AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni TBMM Başkanlığı'na sunduklarını açıkladı.
Güler, 36 maddeden oluşan teklife ilişkin şu detayları verdi:
"Bu kanun teklifimizin özelliği, ekonomik ve sosyal gelişmelere, güncel olarak değişen durumlara yönelik uyum sağlamak, vergi adaletini güçlendirmek ve kamu maliyesinin sürdürülebilirliği temin etmek amacıyla sunmuş oluyoruz. Orta Vadeli Programı’mız eylül başı itibarıyla yeniden güncellenmişti, mevcut program dahilinde de bazı destekleyici, bütçe dengeleri, bütçe gelir kalemleri ve bütçe giderleri noktasında ve enflasyonla mücadelemiz açısından da bazı tedbirlerin alınması zorunluluğu vardı.
Kayıt dışılıkla kararlı bir şekilde mücadele, vergi adaletinin güçlendirilmesi, yapısal ve hukuki düzenlemelerin güçlendirilmesi, devletimizin mali gücünü ve vergi toplama kapasitesini artırma vizyonumuz somut olarak bu teklifin içerisinde yer alıyor. Bazı maddelerin de içeriğine bilgi vermek istiyorum. Mesken kira gelirlerine uygulanan istisna kanunla kurulan SGK’dan emekli, maluliyet, dul ve yetim aylığı alan vatandaşlarımız hariç olmak üzere yeniden düzenliyoruz. Gayrimenkullerin devir ve iktisaplarında beyan edilen alım-satım bedelinin gerçek durumu yansıtmadığının tespiti halinde uygulanan vergi ziyaı cezası, kayıt dışılığı caydırmak amacıyla ve Vergi Usul Kanunu’ndaki uygulanan oransal bir düzenleme getiriyoruz. Bu düzenlemede yüzde 25 olarak uygulanan caydırma cezası, Vergi Usul Kanunu’nda yer alan diğer maddelerde olduğu gibi bir kat olarak değerlendirilecektir. Bu adımla beraber emlak beyanlarının da gerçek değerler üzerinde yapılmasını arzu ediyoruz.
Sıfır araçların ilk tescil işlemleriyle, tescil edilmiş araçların ikinci el satış ve devirlerinde noterler tarafından satış ve devir bedeli üzerinden asgari 1000 TL’den az olmamak üzere oransal manada binde iki oranında nispi noter harcını getirmiş bulunuyoruz. Kuyumculuk, ikinci el araç motorlu kara taşıtı ve taşınmaz ticareti yetki belgeleri, bazı özel sağlık kuruluşları belgeleri, kıymetli madenler ve ticari havacılık işletme ruhsatları yıllık bir harca tabi tutulacaktır, bundan sonra da bu harç doğrultusunda bu faaliyetlerin yürütülmesini arzu ediyoruz.
Sosyal güvenlik sistemi, toplumun refahını güvence altına alan en kritik kamu hizmet alanlarından biridir. Bu sistemin aktüeryal dengesini sağlamak ve sürdürülebilirliğini güçlendirmek ve aynı zamanda da bu kurumumuzun gelir ve gider dengesi arasından da belli bir oranı sağlamak ve güçlü yapısını sürdürülebilir mahiyet içerisinde devam ettirilmesini arzu ediyoruz. Bu bağlamda doğum hariç, borçlanma prim oranını yüzde 32’den yüzde 45’e çıkartıyoruz ve durdurulan BAĞ-KUR sigortalılık sürelerinin ihya prim oranını da yüzde 45 olarak sistemde belirlenmesini ve sistemin sürdürülebilirliğini de sağlamış oluyoruz. Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının prim oranının işveren hissesi yüzde 11’den yüzde 12’ye çıkartılmakta ve ilgili sigorta kollarının prim oranlarının yükseltilmesiyle mevcut SGK kurumumuzun finansal sürdürülebilirliğini sağlamaya gayret ediyoruz. 5510 Sayılı Kanun’un 80. maddesinde yapılan değişiklikle prim ve esas günlük kazanç üst sınırı asgari ücretin 7,5 katı iken bunu 9 katına çıkarıyoruz, Çünkü üst değer noktasında, maaş ölçüsü içerisinde 7,5’luk katın güncel uygulamalarda çok esnek olmadığı yönünde değerlendirmelerimiz oldu ve bunu 9 kata çıkararak makul bir uygulama alanını da sağlamış oluyoruz. Böylece sigortalıların emekli aylıkları ve diğer sosyal güvenlik haklarını da, yani daha yüksek emeklilik maaşı alabilmesi noktasında da haklarının iyileştirilmesini de sağlamış oluyoruz.”
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, birden fazla kamu kurumunun yönetim kurullarında yer aldığı için birden fazla huzur hakkı alan kişilere ilişkin gelen soruyu, “Farklı yönetim kurulu üyeliklerinden dolayı görevlendirmeler olabilir ancak bunun için tek bir huzur hakkı alınacağına dair sınır konulmuştu. Bu, şu anda uygulamada. Ancak bu uygulama mahalli idadelerde görev yapan, devlet memuriyet ilişkisi bulunmayan belediye ve il genel meclis üyelerinin meclis görev alanı içerisinde encümende veya komisyonlarda görev alınması gibi hususları da bunun içerisinde değerlendirdiği için orada bir yanlış uygulama vardı. Bunu düzeltiyoruz" yanıtını verdi.
Güler, teklifin içeriğinde yer almayan emlak vergisi düzenlemesine ilişkin gelen soruya da şöyle yanıt verdi:
“Emlak vergileriyle ilgili belli bir teknik çalışma tamamlanmadı henüz. Aynı mahalle içinde ve aynı ilçe içerisinde maalesef farklı değerlendirmeler ve farklı mağduriyetler oluşturacak şekilde malumunuz emlak vergisine esas olan iki alt unsur var. O binanın bulunduğu arsa değerindeki artış oranı ve o binanın değerinden kaynaklı artış oranı. Bunların belli bir denge içerisinde oluşturulması lazım. Belediye başkanlıklarımızın da en önemli gelir kaynağı da 5393 sayılı Belediye Kanunu’na baktığımızda emlak vergileri önemli bir yer tutuyor. Belediyelerimizi de herhangi bir gelir kaybına uğratmadan gerek kendi ilçe sınırlarında gerekse de aynı mahalle ölçeğinde herhangi bir olumsuzluğa sebebiyet vermeden hakkaniyetli, adil bir artış oranı noktasında çalışmalarımız devam ediyor. Büyük ihtimalle önümüzdeki hafta Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmeleri esnasında tamamlanmış olduğu takdirde komisyon safahatında ekleyebilme ihtimalimiz var.”