Kılıçdaroğlu, parti otobüsüyle Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesine hareketinden önce gazetecilerin sorularını yanıtladı.
 
 
Bir gazetecinin bugünün 1 Mayıs olduğunu hatırlatarak, mesajını sorması üzerine Kılıçdaroğlu, öncelikle gazetecilerin bayramını kutladı. Kılıçdaroğlu, gazetecilerin çok çalıştığını, zor koşullarda görev yaptığını, ancak çoğunun sendika üyesi olmadığını belirterek, "Halkın iktidarında bütün gazeteci arkadaşlarımız sendikalı olacaklar, yazdıkları haberin de arkasında durma gücünü elde edebilmeleri için" diye konuştu.
 
 
 
Bütün işçilerin, emekçilerin, alın teri dökenlerin, çiftçilerin, herkesin 1 Mayıs bayramını kutlayan Kılıçdaroğlu, "Bugün özgürlük günü, düşüncelerini özgürce ifade etsinler. Biliyorum; AKP iktidarında insanlar düşüncelerini rahatlıkla ifade edemiyorlar, ama bu bir ön adım olsun. 12 Haziran’dan sonra inşallah daha sağlıklı, daha tutarlı, daha güzel günlere hep beraber ulaşacağız"
dedi.
 
Kılıçdaroğlu, "Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile Van’daki bir yolsuzluğa ilişkin aranızda bir polemik başladı. Bakan Akdağ da bazı belgeler açıkladı. Sizin iddianızın yalan olduğunu iddia ettiği belgeler açıkladı ve sizden de özür
istedi. Bununla ilgili düşünceleriniz nelerdir?" sorusu üzerine şunları söyledi:
 
"Bizim güzel bir sözümüz var. (Yavuz hırsız ev sahibini bastırır) diye. Şimdi buradan AKP iktidarına ve Sayın Başbakana sormak istiyorum: Savcıya doğrudan talimat verme yetkisini, ’soruşturmayı durdurun’ yetkisini nereden,
hangi yasadan alıyorlar? Varsa böyle bir yasa öğrenelim. Böyle bir yasa yoksa niçin savcıya ’soruşturmayı durdurun’ diyorlar? Üstelik bir, iki, değil; üç rapor var. ’Durdurun’ ne demektir? ’Siz durdurun ben yandaş birisini göndereceğim, o da kapatacak’.
 
İkinci bir soru daha soruyorum: Durdurulmasını istediğiniz olayın işini yapan firma kim? Kimin için bunu durdurmak istiyorsunuz? Bunu da bir açıklasınlar, kimdir bu adam? Gücünü nereden alıyor? Bir soruşturmayı durdurma gücünü nereden alıyor bu kişi? Ve Sayın Recep Bey, eğer gerçekten bu konuda halkı bilgilendirmek istiyorsa şunu öğrenmek isterim: Siz eğer gerçekten savcıya yardımcı olacaksanız, soruşturmayı durdurma yerine müfettişler soruşturmaya devam
eder, elinizde ek deliller vardır. Götürür savcıya teslim edersiniz. Soruşturmanın gizliliği vardır. Siz soruşturmanın gizliliğine müdahale ediyorsunuz. Dedim ya ’yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış’. Ama yanlış kayaya
çarptılar."
 
Kılıçdaroğlu, "Eskişehir’de CHP’li belediye başkanının açtığı sergide, minarenin üzerinde bir ucube yazısı vardı, bu olayla ilgili ne düşünüyorsunuz?" sorusuna da "İnsanların değer yargılarıyla kimsenin oynamaya hakkı yoktur. 
 
Sanata, sanatçıya, onun özgürlüğüne saygımız var. Ama toplumumuzun değer yargıları var, herkesin bu değer yargılarına saygılı olması lazım" yanıtını verdi.
 
"Belediye Başkanından konuyla ilgili bilgi aldınız mı?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, konuyla ilgili bilgi aldığını belirterek, "Orası bir sergi salonu, onlarca, yüzlerce ressam gelerek, sergisini açıyor. Pek çok kamu kuruluşunun
böyle salonları var, sanatçılara açık. Gelip resimlerini sergilemişler" diye konuştu.
 
Bir başka soru üzerine de Kılıçdaroğlu, eski CHP genel Başkanı Deniz Baykal’ın kendi seçim bölgesinde yumurtalı saldırıya uğramasıyla ilgili il başkanı ile görüştüğünü ifade ederek, "Eğer bunu bir partilimiz yapmışsa gereği
yapılacaktır" dedi.
 
Kemal Kılıçdaroğlu, "Devlet Bakanı Ali Babacan’ın, CHP ve diğer partilerin seçim bildirgelerinin sadece vaat ve laflardan ibaret olduğu yönündeki eleştirisinin" hatırlatılmasına karşılık da "Sayın Babacan seçim
beyannamelerinin ne anlama geldiğini bilmiyor. Ne söyleyeyim ben. Bilgisi olmayan insana ben bundan sonra seçim beyannamesinin bir vaat olduğunu mu anlatacağım.
Hükümetin bütçesi ne? Bütçe de bir vaattir. Bunu bilmeyen bir kişinin aslında Türkiye’de bakan olması en büyük yanlıştır" diye konuştu.
 
AA