Türkiye'deki otomobil ve hafif ticarî araç markalarını temsil eden ODD, pazarı ikiye katlayacak düzenlemeleri içeren yeni raporunu Maliye Bakanlığı'na sundu. Raporda otomotiv pazarının geleceği açısından önemli bulunan ÖTV oranları, ömrünü tamamlayan araçların trafikten çekilmesi ve hurda teşviki olmak üzere üç temel konu ele alındı. Üretimde dünyada 18., Avrupa'da 5. sırada olan Türkiye'nin söz konusu düzenlemelerle daha önemli küresel bir güç haline geleceği belirtildi. Otomotiv Distribütörleri Derneği'nin (ODD) raporuna göre, halen yüzde 37 olan (1.6 litre altı modeller) ÖTV'nin yüzde 18 oranında uygulanması halinde 2016 yılında 1 milyon 16 bini otomobil olmak üzere toplam pazarın 1 milyon 412 bin adet olacağı tahmin ediliyor. Hurda teşviki sağlanması halinde de ilave 120 binlik artışla pazarın bugünün yaklaşık iki katına ulaşması hedefleniyor. ODD Başkanı Mustafa Bayraktar, "ÖTV oranları bu yıl yüzde 18'e inseydi satışlar 1 milyonu bulurdu. ÖTV'nin yüzde 27'ye düşürülmesi durumunda ise 2016 yılı sonunda otomobil satışları 930 bin adet, toplam otomotiv satışları ise 1 milyon 326 bin adet olacak." dedi.

Türk otomotiv pazarının 2016 yılı sonuna kadar yol haritasını çizen bir çalışma yaptıklarını kaydeden Bayraktar, yıllık yüzde 5,5 büyüme oranları ile mevcut şartlarda ise pazarın 2014 yılında 1 milyona ulaşabileceğini söyledi. ODD'nin akademisyenler işbirliğiyle hazırladığı rapora göre, iki yıl sonra 681 bin binek otomobil satılması, 2016 yılında ise 850 bini binek otomobil olmak üzere otomotiv satışlarının 1 milyon 246 bin adet seviyesine ulaşması bekleniyor. Raporun ortaya koyduğu ilginç tespitlerden biri de 2005 yılından beri gelir dağılımında yaşanan düzelmenin teyidi oldu.

Türkiye'deki otomobil talebinin büyük ölçüde ülke ekonomisindeki gelişmelere duyarlılık gösterdiğini vurgulayan Mustafa Bayraktar, "Rapora göre otomobil müşterisi ekonomik tabana doğru yayılıyor. 2010'da gelir düzeyi olarak en üstte yer alan yüzde 20'lik kesim, toplam araç alımının yüzde 55,6'sını gerçekleştirdi. Bu oran 2005 yılında yüzde 69 düzeyindeydi. 2005 yılında araç alımında yüzde 0,7 payı bulunan en fakir ilk yüzde 20'lik grubun payı 2010 yılında üç kata kadar artarak yüzde 1,9'a yükseldi. Gelir düzeyi bakımından ikinci en az gelirli grubu oluşturan ikinci yüzde 20'lik kesim ise 2005 yılında yüzde 1,53 olan payını yüzde 7'ye çıkardı. Yani ikinci yüzde 20'lik kesimin araç alım kabiliyeti tam 7 kat arttı." Öte yandan Türkiye'de bin kişiye 141 oto düşüyor.

Hurda teşviki 120 bin satış getirir

Otomotiv Distribütörleri Derneği'nin hazırladığı rapora göre, Türkiye'deki araç parkının yüksek yaş ortalaması dikkat çekiyor. 2011 yılı sonu itibarıyla toplam araç parkı 12 milyon üzerinde bir sayıya ulaşırken bu sayının yarısı 12 ve üzeri yaştaki araçlardan oluşuyor. 16 ve üzeri yaş grubunu oluşturan araçların oranı yüzde 34, 20 yaş ve üzeri araçların oranı ise yüzde 22,6. Mustafa Bayraktar, 'ömrünü tamamlamış araçlar'a yönelik teşvikin etkisinin çok sınırlı kalacağını, hurda teşvikine benzer bir uygulamanın gündeme gelmesiyle trafikte can ve mal güvenliğini tehdit eden, karbon emisyonunda artışa yol açan araçların pazardan çekilmesinin söz konusu olabileceğini kaydetti. Ayrıca sağlanacak ilave taleple devletin ödediği teşviklerin üzerinde vergi geliri elde edileceğini ifade eden Bayraktar, "Hazırlanan raporda, ilgili merkezlere teslim edilen araçlar için sahiplerine kg başına 3, 4 veya 5 TL'lik bir tutar ödenmesinin hem devletin hem de sektörün ihtiyaçlarına cevap vereceği ortaya konuluyor. Bu teşvik uygulaması ile birlikte devletin net gelirleri 350 milyon ile 600 milyon TL arasında değişen oranda artacak. Ayrıca ilave 120 bin adetlik bir satış daha söz konusu olabilecek. Otomotiv sektörü maalesef ülkemizin cari açığının sorumlusuymuş gibi görülse de asıl israf yaşlı araç parkına ödenen kullanım ve bakım bedelleri." diye konuştu.

Kaynak: zaman