdik.

Anma törenine CHP milletvekilleri ve ilçe başkanı yanında AK Parti Yenipazar İlçe Başkanı Selim İzmirlioğlu, MHP ilçe Başkanı Osman Bolatoğlu ve önceki belediye başkanımız Zafer Savcı da katıldı.

Biz 9’50’de başladığımız programı 11’45 bitirdik,”dedi.

Konuyla ilgili İl Kültür Müdürü Doç. Dr. Mehmet Umut Tuncer de dedi ki:

“Biz Yenipazar Belediyesi’nin etkinliğinden bilgimiz olmadığı için Yörük Dernekleri ile 23 Eylül Yörük Ali’yi anma gününde önceden bir programı yapma kararı almıştık.

Ben 10 gün izinliydim ve Aydın dışındaydım. Yenipazar Belediyesi’nin programından izin dönüşü bir gün önce bilgim oldu.

Müzelerde biz de olsak bir faaliyet yapılacağında Bakanlığın izni gerekiyor. Biz bunu hatırlattık ve Yenipazar Belediyesi’nin korsan toplantı yapmış durumuna düşmemesi için elden takip ederek Valilik onayı çıkarttık.

O nedenle kamuoyunda algılandığı şekilde bizim bir alternatif anma töreni düzenlediğimiz iddiası gerçek dışıdır.

Kaldı ki, biz Başkan Yüsran Erden’le her zaman iyi ilişkiler içersinde olduk ve birlikte Yenipazar’la ilgili birçok sorunu çözdük” dedi.

Kültür Müdürü Doç.Dr. Mehmet Umut Tuncer’i çalışkanlığı ve kültür ve turizm gibi iki farklı konudaki bilgi ve ehliyetinden dolayı takdir ederiz.

Bu göreve atanan en isabetli müdür olduğunu da yazdık, söyledik, yeri geldi savunduk.

Ancak darılmak, gücenmek yok, hatalarını da yazmaktan, eleştirmekten geri durmamız söz konusu olamaz.

Burada önemli olan kimin ne söylediği ya da kamuoyunda ne şekilde algılandığı da değildir.

Onun daha da ötesinde Yörük Ali Efe gibi birleştirici, bütünleştirici tarihi bir şahsiyetin biraz da sıcak siyaset ortamın etkisiyle günlük, kısır siyasi çekişme aracı yapılmasıdır.

Görünen o ki, Kültür Müdürlüğü konu hakkında ince eleyip, sık dokumamış.

BİR: Davetli oldukları halde AK Partili milletvekilinden birinci toplantıya katılanın olmaması, gerçi ikincisine de katılan olmamıştır, katılımcılarda alternatif toplantı algısını güçlendirmiştir.

İKİ: Kültür Müdürü Mehmet Umut Tuncer davetli olduğu halde belediyenin yaptığı organizasyona katılmamıştır, eğer kısa süreliğine de olsa hazır bulunsaydı söylediklerimizin hiç birini bu gün konuşuyor olmayacaktık.

Kültür Müdürlüğü personelinin alanda olduğu savunması ise yeterli değildir.

ÜÇ: İçerikleri aynı iki program tarafların üzerinde yapacağı kısa bir çalışma ile birleştirilebilirdi, bilerek ya da bilmeyerek üzerinde durulmadığı için alternatif kutlama tezi gündeme gelmiştir.

DÖRT: Devlette devamlılık esastır, müdür izindeyken yerine vekâlet edecek birini bırakmıştır.

Vekil ya kendini durumdan haberdar ederek ya da inisiyatif kullanarak konuyu hal yoluna koyabilirdi.

 Bu kadar basit bir konu müdürün yokluğunda çözüme kavuşturulamadı ise o kurumda sorgulanmayı gerektiren bir yönetim kusuru var, demektir.

BEŞ: Kültür Müdürlüğü törenine gerekçe olarak gösterilen davet edilen Yörük Dernekleri ile önceden planlandı savunması da yetersizdir.

Çünkü Aydın’ın ilk kurulan Yenipazar ve Karaçakal Yörükleri Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği etkinliğe davet edilmemiştir. Unutulmuş ya da bilmiyorduk savunması organizenin gerçekliğini daha da tartışmalı hale getirir.

Sonuç olarak görünen o ki, anlattıklarına bakılırsa ne kültür müdürünün Yenipazar Belediye Başkanı Yüsran Erden ne de Yüsran Erden’le Kültür Müdürü arasında bir sorun söz konusudur.

Asıl sorun CHP’nin eleştirilerine hedef olan Kültür Müdürü Doç Dr. Mehmet Umut Tuncer ile CHP arasında esen soğuk rüzgârdır.

Kültür Müdürlüğü o buz gibi havayı solumaktansa bu işte en çıkar yolun ikinci bir anma toplantısı düzenlemekten geçtiğine karar vermiş olmalı.

Ancak bu konuda bir hatırlatmam olacak:

Hangi ölçekte olursa olsun devlet yöneticilerinin aklından bir an bile çıkarmamaları gereken temel kural dostunu ve düşmanını belirlemede devleti ölçü alırlar.

Görünen o ki, ikinci toplantının fikir babaları bu temel gerçeği göz ardı ederek duygularına yenilmişlerdir.