2008-2009 sezonu öncesi... Barcelona Başkanı Juan Laporta çok kritik ve riskli bir karar vererek Guardiola'yı Barcelona'nın başına getiriyor. Herkes de birbirine soruyor "Genç teknik adam bu yükü kaldırabilecek mi" diye, ama O, bu yükün altından kalkmakla kalmayıp, sadece La Liga değil Şampiyonlar Ligi dahil mücadele ettiği her kulvardaki rakibine sahayı dar ediyor takıma oynattığı o müthiş futbolla. Messi, Eto'o, Henry, Iniesta, Xavi gibi yıldızları aklımıza bir kez daha kazıyor. Belki de yıllar sonra "Efsane" olarak hatırlayacağımız bugünün Barcelona'sını yaratıyor ve profesyonel teknik adamlık kariyerinin ilk senesinde La Liga, İspanya Kral Kupası ve Şampiyonlar Ligi kupasını almaya, yani sezonu muhteşem bir 'üçlemeyle' kapatmaya hazırlanıyor.

Takımının etkileyici performansının yanında kendisi de bir 'Fenomen' olma yolunda hızla ilerliyor. Futbolseverler, sahadaki Barcelona'nın 'yakışıklı ve karizmatik' futbolunu izlerken, saha kenarında da aynı sıfatları fazlasıyla hakeden bir teknik adamı görüyor. Yedek kulübesinde, saha kenarında ya da basın toplantısındaki hareketleri ve jestleriyle Guardiola, yurt dışında Mourinho, yurt içinde de Fatih Terim'in pabucunu da fazlasıyla dama atmış görünüyor!