Saat 15.30'du. Yaklaşık 2 saat süren açış konuşmasından sonra Devlet Bahçeli bir kez daha kürsüye geldi. Bu kez teşekkür konuşmasını yapmak üzere. Salonun içi de dışı da doluydu, partililer liderlerini ayakta dinliyorlardı.

Sabah başka öğleden sonra başka bir MHP kurultayı izledik. Sabah sinirler gergin, her an büyük bir hadise olacak gibi bir tedirginlik vardı. Öyle ki İstanbul delegeleri dahi Reyiz Yılmaz'ın adamları sanılıp, pet şişe yağmuruna tutulmuştu.

BURNUNU ÇIKARAMADI

Kurultay öncesinden başlayan gerginlik Bahçeli'nin son anda bir panik havasında yaptığı yazılı açıklama ile doruğa tırmanmıştı. Ancak ekran ekran gezip genel başkan adayı olacağını ilan eden, 15 bin ülkücü ile kongreye salonuna gideceğini duyuran Reyiz Yılmaz, bırakın salona gelmeyi, aday olmayı, Oran semtindeki bürosundan dışarıya burnunu bile çıkaramadı. Geçen seferki kongrede de Ümit Özdağ kongrenin yapıldığı semtin kenarından bile geçmeye cesaret edememişti.

Ne denir? Yaşasın parti içi demokrasi!

GENÇLER AZALMIŞTI

MHP'nin her kongresini izlerim. Salonda bu kez klasik ülkücü bıyıklıların sayısı daha da azalmıştı. Düzgün giyimli, orta yaş üzerinde makul insanların hakim olduğu bir delege profili vardı. Bahçeli'nin teşekkür konuşmasını izledikten sonra salondan ayrılırken Varol Türkiye'nin müziği çalıyordu. Türkiye var olmaya devam edecek ama bakalım açılımla mı yoksa kapanımla mı yoluna devam edecek./yeni şafak