murat-uckac.jpgAli Uzunırmak, “Çözüm” adı altında TBMM’de görüşülen kanun tasarısı üzerine TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Hiç kimse unutmasın ki; burada yaptığımız milletvekili yemininden daha öteye, vallahi de, billahi de, tillahi de bu anayasal suçu işleyenler yarınlarda yargılanacaktır” dedi.

TBMM İdare Amiri Ali Uzunırmak, “Elinde silahı bırakmadan, ülkenin sınırları içerisinde silah taşıyarak yol kesen, hâlen daha iddialarını sürdüren bir terör örgütünü tatmin etme noktasında yürüttüğünüz psikolojik harekât, bu milletin mahvına sebep olacak bir psikolojik harekâttır” diye hükümeti uyardı.

İŞLENMİŞ VE İŞLENECEK SUÇLARIN İTİRAFI

Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım, hepinize en derin saygılarımı sunuyorum.

Değerli milletvekilleri, kanunun adı dilek ve temenni olarak çok doğru ama dilek ve temenni acaba hedefleri gerçekleştirir mi, bunun üzerinde tartışmak gerekir.

Değerli milletvekilleri, bu yasa başlı başına işlenmiş ve işlenecek olan suçların itirafıdır; bugüne kadar işlenmiş suçların, bugünden sonra da işlenecek suçların itirafıdır.

ENİNDE SONUNDA VANATA İHANETTEN YARGILANACAKLAR

Ama şunu hemen saygıdeğer milletvekilleriyle paylaşmak istiyorum ki hiçbir kanun, anayasal suçu zırhı altına alamaz. Bu kanunun uygulanmasından doğacak olan suçlar anayasal suçlar olacaktır ve anayasal suçları kanun zırh altına alamayacaktır.

Bu kanun çerçevesinde, Hükûmet üyelerinden, bürokratlardan, uygulamanın içerisinde olan her kim varsa anayasal suç işlemekten dolayı yarınlarda yargılanacaktır.

ÜLKENİN BÖLÜNMESİ ANAYASAL SUÇTUR

Hatta ve hatta bu kanuna yetki, cevaz veren, Hükûmete yetkisini devreden milletvekilleri de bu anayasal suça iştirak etmiş olacaktır. Bundan hiç kimse kaçamayacaktır değerli milletvekilleri. Bir ülkenin bölünmesi, devlet politikası olarak, devletin kurumları, anayasal kurumlar alet edilerek hiçbir zaman gerçekleştirilemez. Bu, anayasal bir suçtur.

MHP, TERÖRÜN BİTSİN İSTİYOR AMA BÖYLE BİTER Mİ?

Değerli milletvekilleri, tarihten, geçmişten ve günümüzden tecrübeler çıkarmak lazım. Terörün bitmesi, mutlaka herkes tarafından istenir ve herkes tarafından talep edilir. İnanıyorum ve biliyorum ki AKP'nin içerisinde bütün herkes terörün bitmesini isteyecektir, Cumhuriyet Halk Partisinin içerisinde herkes terörün bitmesini isteyecektir, BDP'nin, HDP'nin içerisinde herkes terörün bitmesini isteyecektir. Bütün bunların ötesinde, Milliyetçi Hareket Partisi hepsinden daha samimi olarak terörün bitmesini isteyecektir. Terörün bitmemesini hiç kimse istemez, terörün bitmemesini savunamaz değerli kardeşlerim. Ama, Kur'an'dan sözlü ayetler okuyarak, İncil'e göre amel ederek bu iş sağlanmaz. Eğer Kur'an'dan ayet okuyorsanız eyleminiz de o ayete uygun olacak, söylediklerinize uygun olacak. Şimdi meseleyi açık ve doğru tartışalım.

AKP, HER NE PAHASINA ÇÖZÜMÜ DAYATIYOR

Değerli milletvekilleri, "Her ne pahasına olursa olsun çözülsün." acaba herkesin mutabakat içerisinde yapacağı bir çözüm teklifi midir? Yani bölgeyi Türkiye Cumhuriyeti devleti terk etsin, federatif, konfederatif veya özerk yapı… Bunu açık konuşsun milletvekilleri. "Her ne uğruna olursa olsun çözülsün." Cumhuriyet Halk Partisi, kurucu parti olduğunu iddia eden, devletin felsefesini inşa ettiğini iddia eden Cumhuriyet Halk Partisi federatif, konfederatif ve özerk bir yapıya "evet" diyor mu, her ne şartta olursa olsun çözülsün diyor mu? Demedi, demediyse bu yasanın neticesi odur değerli milletvekilleri.

