Doç. Dr. Sezgin Güvel, erkeklerin ortalama yüzde 30’unda kısırlığa yol açabilen varikosel (testislerdeki damar genişlemesi) görüldüğünü söyledi. Varikoselin çok ilerlemesi durumunda kısırlık oluşabileceğini vurgulayan Güvel, “Doktor kontrolüyle tespit edilen varikosel, özellikle bebek sahibi olmak isteyen erkekleri yakından ilgilendiriyor. Varikoseli olan erkeklerde, çok yoğun ağrı şikayeti olanlar ve testislerinden biri diğerine göre anlamlı küçülme göstermiş olanlara cerrahi müdahale öneriyoruz” dedi.

Sıcak tetikliyor

Varikoselin, herhangi zararlı bir davranışla ortaya çıkan bir rahatsızlık olmadığına dikkati çeken Doç. Dr. Sezgin Güvel, “Çok ayakta kalma, fırın işçileri gibi çok sıcakla temas etme gibi durumlar varikoselin nedenleri arasında gösteriliyor, ama asıl neden genetik faktörler” diye konuştu. Varikoselin erkeklerde çok sık görüldüğüne vurgu yapan Güvel, varikosel olup da bundan hiç zarar görmeyen kişilerin de bulunduğuna işaret etti.

Varikoselin, sperm hareketliliği ve sayısına etki ettiğini, böylelikle çocuk sahibi olamama ve testislerde ağrı gibi iki zararının bulunduğunu bildiren Güvel, “Varikoselin kesin tedavisi ameliyattır. Ama ağrı çok şiddetli değilse bir tedavi önerilmiyor. Hastalar genellikle, ’Çocuk sahibi olamıyoruz’ şikayetiyle geliyor ve varikoselleri tespit ediliyor. Eğer bu rahatsızlığa bağlı çocuk sahibi olunamıyorsa ameliyat yapılıyor. Özellikle kırsal kesimde çocuk sahibi olamayan ailelerde, erkekler kadınları suçluyor. Bunu yapmak yerine, bu tür ailelerde, kadınların kadın doğum uzmanına, erkeklerin de bir üroloğa görünmesinde yarar var” dedi.

Genetik kalp hastalığının şifresi çözülüyor

BİLİM insanları, genlerin doğuştan gelen kalp hastalıklarında oynadıkları rolü çözmeye bir adım daha yaklaştı. Nature Genetics’de yayımlanan araştırmaya göre embriyonun oluşumu sırasında özel bir genin ktivitesinin doğru zamanda sona ermemesi, yaşamın ilerleyen yıllarında hastalığa neden oluyor. Tespit edilen genin “aktif” olarak bırakıldığı farelerin görünürde sağlıklı dünyaya geldikleri ancak daha sonra kalp kası sorunları yaşadıkları tespit edildi. Uzmanlar, gelecekte genetik müdahale yoluyla kalp sorunlarının çözülebileceğini belirtiyor.

Tedavide olumlu rol

İnsanlar yaşam boyu aynı genleri taşısalar da; çevrenin etkisi, beslenme biçimi ya da ana rahmindeyken annenin sağlığı gibi faktörlerin bu genlerin aktivitesini etkileyebildiğini ve bunun da yaşamın ilerleyen dönemlerinde çeşitli hastalıklara yol açtığını gösteren kanıtlar giderek artıyor. San Francisco Gladstone Enstitüsü uzmanları, iki gene odaklanarak bu genlerin kardiyomiyopati (kalp yetmezliğine neden olan kalp kası bozukluğu) oluşumundaki etkilerini inceledi. Bilim adamları, embriyonun kalbinin gelişmesinde önemli bir rol oynayan Six1 ve ihtiyaç kalmadığında genlerin “kapanmasını” sağlayan Ezh2 genleri izlendi. Araştırma sonucunda, genlerin doğru zamanda “kapanmasının”, normal kalp gelişiminde hayati bir rol oynadığı belirlendi. Dr. Paul Delgado-Olguin, “Six1 geninin normalden uzun bir süre aktif kalmasının, diğer genleri de etkilediğini ve bunun da kalbin oluşumunda bozukluklara neden olduğunu” kaydetti. Uzmanlar bu araştırmanın, doğuştan gelen kalp hastalıklarının tespitinde ve tedavisinde önemli bir adım olduğunu belirtiyor.

vatan