FARUK Aksoy , gişeyi fethetti dümeni Çanakkale’ye kırdı! Ortak yapımcısı ve yönetmeni olduğu ‘ Fetih 1453 ’ün Türk sinemasında yeni bir çağ başlattığını söyleyen Aksoy, 17 günde 4 milyon 651 bin 715 kişiyle izleyici rekorunu kıran ve 40 milyon 514 bin 684 TL hasılat elde eden ‘ Fetih 1453 ’ün başarısının altında hayallerinin yattığını belirtti. Lüks restoranlara, gece kulüplerine gitmek yerine sokakta yaşayarak halkın ne istediğini çok iyi gözlemlediğini söyleyen Aksoy’un en çok izlenen 10 yapım arasında 4 filmi var. Ünlü yapımcının son projesi ise Çanakkale Savaşı!

‘ Fetih 1453 ’ izleyici rekoru kırdı. Filminizin Türk Sineması’nda yeni bir çığır açtığını söyleyebilir miyiz?
Evet, yeni bir çığır açtığını söyleyebiliriz. Fatih Sultan Mehmed İstanbul’u fethederek Yeni Çağ’ın kapılarını açtı. ‘ Fetih 1453 ’ün de Türk sinemasında yeni bir çağ açmış olduğunu düşünüyorum. Çünkü bundan sonra böyle yüksek bütçeli filmlere kapı açmıştır. Artık sinemacılar halkın ilgisini çekecek filmlere yüksek bütçe ayıracaklardır. Risk almaktan endişe etmeyeceklerdir.

‘ Fetih 1453 ’ yıllık bir çalışmanın sonucunda gösterime girdi. En çok hangi konuda zorlandınız?
Projenin oldukça hassas ve kapsamlı olması... Bu nedenle birkaç olgunun bir araya gelmesi gerekiyordu. Bunlardan biri bir yüreğe sahip olmak, ikincisi bu inanca sahip olmak, üçüncüsü böyle bir projenin hak ettiği bütçeyi denkleştirmek ve o parayı gözünü kırpmadan harcamak, dördüncüsü ise Hollywood hangi teknolojiyi kullanıyorsa aynısını kullanmak. Bütün bu olguları olguları bir araya getirdiğimiz takdirde Türk sinemasında bugüne kadar yapılmamış olanı yapacağımızı biliyorduk.

Peki en çok hangi aşamada yoruldunuz?
Üç yıllık dönemde, 21 haftalık çekim süreci gerçekten dünya standartlarında bir ölçüdür. Bu kadar uzun bir süreçte inancını kaybetmemek, projeye olan güveni sürekli ayakta tutmak, kamera önünde ve kamera arkasında olanların motivasyonunun düşmemesini sağlamak elbette önemli meselelerdi. Bütün bunların var olmasını sağlayan enerjinin bir an olsun bile kaybolmamasını sağlamak ‘ Fetih 1453 ’ü ortaya çıkarmanın ilk koşuluydu.

Bütçe konusunda sıkıntı yaşadınız mı?
Henüz işin başındayken işin büyüsüne kendimi kaptırdım ve yaptığım bütçenin yüzde 15’i kadar yukarısına çıktım. Toplam bütçeyi düşünecek olursak o yüzde 15’in aslında büyük bir rakam olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Beni en çok yoran kısım da aslında bütçeyi aşan o ekstra yüzdeyi bulmak oldu.

Sektörde ‘Faruk sen bu işi kotarırsın’ diyen yandaşlarınız oldu mu?
Annem, eşim, kızım kardeşlerim benim en büyük destekçilerimdi. Sektörde ise sadece liseden de arkadaşım olan Murat Akdilek yandaşım oldu. ‘ Fetih 1453 ’ birçok yapımcının ve yönetmenin rüyasıydı. Ancak ya bütçeyi oluşturamadılar ya da böyle bir riske girmek istemediler. Pek çok insanın hayal ettiğini ben yaptım. Dolayısıyla çok fazla kıskanıldım ve ben o duyguyu anlayabiliyorum. Çünkü ‘ Fetih 1453 ’ü başkası çekmiş olsaydı ben de kıskançlık yaşayabilirdim. Bu nedenle hiç kimse telefon açıp “Haydi Faruk, bu işi bitirirsin” demedi. Ben zaten bizim sektörde dostluk kavramının pek fazla olduğunu düşünmüyorum. Sadece arkadaşız. Dostluk başka bir şey.

