The Guardian’ın diplomasi editörü Julian Borger, İran’ın, Türkiye ile ilişkilerdeki "dramatik kötüleşme"ye karşın katılacağı "Afganistan İçin İstanbul Konferansı"nda "bozucu" rol oynayarak bölgesel bir anlaşmaya yönelik adımları bloke etmesinin beklendiğini yazdı. "Türk yetkililer, İran heyetinin, Ankara’nın, bölgesel diplomasinin çekim merkezi olarak yükselişini bloke etmek için elinden gelen her şeyi yapacağına inanıyorlar" diyen Borger, Başbakan Erdoğan ile İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad arasındaki ilişkinin "buz" gibi olduğunu, İran’ın "Üçlü Zirve"ye katılma talebinin Ankara tarafından reddedildiğini de savundu.
 
İstanbul’da Çarşamba günü yapılacak olan "Afganistan İçin İstanbul Konferansı"na katılacak olan İran’ın, Afganistan konusunda bölgesel bir anlaşmaya yönelik adımları bloke etmesi bekleniyor.
 
The Guardian gazetesince yayımlanan analizde, İran’ın, Türkiye ile ilişkilerde "dramatik kötüleşme"ye karşın Konferansa katılacağı ancak "bozucu" rol oynayacağı öne sürüldü. Gazete, ayrıca İran’ın "Üçlü Zirve"ye katılma talebinin Ankara tarafından "reddedildiğini" de yazdı.
 
İngiliz The Guardian gazetesinin diplomasi editörü Julian Borger imzası ile yayımlanan, "İran’ın, Afganistan ile ilgili bölgesel anlaşmaya yönelik adımları bloke etmesi bekleniyor" başlıklı analizde "İranlılar, Çarşamba günkü Konferans’a katılacaklar ama Türkiye ile keskin biçimde kötüleşen ilişkiler nedeniyle bozucu rol oynamaya gelecekler demektir" görüşü savunuldu.
 
"ERDOĞAN-AHMEDİNEJAD İLİŞKİSİ BUZ GİBİ"
 
 
Son haftalarda Türkiye ile İran arasındaki ilişkilerde "dramatik sarsıntı" olduğu savunulan analizde "İki yıl önce var olan ve geçen yıl pek sonuç vermeyen uranyum takasına ilişkin öneri ile en üst düzeyine çıkan, Recep Tayyip Erdoğan ile Mahmut Ahmedinejad arasındaki sıcak ilişki, şimdi açıkça buz gibi" yorumu yapıldı.
 
"ÇATLAK ÖZELLİKLE SURİYE KONUSUNDA ÇOK NET GÖRÜNÜYOR"
 
Julian Borger, iki ülke arasındaki çatlağın özellikle Suriye konusunda çok net göründüğünü savunurken de "Türk yetkililer, bana, İran devrim muhafızlarının, Suriye’deki ayaklanmaların bastırılmasında aktif bir rol oynadıklarından emin olduklarını söylediler. Türkiye ise, Suriyeli muhalefetle formel görüşmeler yaparak ve haberlere göre isyancı Özgür Suriye Ordusu’na sığınak sağlayarak açıkça ayaklanmanın yanında yer alıyor" diye yazdı. Borge, şu görüşleri de öne sürdü: "Daha önemlisi, İran’ın İstanbul’da, ABD’nin 2014 yılı sonuna kadar muharip askerlerin çekilmesinden önce Afganistan’ı istikrarlaştırma hedefine katkıda bulunacak herhangi bir sonucu sabote etmeye çalışması bekleniyor. Türk yetkililer, İran heyetinin, Ankara’nın, bölgesel diplomasinin çekim merkezi olarak yükselişini bloke etmek için elinden gelen her şeyi yapacağına inanıyorlar."
 
İRAN’IN ZİRVEYE KATILMA TALEBİNİ ANKARA REDDETTİ"
 
Julian Borger, "İstanbul konferansı öncesi İran’ın, Türkiye, Afganistan ile Pakistan arasında bugün (1 Kasım) yapılacak olan üçlü zirveye katılmayı talep ettiği, ancak bu talebin Ankara tarafından reddedildiği de bana söylendi" diye yazdıktan sonra şöyle devam etti: "Yarınki uluslar arası konferansa gelince, Türk yetkililer, Tahran’ın sadece yabancı kuvvetlerin tümüyle ve hemen geri çekilmesine odaklandığını ve bu yönde bir taahhüt olmaması halinde Afganistan’ın geleceğine ilişkin hangi bir bölgesel anlaşmaya destek vermeyeceğine işaret ettiğini söylüyorlar." Bunun sonucu olarak "Konferans sonunda bir bildirge yayınlansa bile o kadar sulandırılmış olacak ki pratik anlamı olmayacak" diyen Borger, bunun aynı zamanda 5 Aralık’ta Bonn’da yapılması planlanan ve İstanbul toplantısında yaratılacak bir ivmeden yararlanması beklenen "Afganistan Konferansı" için de kötü haber anlamına geldiğini belirtti. Yazar "Türkiye’deki toplantının muhtemelen ters etkisi olacak" sözlerini de kullandı.
 
ANKA