AKP, BALDIRAN ZEHRİNİ MİLLETE AÇIKLAMALI

Peki, "Baldıran zehri içerek çözeceğim." Ya eğer bir ülkenin barışa giden adımı varsa, niye birisi baldıran zehri için Sayın Başbakan? Yani, bu baldıran zehri nedir, bu baldıran zehri neden dolayı içiliyor -hangi sebeple- bu baldıran zehrinin terkibi nedir acaba? Bunu bilmek Türkiye Büyük Millet Meclisinin hakkıdır değerli milletvekilleri.

PKK TALEPLERİNE “EVET” DİYORSANIZ, MİLLET TARİFİNİZ NEDİR?

Peki, PKK neyi talep ediyor? Değerli milletvekilleri, PKK diyor ki: "Ülkenin bir bölgesini ben yöneteceğim, Türkiye'yi de beraber yöneteceğiz." Buradaki bu "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." cümlesini kaldırın buradan. Eğer bu tasarıda PKK'nın taleplerine "evet" deniyorsa, millet bütünlüğü, millet tarifiniz nedir? Onu önce felsefi olarak içselleştirin. Paradigma değişikliğinden bahseden Sayın Bakan millet bütünlüğünün ne olduğunu, "Tek bayrak, tek millet, tek vatan." derken bu teklerin, tek milletin ne olduğunu, bu millet tarifinin ne olduğunu ortaya koysun.

ÖTEKİLEŞTİRİLİYOR, AYRIŞTIRILIYOR

Değerli milletvekilleri, biz geçmişten ders çıkarıyoruz. Hiç kimsenin, annesinin dilini konuşmasını ve birtakım konularda kendini ifade özgürlüklerini, bireysel haklarını hiçbir zaman insan haklarından ayrı tutmadık ama "insan hakları" deyip bireysel hakların tarifini kolektif haklara dönüştürerek "Ben falanca etnik gruba mensup olduğum için bu devlete ortağım ve bu etnik grup adına ortağım; ben falanca mezhepten olduğum için mezhep adına devlete ortağım…"

SİLAHLI PKK’YI TATMİN EDERKEN, MİLLETİ MAHVEDİYORSUNUZ!

2012 bütçesinde Sayın Bülent Arınç'ın burada konuştuğu anayasal kimlik tanımlanmasıyla birtakım kolektif hakların verilmesi, geleceğin geçmişteki Çekoslovakya'sının, geleceğin geçmişteki Yugoslavya'sının, geleceğin bugünkü Irak'ının, geleceğin bugünkü Suriye'sinin inşasıdır Türkiye'de. Çekoslovakya'nın yaşadığı gibi zannedilen o mutlu dönemi, Yugoslavya'nın yaşadığı gibi zannedilen o mutlu dönemi, belki Türkiye'de geçici olarak yaşayabilirsiniz ve yaşatabilirsiniz ama elli yıl sonra, otuz yıl sonra, bugün, demokratik ortak cumhuriyet söyleminden yola çıkan, elinde silahı bırakmadan, ülkenin sınırları içerisinde silah taşıyarak yol kesen, hâlen daha iddialarını sürdüren bir terör örgütünü tatmin etme noktasında yürüttüğünüz psikolojik harekât bu milletin mahvına sebep olacak bir psikolojik harekâttır.

AÇILIMIN ŞİFRESİ: PKK TATMİN EDİLECEK, TÜRKLER İKNA EDİLECEK!

Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin, devletin organlarıyla yürüttüğü psikolojik harekât ve açılımın şifresi şudur: PKK tatmin edilecek. PKK'nın tatmin şartlarına Türkler ikna edilecek.Açılımın şifresi budur.