‘Fetih’ filminin hayalini ilk ne zaman kurdunuz?
‘Güle Güle’yi yaptıktan sonra 2000’de ‘ Fetih 1453 ’ü çekmeyi hayal ettim ve kafama koydum.

'KOMPLEKSİ OLANLAR ELEŞTİRDİ'
‘ Fetih 1453 ’te Hollywood filmlerinden alıntılar olduğu yönünde eleştiriler oldu. Cevabınız nedir?
Bu kadar zorlama ve absürd benzetme çabaları en komedi filminden daha çok güldürüyor beni. Aslında bu eleştirilerin altındaki psikolojiyi anlıyorum.

Nedir o psikoloji?
Batı hayranlığını ve aşağılık kompleksini içinde barındıdan bir psikoloji. Kendisini Batı’dan daha değersiz gören bir anlayışın ürettiği bir psikoloji. Beni burada üzende zaten bazılarının kendisini Batı’dan daha aşağıda görmesi.

'NE AKIL VERİRİRM, NE BAŞKASINI DİNLERİM'
Peki “Faruk sen deli mi sin, bu kadar para riske edilir mi?” diyen oldu mu? Yaptığım her film de birtakım insanlar “Bu film yapılır mı? Yapmasan daha iyi olur” demişlerdir. Hatta ‘Recep İvedik’ ben den önce bir çok yapımcıya gitmiş, çekilmeye değer bulunmamıştır.
Fakat böyle durumlarda ne ben başkasına akıl veririm ne de başkasını dinlerim. Güzel bir söz vardır “Riski olmayan başarı, ışıldamayan zafere benzer” diye. İşte bu benim felsefemdir. Yine güzel bir sözle cevap vereyim: “Hayallerimin çoğunu gerçekleştiremeyebilirim. Peki kim beni hayal kurmaktan alıkoyacak?”

'YENİ PROJELER İÇİN KENDİMİ DAHA CESUR HİSSEDİYORUM'
Şimdi gişe rekortmeni bir filmin ortak yapımcısı ve yönetmenisiniz. Ne hissediyorsunuz?
Önceliğim rekorlar, rakamlar değil, izleyicilerin filmi büyük bir coşku ve gururla izlemiş olması. İzleyicilerden aldığım tepkiler hakikaten gözlerimi dolduruyor. İzleyicinin bana yaşattığı gurur kendimi oldukça mutlu hissetmeme neden oluyor. Bunun yanı sıra yeni projeler için kendimi cesur ve güçlüde hissediyorum.

‘Recep İvedik’ i halktan uzak insanlar sevmedi’
‘RECEP İvedik’ e eleştiriler daha çok kendilerini seçkin ve sofisti ke kabul eden insanlardan geldi. Halktan uzak, filme yönelttiği eleştiri üzerinden bir kimlik sahibi olmaya çalışanlar ‘Recep İvedik’ i yerden yere vurdu, etmedik laf bırakmadı ama ben o filmleri yapmaktan dolayı çok mutluyum.

Şahan Gökbakar, ‘Recep İvedik’ in gişe rekorunu geçme olasılığı fazla olmasına rağmen ‘Fetih 1453’e destek verdi. Bu konuda ne dersiniz?
‘Fetih 1453’ün açılış rakamlarını öğrenince çok mutlu oldu. Şahan’ ın kişiliğini de düşünecek olursak zaten desteklemesinden başka bir seçeneği olacağını hiç aklıma getirmedim. Şahan nasıl benim ailemin bir üyesiyse bende onun ailesinin bir üyesiyim. Benim kardeşimdir. Bir anlamda aile içi rekabet oldu. Bir aileyide güçlendiren nedenlerden biri kendi aralarında yaşadığı rekabettir.

En çok izlenen ilk 10 film listesinde 4 filminiz var. Bu sizin nasıl bir sinemacı olduğunuzu gösterir; dâhi misiniz, çılgınmı sınız çalışkan mısınız?
Bu payeleri kişiler kendilerine değil başkaları layık görür. Ben kendi kendime paye veremem. Pahalı restoranlarda, gece kulüplerin de değil, sokakta yaşayan biriyim; halkla iç içeyim. Bu nedenle insanların neyi izleyecekleri neyi izlemeyecekleri konusunda önemli bir öngörü yetisine sahip olduğumu söyleyebilirim. Dahada önemlisi yaptığınız iş için yüreğinizi ortaya koymak. Yüreğinizle yaptığınız işlere insanlar saygıda gösteriyor ilgide.