Osmanlı vatandaşları, Ramazan ayında hem evlerinin hem de kalplerinin kapılarını sonuna kadar açıyorlardı. İftar saati kapıyı kim çalmışsa kesinlikle geri çevrilmezdi. Hem zenginler için hem de ihtiyaç sahipleri için sofralar kurulurdu. İftarın ardından ise ev sahibi, yemeğe gelen misafirlerine diş kirası ismi altında hediyeler sunardı. Unutulmaya yüz tutan bu gelenek ile ev sahibi; "Misafirim oldunuz, benim sevap kazanmam için zahmet edip yol yürüdünüz, yemek yerken dişlerinizi yordunuz, bu da sizin dişinizin kirası olsun" demek isterdi.