HSYK tarafından Rixos Otel’de düzenlenen “Yargıda durum analizi” değerlendirme toplantısının açılışına Adalet Bakanı Ergin, Yargıtay Başkanı Nazım Kaynak, Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Vedat Ahsen Coşar, HSYK ve yüksek yargının bazı üyeleri ile hakim ve savcılar katıldı. Ergin, toplantının açışındaki konuşmasında, HSYK tarafından 8 aydır 17 farklı bölgede 1200 hakim ve savcının katılımıyla yapılan toplantının sonuncusunu Ankara’da gerçekleştirildiğini söyledi.

Toplantılarda hakim ve savcıların görüş ve önerilerinin alındığını, yargının sorunlarına ilişkin sorun önerilerinin getirildiğini anlatan Ergin, “Günün gereksinimlerine uygun etkin verimli ve hızlı bir yargı sisteminin oluşturulması konusunda daha ileri adalet politikaları geliştirmek, Adalet Bakanlığı’nın sorumluluğunda olmakla birlikte bu değişimi uygulayacak olanlar da şüphesiz bağımsız mahkemeler, hakimler ve savcılarımızdır. Bu anlamda HSYK etkin ve hızlı bir yargı sisteminin oluşturulmasında ve bakanlığımızın vizyonu olan güven veren bir adalet sistemine ulaşılmasında önemli yetki ve görevlere sahiptir” diye konuştu. HSYK’nın yargının etkin ve verimli hale gelmesi için başlattığı çalışmaları heyecanla karşıladığını dile getiren Ergin, bu çalışmalarda yargının tüm aktörlerinin bir araya getirildiğini ve yargıda durum analizi toplantıları yapıldığını anlattı. Bu toplantıların adalet sisteminin yarınları için umut verici olduğunu söyleyen Ergin, yargının hızlandırılması için yapılan yasal düzenlemeler hakkında da bilgi verdi.

Yargıda durum analizi toplantılarının dün başlayan sonuncusunun yargı camiasının tüm paydaşlarının katılımıyla 3 gün süreceğini söyleyen Ergin, toplantıda mevzuat uygulamada kaynaklanan sorunların son bir defa daha ele alınacağını, yargının etkinlik ve verimliliğini artıracak somut önerilerin geliştirileceğini kaydetti.

Ergin, bu önerilerin hükümet tarafından yeni yasama döneminde öncelikli dikkate alınarak gerekli yasal düzenlemelere zemin hazırlanacağını da bildirerek, “toplantıda, yargının etkinlik ve verimliliğini artıracak somut öneriler geliştirilecek ve bu öneriler hükümetimizce yeni yasama dönemimizde öncelikle ele alınarak gerekli yasal düzenlemelere zemin hazırlanacaktır” diye konuştu.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Ankara Rixos Otel’de düzenlenen “Yargıda Durum Analizi ve Değerlendirme” Toplantısı’nın ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.

“SÜRECİ SIKINTIYA SOKMAYALIM”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, yeni anayasanın 1 yıl içinde hazırlanacağına yönelik sözlerine muhalefetten gelen eleştirilerin anımsatılması üzerine Bakan Ergin, “A partisi şunu söyledi, B partisi şunu söyledi gibi birbirimizin sözleri üzerinden yeni anayasa çalışma sürecini sıkıntıya sokacak değerlendirmelerden kaçınmamız gerekir diye düşünüyorum” dedi.

“BU SÜRECE GÖZÜMÜZ GİBİ BAKACAĞIZ”

Türkiye’nin artık bir darbe anayasasıyla adının anılmaması gerektiğini belirten Bakan Ergin, “Türkiye bunu hak etmiyor. Biz kenetlendik, yeni bir anayasayı inşallah makul bir sürede yapma noktasında son derece yüksek bir arzuya sahibiz. Bu anlamda günübirlik karşılıklı birtakım diyaloglarla bu sürece zarar verecek beyanlardan herkesin kaçınmasını öneriyorum.

Şahsen biz bu tür diyaloglardan kaçınacağız, özen göstereceğiz. Bu sürece gözümüz gibi bakacağız” diye konuştu.

“İMRALI İLE GÖRÜŞÜLÜR”

Başbakan Erdoğan’ın “İmralı ile görüşülebilir” şeklindeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Bakan Ergin, “İhtiyaç olduğunda devletin kurumları ülkenin güvenliği için, ülkenin, milletimizin selameti için gerekli gördüğü her türlü çalışmayı yaparlar. O kurumların var oluş amacı da budur zaten” dedi.

“BASKI VARSA İSPATLASINLAR”

Bakan Ergin, gazetecilerin Deniz Feneri e.V. soruşturmasını yürütürken görevden alınan üç savcının soruşturma esnasında baskı gördüklerine yönelik sözlerini anımsatması üzerine şunları söyledi: “Baskıyla karşılaştığını düşünen arkadaşımızın bunu somutlaştırması lazım.

Soyut birtakım değerlendirmelerle olmaz. Üç yıl süren soruşturma esnasında o arkadaşlarımız dosyalarda istedikleri her türlü soruşturmayı yapmışlardır. Yurtdışı talepleri Alman makamlarınca kabul edilir edilmez yurtdışına çıkmışlardır. Kendilerinin somut bir tespiti varsa paylaşabilirler.”