Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 16. Ceza Dairesinin "Paralel Yapı" soruşturmaları kapsamındaki tutukluların tahliyesini kararlaştıran ve meslekten ihraç edilen eski hâkimler MÖ ve MB'e "ByLock" kullanımını da gerekçe yaparak "silahlı terör örgütü üyeliği" ve "görevi kötüye kullanma" suçlarından 10'ar yıl hapis cezası veren kararını az bularak, tenkitli onandı. 18. Ceza Daire Başkanı Hamdi Yaver Aktan başkanlığında toplanan ceza genel kurulu kararında bylock kullanmanın FETÖ üyeliği için yeterli delil olduğuna da karar verdi.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararında FETÖ/PDY örgüt yapısı hakkında önemli değerlendirmeler yaptı. Bu değerlendirmeler yerel mahkemelerin vereceği kararlarda emsal olması yönünden son derece önemli. Karar 76 sayfadan oluşmakta olup, merak eden okurlar dipnottaki linkten kararın tam metnine ulaşabilirler [1].

Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararında örgüt;

“…FETÖ/PDY silahlı terör örgütü, paravan olarak kullandığı dini, din dışı dünyevi emellerine ulaşma aracı haline getiren; siyasi, ekonomik ve toplumsal yeni bir düzen kurma tasavvuruna sahip örgüt liderinden aldığı talimatlar doğrultusunda hareket eden; bu amaçla öncelikle güç kaynaklarına sahip olmayı hedefleyip güçlü olmak ve yeni bir düzen kurmak için şeffaflık ve açıklık yerine büyük bir gizlilik içerisinde olmayı şiar edinen; bir istihbarat örgütü gibi kod isimler, özel haberleşme kanalları, kaynağı bilinmeyen paralar kullanıp böyle bir örgütlenmenin olmadığına herkesi inandırmaya çalışarak ve bunda başarılı olduğu ölçüde büyüyüp güçlenen, bir yandan da kendi mensubu olmayanları düşman olarak görüp mensuplarını motive eden; "Altın Nesil" adını verdiği kadrolarla sistemle çatışmak yerine sisteme sahip olma ilkesiyle devlete tabandan tavana sızan; bu kadroların sağladığı avantajlarla devlet içerisinde belli bir güce ulaştıktan sonra hasımlarını çeşitli hukuki görünümlü hukuk dışı yöntemlerle tasfiye eden; böylece devlet aygıtının bütün alt bileşenlerini ünite ünite kontrol altına almayı ve sisteme sahip olmayı planlayıp ele geçirdiği kamu gücünü de kullanarak toplumsal dönüşümü sağlamayı amaçlayan; casusluk faaliyetlerini de bünyesinde barındıran atipik/suigeneris bir terör örgütüdür...” şeklinde tanımlanıyor.

Kararda belki de en önemli tespit, örgütün hiyerarşik yapılanmasını tabaka-kat sistemine dayandırmış olmasıdır. 7 (yedi) katlı piramit modeli ile açıklanan sistemde katlar arasında geçişler mümkün ise de, dördüncü kattan sonrasındaki geçişlerin örgüt lideri (önderi) tarafından belirlendiği ifade edilmiştir.

feto-piramidi.jpg

 

Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararında bu piramit yapılanmasında katmanlar şu şekilde açıklanıyor;

1)Birinci Kat (Halk Tabakası):

Örgüte iman ve gönül bağıyla bağlı olanlar, fiili ve maddi destek sağlayanlardan oluşur. Bunların bir çoğu örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmayan bilinçli veya bilinçsiz hizmet ettirilen kesimdir.

 

2)İkinci Kat (Sadık Tabaka):

Okul, dershane, yurt, banka, gazete, vakıf ve kurum görevlilerinden oluşan sadık gruptur. Bunlar örgüt sohbetlerine katılan, düzenli aidat ödeyen, az veya çok örgüt ideolojisini bilen kişilerdir.

 

3)Üçüncü Kat (İdeolojik Örgütlenme Tabakası):

Gayri resmi faaliyetlerde görev alan, örgüt ideolojisini benimseyen ve ona bağlı çevresine propaganda yapan kişilerdir.

