Salı akşamı geç vakit Enstitü Parkı (İsmet Sezgin Parkı) içindeki havuzda bulunan kadın heykelinin yerinden söküldüğü haberi geldi. Üzüldüm, o parkta anısı bulunan arkadaşlarımda üzüldü, mahalle sakinleri de üzüldü.
Sabahında İsmet Sezgin (Enstitü) Parkına gittim. İşçilere kadın heykelini kimin söktüğünü sordum. “Bilmiyoruz”, dediler. Az sonra ilgililer geldi, onlara bu parkın önemini, yapılan çalışmanın yanlışlığını anlattım. Bu arada bu parka değer veren arkadaşlar belediyeyi telefon yağmuruna tuttular. Sonuçta istediğimizi aldık, heykelimizi geri kazandık.
İsmet Sezgin Parkı’nın eski adı Enstitü Parkı’dır. İsmini kuzeyinde bulunan Kız Enstitisü’nden almıştır. Türk siyasetine ‘’İsmet Abi’’ damgasını vuran İsmet Sezgin Anısına parkın ismi haklı olarak İsmet Sezgin Parkı olarak değiştirilmiştir. Bir dönem Belediye Başkanlığı yapan, 7 dönem milletvekilliği yapan, Meclis Başkanlığı, Başbakan Yardımcılığı, İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı görevlerini yürüten, Parti Başkanlığı, Spor Kulübü Başkanlığı görevlerini de süreç içerisinde yürüten İsmet Sezgin bu isim değişikliğini sonuna kadar hak etmiştir.
Şimdi gelelim kadın heykeli meselesine. Eski belediyenin önünde çay bahçesi içinde bulunan heykeller yapılan düzenleme ile yerinden kaldırıldı. Bu heykeller turistik parka nakledildi. Zamanla turistik parkta yeni düzenleme yapılınca burada bulunan kadın heykeli o zamanki Enstitü Parkına taşındı. Yaklaşık 50 yıldan beri orada bulunan heykel, işte bu kadın heykeliydi. Eski mahalle sakinleri bu kadın heykelinin çok uzun zaman önce yine kaldırılmak istendiğini ancak mahalle sakinlerinin itirazı nedeniyle vazgeçildiğini söylediler.
Peki, bu park ve bu kadın heykeli neden bu kadar önemli?
Bu park kentimizin en eski parklarından biridir. İnsanlar bu parkta çok zaman geçirmişler, çocuklar top oynamış, kurulan lunaparklarda eğlenmişler, gazoz içip çekirdek çitlemişler. Aileler akşamları burada oturmuşlar, havuzun kenarında dinlenip sıcak yaz günlerinde bu parkta serinlemişler. Yani çok uzun yıllar süren bir yaşanmışlık ve anılar var bu parkta.
Ayrıca 12 Eylül öncesi dönemde bu park o zamanın deyimiyle solcuların kalesi olmuş, o düşünceye sahip insanların buluşma yeri, adeta onların okulu olmuştu. Kimisi burada dayak bile yemiş, fikri bazda öğrendiklerini bu parkta büyüklerinden öğrenmişti. Yani bir dönemin önemli bir noktasıydı.
İnsanların burada bu kadar yaşanmışlığı varken onun bir değerini ellerinden söküp almak elbette doğru olmamıştır. Haklı olarak sinirler gerilmiş, yoğun bir tepki gösterilmiştir. Belediyenin herhangi bir biriminin bu tür duygu yüklü yerlerde kimseye danışmadan değişikliğe gitmek istemesi şık olmamıştır. Mevcut kompozisyon içinde kendini bulan bir kadın heykelinin yerinden sökülerek başka yere taşınmak istenmesi doğru bir fikir olmamıştır. Abesle iştigalden öteye gidememiştir.
Kentlerde önemli işlevlere sahip olan kent mobilyalarını kaldırmak, onların yerlerini değiştirmek yapanlara yarardan çok zarar getirmektedir. Kent mobilyaları orada yaşayanlar için büyük öneme sahiptir. O mobilyalar kentte mihenk taşı vazifesini görürler. Adres tarif edilirken bile, falanca heykel, filanca çeşme, falanca bina olarak kişilerin belleğine kazınırlar. Belediyelerimiz bu tür yok etme ya da yer değiştirme yerine kente yeni mobilyalar kazandırmalıdır. Böylece kent kimliğine artı değer katacaklardır.
Yani önemli olan var olanı ortadan kaldırmak değil, onlara yenilerini eklemektir. Bir de toplumun gücünü görmezden gelmemek, onlara yeri ve zamanı geldiğinde danışmak gerekir. Toplum kendi yaşam alanları hakkında söz sahibi olursa kent kültürü ve kent kimliği oluşur, kentle kendini özdeşleştirir. Bu durumdan da son derece hoşnut olur. Daha önce hem kültür işleri daire başkanlığı, hem de kent estetiği daire başkanlığı hakkında yazılar yazmıştım. Açıp bunları okursanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.
Kibir ve inat, bir kişinin kendini önce mükemmel görmesini, sonra da onun sonunu oIuşturur. (ToIstoy)
Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR! Aydınpost APPSTORE'da TIKLA
