Vicdani Ret Platformu'nu ağırlayan Anayasa Uzlaşma Komisyonu milletvekilleri, "Ülkeye saldırı olursa ne yaparsınız?" diye sorarken, aralarında 2 vicdani retçinin olduğu platform "Güvenlik paradigmasıyla özgürlükler kısıtlanamaz" dedi.

TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu, Vicdani Ret Platformu üyelerine "Kimse asker olmak istemezse sınırları kim koruyacak?" diye sordu. Komisyon dün yine STK'ları ağırladı ve önerilerini dinledi. Komisyona ilk gelen Dünya Ehl-i Beyt Vakfı temsilcileri oldu.

'YASAKLAR KALKSIN'

Vakıf Başkanı Fermani Altun, "Anayasa'nın 174. maddesindeki tasavvufu, muhabbeti, ibadet tercihini ve inanç kavramlarını, giyim, kuşam ve yaşam tarzını yasaklayan çağın en büyük utancı olan bu maddeler (Tevhid-i Tedrisat, şapka, tekke ve zaviye ile türbelerle bunlara bağlı unvanların kaldırılması, dini nikâh yerine resmi nikâh getiren yasa, efendi, paşa gibi lakapların kaldırılması, bazı kisvelerin yasaklanması gibi kanunlar) kaldırılsın" dedi. Şehit Aileleri Federasyonu ise şehitliğin ancak din ve bayrak uğruna ölümlerde söz konusu olduğunu savundu. Federasyon Başkanı Hamit Köse, "kaçakçı ve bayrak yakanların şehit sayılamayacağını " belirterek, Hrant Dink üzerinden şehitlik tartışması yapılmasından rahatsız olduklarını dile getirdi.

'SALDIRI OLURSA?'

Aralarında 2 "vicdani retçi" nin de olduğu Vicdani Ret Platformu da komisyondan bu hakkın Anayasa'da güvence altına alınmasını istedi. Komisyon üyesi AK Partili Ahmet İyimaya "Ya ülkeye bir saldırı olursa ne yaparsınız?", "5 bin nüfuslu bir ülkede olsanız ne yaparsınız?", "Kimse askerlik yapmak istemezse sınırları kim koruyacak?" gibi sorular yöneltince vicdani retçiler, "güvenlik paradigmasıyla hak ve özgürlüklerin kısıtlanmaması gerektiğini" anlattı.