Eğer, bugün, basın yayın organlarında, medyada, çeşitli tartışma ortamlarında "Ya, bu kadar ileri gidilirse Türk sorunu çıkar." deniyorsa, benim bu söylediğimin işareti budur. Aman ha! Biz, PKK'yı tatmin edelim de karşıda bir Türk sorunu da çıkmasın yani, onlarda ikna olsunlar bu işe. Elbette ki şehit analarımız, şehitlerimiz, cenazelerimiz, bu ülkenin vatandaşlığını taşıyan her kim olursa olsun devletine silah doğrultuyor, devletine eğer isyan ediyorsa biz bir vatandaşımızı acaba nasıl kaybettik diye düşünmemiz gerekir. Kaybetmememiz gerektiğini ve bunun tedbirlerini almamız gerektiği elbette ki bizim düşünmemiz gereken konulardır.

PKK’NIN, NASIL NEYLE İKNA EDİLDİĞİNİ MİLLETE AÇIKLAYIN

Değerli milletvekilleri, ölümü göze almış, öldürmüş, eli silahlı militanların hangi şartlarda, nasıl, neye ikna edildiğini Türkiye Büyük Millet Meclisini Hükûmet ikna etmelidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi yetkilerini Hükûmete devretmemelidir. Anayasal suç işlememelidir. Onlar da anayasal suç işlememelidir.

OSLO’YU AÇIKLAYAN GAZETECİLER NEYE UĞRADI?

Kanun maddesinde söylüyor, diyor ki işte "Kamuoyunun bilgilendirilmesi." Sayın Bakana ve Hükûmet üyelerine soruyorum, siz vicdanlı milletvekillerine soruyorum: Oslo görüşmeleri enteresan bir şekilde patlamasaydı, haberiniz var mıydı? Peki, yazan gazeteciler neye uğradı? Peki, Oslo görüşmelerinde hukuku işletmeye çalışan savcı ne durumdadır bugün? Bunları hiç takip edebiliyor musunuz? Bunları yapmış bir Hükûmet neyi bilgilendirecek? Gene beyin yıkama metoduyla devam edecek.

ULUSLAR ARASI GÖZLEMCİLER Mİ OLACAK?

Değerli milletvekilleri, bu kanun maddesinde çok önemli şeyler var. "Gerekli görülmesi hâlinde, yurt içindeki ve yurt dışındaki kişi, kurum ve kuruluşlarla temas, diyalog, görüşme ve benzeri çalışmalar yapılmasına karar verir ve bu çalışmaları gerçekleştirecek kişi, kurum veya kuruluşları görevlendirir."

Ben, buradan, Sayın Bakana soruyorum, Hükûmete soruyorum, Türkiye Büyük Millet Meclisini de uyarıyorum: Yarınlarda silah bırakmadan başka alanlara varıncaya kadar uluslararası gözlemciler olacak mıdır? Yarınlarda görüşmelerde hakem devletler olacak mıdır? Eğer bunlar varsa, Türkiye Büyük Millet Meclisinin devrettiği bu yetkiyle bu Hükûmet bunları yapıyorsa, Türkiye Büyük Millet Meclisi çok büyük bir suç işliyor demektir.

AKP’NİN MESULİYETSİZ DIŞ POLİTİKASI

Fatih ruhundan bahsediyor Sayın Başbakan. İşte, Kur'an'dan ayet okuyup İncil'le ibadet etmek odur. Fatih ruhundan bahseden Sayın Başbakan; Musul Konsolosluğu basıldı, Türk toprakları işgal altında. Musul Konsolosluğunun boşaltılmaması eğer doğru karar idiyse Basra Konsolosluğu niçin boşaltıldı? Basra Konsolosluğunun boşaltılması doğru ise Türk Konsolosluk yetkilileri ve vatandaşları niçin IŞİD'in elindedir? Bütün bunlar ne kadar vurdumduymaz, ne kadar mesuliyetsizce, Türkiye'nin dış politikasından iç güvenliğine kadar yürütüldüğünün işaretidir.

VALLAHİ DE BİLLEHİ DE YARGILANACAKSINIZ

Son söz: Hiç kimse unutmasın ki burada yaptığımız milletvekili yemininden daha öteye, vallahi de, billahi de, tillahi de bu anayasal suçu işleyenler yarınlarda yargılanacaktır.

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınkonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım! 

facebook.png twitter.png