Doç. Dr. Abdüllatif Şener, Akdeniz Üniversitesi Ekonomi, Girişimcilik ve Kariyer Topluluğu'nun düzenlediği `Türkiye'nin Ekonomik ve Güncel Sorunları' başlıklı konferansta ülke ekonomisini değerlendirdi, öğrencilerin sorularını yanıtladı. Şener, Türkiye ekonomisini değerlendirirken, küreselleşmenin etkisinin gözardı edilemeyeceğini kaydetti.

Şener, ekonomide tüm kemer sıkmalara rağmen enflasyonun inmez hale geldiğini belirterek, "Bu da ekonomide olumsuz bir durumdur. Bu geçim sıkıntısı yaşayan kitleler açısından olumsuz bir durumdur" dedi. Ara mal ithalatının arttığını ve bunun büyük bir tehlike oluşturduğunu kaydeden Şener, "2007'de ara malı ithalatının 120 milyar dolar olduğunu biliyoruz. Bu de temel bir göstergeyi ifade ediyor" diye konuştu.

Türkiye'de farklı borç stoku göstergeleri olduğunu söyleyen Şener, "Türkiye'de aslında borç stoku artıyor. Farklı farklı borç stoku göstergeleri var. Borç stokunu herkes işine geldiğimi gibi gösteriyor" dedi. Türkiye'de cari açğın son yıllarda çok yükseldiğini vurgulayan Şener, "Cari açık 2007'de 38 milyar dolardı. 2002'de bu 1.5 milyar dolardı. 1 milyar dolar cari açık bile kriz çıkarabilir. 38 milyar dolar açık var ama bu açık miktarından daha fazla Türkiye'ye döviz giriyor. Bize ait olmayan başkalarına ait olan dövizler Türkiye'ye giriyor ve açıkta kalan tıkanmayı önlüyor ve kırılmayı önlüyor. Yabancılardan gelen döviz miktarı 55 milyar dolar" diye konuştu.

Yabancıların 3 milyar dolarlık gayri menkul aldığını söyleyen Şener, yabancıların başta bankalar olmak üzene medyaya ilgi gösterdiklerini, önümüzdeki yıllarda milli piyango, otoyol, köprüler ve enerji sektörüne ilginin artacağını kaydetti.

ÖZELLEŞTİRMELERDE İMZAM YOK

Abdüllatif Şener, daha sonra öğrencilerin sorularını yanıtladı. Stratejik kurumların satışına mesafeli olduğunun hatırlatılarak kaygılarının sorulması üzerine Şener, "Ben özelleltirmeye karşı değilim. Özelleştirmenin ekonominin rasyonelleşmesi anlamına geldiğini düşünüyorum. Ama herşey mi özelleştirilmeli derseniz? Milli Piyango'yu niye yabancıya satıyorsunuz derseniz bunu tartışabiliriz, köprü ve otoyolların özelleştirilmesini tartışabiliriz veya özelliştirmelerin yöntemlerini tartışabiliriz. Benim 5 yıllık bakanlığım süresince altına imza attığım hiçbir özelleştirme kararı yoktur. Galaport'u ben imzalamadım. Son 5 yıllık özelleştirmelerin hiçbirinde benim imzam yok" yanıtını verdi.

İYİ İNSAN İYİ VATANDAŞ ÖRNEĞİ

Şener, Ergenekon operasyonu çerçevesinde gözaltına alınan siyasiler, gazeteciler ve akademisyenlerin anımsatılarak, böyle bir uygulamayı nasıl değerlendirdiğine ilişkin soruya, "Gayet zor bir soru sordunuz" dedi. Çok sayıda gazetecinin kendisini aradığını belirten Şener, şunları söyledi:

"Aldığım telefonlarda basında büyük kaygı olduğunu hissettim. Hepsi telaşlı. `Nezakete uygun düşüyor mu? Yılların köşe yazarını, aydını, gece yarısı, apar topar evinden götürmeye gerek var mı? Bu yöntemler yapılmalı mı?' diye beni de test ettiler. Doğrusu yorum yapmakta zorluk çekiyorum. Ama Türkiye bir hukuk devleti ve kurumlar var, kurallar var. Kurallara rağmen, kuralları kötü işletebilirsiniz. Kötü işlettiğiniz zaman kamuoyunda büyük rahatsızlar ortaya çıkar. Rahmetli dekanımız vardı her açılış dersinde şunu anlatırdı. `İyi insan, iyi vatandaş olun' derdi. Onun tanımı şuydu; `İyi vatandaş demek yasalara uygun vatandaş' demek. Bunu sadece vatandaş açısından değil, kurumlar açısından, bunu yargıç, hakim, güvenlik görevlisi açısından düşünmek lazım. `Ama bu yetmez ayrıca iyi insan olun derdi. Çünkü yasalarla zulmetmek mümkündür. Yasaların boşluklarından yararlanarak haksızlık yapmak mümkündür. Onun için bir yasayı uygularken dahi insaf sahibi olmak lazım, izan ve vicdan sahibi olmak lazım, buna göre uygulamak gerekir' diye anlatırdı. Dallas dizisindeki Ceyar'ı örnek verirdi sayın hocamız. `Ceyar iyi vatandaş' derdi. `Çünkü yaptığı her işi kanuna uydurur' onun için ne mahkemeler hesap sorar kendinden ne de güvenlik birimleri, iyi vatandaştır. Ama Ceyar iyi bir insan değildir. Yasaların boşluklarından yararlanmak suretiyle yapmadığı hile, kurmadığı tuzak kalmaz. Ama bir de eskiden eşkiyalar vardı ya da efeler vardı. Bazı efeleri düşünün mevcut hukuk düzenine isyan etmiş ve dağa çıkmış. Dağa çıkmış ama bu efeler yoksulu doyuruyor, çıplağı giydiriyor, evlenemeyeni evlendiriyor. İnsan güzeli. Dekanımız `hem iyi insan, hem iyi vatandaş olun' derdi. Hukuk devletidir, kurallar, kurumlar, yetkiler vardır, bu yetkilere göre işlem yapmalılar biliyoruz ama uzaktan fotoğrafa baktığımızda bu işlemler böyle yapılmalı mı diye soruyoruz. Sevimsiz bir görüntü izlenimi veriyor. Fakat fazla bir değerlendirme yapmak istemiyorum. Çünkü yargının bağımsızlığı var. Bu işlemler yargı düzeni içinde meydana geliyor. Apar topar alınan, kimliği, sıfatı bilinen insanlar, sonra birşey yokmuş diye bırakıldığında, buna herkes üzülecektir. Süreçte bulunan herkesin üzüleceği tablolar ortaya çıkabilir. Onun için işin nezakete uygun ölçüye uygun yapılmasını dilerim."

BİLDİĞİM GİZLİ GÜNDEMLERİ YOK

AKP'nin gizli gündeminin olup olmadığına ilişkin soruya Şener, "Benim bildiğim gizli bir gündem yoktur. Ben kendi açımdan şefaf olduğumu düşünüyorum, ama birilerinin gündemi olup olmadığını sordunuz; bildiğim kadarıyla çevremdeki insanların başka bir gündemi yoktu. En azından ben öyle bir algılama, değerlendirme içindeyim" dedi.

Şener, AKP'yi kapatma davasının yerel seçimleri nasıl etkileyeceği sorusuna, "Belediye seçimlerinden önce bu dava sonuçlanır. 8 bilemediniz 10 ay içinde sonuçlanır. Hangi sonuçlar ortaya çıkar, bu sonuç belediye seçimlerini nasıl etkiler doğrusu tam kestirmek mümkün değil" diye konuştu.

ANKA