Atık yağlar, kurallara uygun şekilde toplanıp işlenmesi durumunda ise doğanın ve altyapının korunmasına büyük katkı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda ekonomiye de önemli girdi sağlıyor.

Türkiye'de faaliyet gösteren lisanslı 3 atık yağ geri kazanım şirketinden biri olan Kolza Şirketi'nin kurucusu Gökhan Gürcü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2005 yılında kurulan şirketin, Türkiye'nin her yerinden topladığı atık yağları Tuzla'daki geri kazanım tesisinde işlediğini kaydetti.

Gürcü, tesislerinde atık yağların işlenmesiyle yağlı boya, sanayi sabunu ve biyodizel yapmaya hazır ürün elde ettiklerini, bu yıl itibarıyla İtalya, Almanya ve Hollanda'ya ihracata başladıklarını belirtti.

Atık yağların doğaya büyük zarar verdiğini ifade eden Gürcü, lavabolara dökülen yağların, parçalanmaları çok zor olduğu için arıtma tesislerine büyük yük getirdiğini anlatarak, şu bilgileri verdi:

''Bu yağların uygun şekilde toplanması, arıtma maliyetlerini de ciddi oranda düşürecek. Yağlar önce lavabonuzu, sonra kanalizasyon sistemini tıkamaya başlar, boruların çapları biriken ve taşlaşan yağlar nedeniyle daralır, bir bakarsınız şiddetli yağışta her yer göl olmuş, her sene değişen borulara, altyapıya milyonlarca lira harcanmış.

Akarsu, deniz ve göllere ulaşan yağlar, su üzerinde ince bir tabaka oluşturur ve su altındaki yaşamın oksijensiz kalmasına neden olur. Çöp tenekelerine bıraktığınız atık yağlar ise çöplüklerde toprağa sızar ve yer altı sularınızı kirletir. Yeryüzünün dörtte üçü su olabilir ama unutmayalım bunun sadece yüzde 2'si insanların kullanabileceği temiz su kaynakları. Bunu da elimizle kirletmeyelim. 1 litre atık yağ, bir milyon litre temiz suyu kirletiyor, yani 1 litre yağ ile 100 tanker dolusu temiz suyu kirletiyoruz.''

-''En büyük tehlike, atık yağların gıdada kullanımı''-

Yasalar gereği insan sağlığına zararlı olduğu için geri kazanım ile elde edilen ürünlerin gıda, kozmetik ve yakıt olarak kullanılamayacağını, bunların ancak sanayi ve kimya sektörlerinde değerlendirilebileceğini anlatan Gürcü, yine yasalar uyarınca atık yağların şirketler ya da şahıslar tarafından parayla toplanmasının mümkün olmadığını belirtti.

İş yerlerinden para karşılığı atık yağları toplayan korsan işletmelerin, insan sağlığını tehdit ettiklerini ifade eden Gürcü, şunları kaydetti:

''Türkiye'de yıllık 350 bin ton civarındaki toplam atık yağın sadece yüzde 3'ü lisanslı firmalarca toplanıyor. Bunun dışında kalanlar doğaya karışıyor, bir kısmı da korsan toplayıcıların eline gidiyor ki her iki durum da insan sağlığını çok ciddi şekilde tehdit ediyor. Korsan tabir ettiğimiz toplayıcılar, yağları magnezyum silikat ile ağartıp tekrar yemeklik yağa dönüştürüyorlar, bizler farkında olmadan bu kanserojen içerikli yağları tüketiyoruz. Esnafımız, atık yağ karşılığında para veren bu toplayıcılara üç kuruş için göz yumuyor ancak kendi sağlığını da çevresinin sağlığını da riske atmış oluyor.''

-Ekonomik girdisi büyük-

Biyodizel üretimi amacıyla kurdukları şirketlerinin, atıkların geri kazanılması konusuna büyük yatırım yaptığını ifade eden Gürcü, yılda 3 bin 500 ton yağ toplayıp işlediklerini ve bu rakamların 5 milyon liralık ciroya karşılık geldiğini söyledi.

Almanya'da toplanan yağların Türkiye'nin 10 katı olduğuna dikkati çeken Gürcü, 350 bin ton olan Türkiye'deki toplam atık yağın 100 bin tonunun toplanması durumunda, ekonomiye 100 milyon doların üzerinde gelir sağlanacağını belirterek, ''Geri kazanımı biyodizel olarak yaparsanız, bu rakamı ikiyle çarparsınız'' diye konuştu.

Firma olarak, hedeflerinin büyük şirketlerden çok hanelere bu bilinci aşılamak olduğunu ifade eden Gürcü, bu amaçla öncelikli olarak kadın ve çocukların atık yağların zararları hakkında bilgilenmelerine yönelik çalışmalar yürüttüklerini söyledi.

Gürcü, evlerde 5 litre atık yağ biriktirilmesi durumunda araçlarıyla gelip aldıklarını, vatandaşların daha küçük miktarlardaki atık yağlarını da muhtarlıklara dağıtılan toplama kaplarına bırakabileceklerini söyledi.