 

4)Dördüncü Kat (Teftiş Kontrol Tabakası):

Bütün hizmeti (legal ve illegal) denetler. Bağlılık ve itaatte dereceye girenler buraya yükselebilir. Bu tabakaya girenler örgütte çocuk yaşta kazandırılanlardan seçilir. Örgüte sonradan katılanlar genellikle bu katta ve daha üst katlarda görev alamazlar.

 

5)Beşinci Kat (Organize Eden ve Yürüten Tabaka):

Üst düzey gizlilik gerektirir. Birbirlerini çok az tanırlar. Örgüt lideri tarafından atanan ve devletteki yapıyı organize edip yürüten kişilerdir.

 

6)Altıncı Kat (Has Tabaka):

Örgüt lideri Fethullah Gülen tarafından bizzat atanan ve lider ile alt tabakaların irtibatını sağlayan, örgüt içi görev değişiklikleri yapıp azillere bakan kişilerdir.

 

7)Yedinci Kat (Kurmay Tabaka):

Örgüt lideri tarafından doğrudan seçilen ve on yedi kişiden oluşan örgütün en seçkin kesimidir.

 

Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararı ile piramitin katmanları arasında suça konu eylem yönünden, ceza hukuku açısından değerlendirme ve ayrım yapılmıştır. Fakat bu ayrıma geçmeden önce de TCK 30.maddesi yönünden açıklama yapılmıştır.

TCK’nun 30.maddesi "Hata" başlıklı olup "Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hali saklıdır.” Hükmünü içermektedir.

Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi olup, bu unsurlara ilişkin bilgisizlik, eksik ya da hatalı bilgi, maddi unsurlara ilişkin bir hatadır. Bu hatanın kastın varlığına engel olacak düzeyde bulunması halinde sanığa ceza verilmeyecektir. Suçun maddi unsurlarına ilişkin hata, eylemin suç teşkil etmesi için bulunması zorunlu hususlara ilişkin bir yanılmadır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararı ile örgütün amaç ve yöntemlerini bilen örgüt mensuplarının örgütteki konumları gözetilerek cezalandırılması gerektiği açıkça ifade edilmiştir. Karar ile örgütlenme piramidine göre, üç, dört, beş, altı ve yedinci katlarda bulunan örgüt mensuplarının bu durumda olduklarının kabulü gerektiği , fakat birinci ve ikinci katlarda bulunan örgüt mensuplarının TCK'nun 30. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bunun anlamı, birinci ve ikinci katlarda yer alan kişiler dışındaki, üç, dört, beş, altı ve yedinci katlarda bulunan örgüt mensuplarının cezalandırılması gerektiğidir.

Karar ile cezalandırılmaması gereken kesim net olarak şu şekilde tanımlanmıştır.

Birinci katta (halk tabakasında) yer alan, örgüte iman ve gönül bağıyla bağlı olanlar, fiili ve maddi destek sağlayan örgütün hiyerarşik yapısına dâhil olmayan bilinçli veya bilinçsiz hizmet ettirilen kesimdir. Yani başka bir ifadeyle, dini inançları ve muhafazakâr yapısı nedeniyle cemaat içerisinde yer alan, cemaate yakınlık ve sempati duyan, bu amaçla gönüllü olarak çalışıp, hizmet eden, kurban ve öğrenciler için maddi destek verenler örgüt üyeliği ile suçlanamayacaklardır.

İkinci katta, okul, dershane, yurt, banka, gazete, vakıf ve kurum görevlilerinden oluşan sadık grupta yer alan, örgüt sohbetlerine katılan, düzenli aidat ödeyen, az veya çok örgüt ideolojisini bilen kişilerdir. Bu anlamda, cemaat bünyesinde okul, dershane, yurt, banka, gazete, vakıf ve kurumlarda çalışanlar, düzenli olarak aidat ödeyenler, sohbet toplantılarına katılanlar örgüt üyeliği ile suçlanamayacaklardır.

 

 

 

[1] http://www.akinyakan.av.tr/2017/12/yargitay-ceza-genel-kurulunun-teror-orgutu-uyeligi-bylock-ile-ilgili-kararin-tam-metni/

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA