Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan alınan bilgiye göre, Yüksek Seçim Kurulu'nun kararının, Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı'na ulaşmasının ardından, soruşturma başlatıldı.

Konuyla ilgili daha önceden bir inceleme başlatıldığını hatırlatan yetkililer, başlatılan soruşturmayla, yapılan yardımların durdurulması gibi bir durumun söz konusu olmadığını bildirdiler.

Yapılacak soruşturma sonrasında, suç unsuruna rastlanılması durumunda, beyaz eşya dağıtımının yasaklanmasına mahkemelerin karar verebileceği ifade edildi.

YAZICI: SOSYAL DEVLET ANLAYIŞINA UYGUN

Öte yandan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, sosyal yardımların anayasanın 2. maddesindeki ''sosyal devlet'' anlayışına uygun olarak yapıldığını belirterek, ''Sosyal devlet, vatandaşını muhtaç bırakmayan devlettir.'' dedi.

Bakan Yazıcı, son günlerde tartışma konusu olan ''sosyal yardımlar'' konusunda kamuoyunu bilgilendirmek için Başbakanlık merkez binada basın toplantısı düzenledi.

Konuşmasının başında vatandaşa yönelik sosyal yardımların anayasaya uygun bir şekilde gerçekleştirildiğini ve bunun sosyal devlet olma olgusunun bir parçası olduğunu ifade eden Yazıcı, ''Sosyal devlet, vatandaşını muhtaç etmeyen ve mağdur etmeyen devlettir. Bu anlayışla her ay 50 milyon TL kaynak vatandaşlara aktarılıyor.'' diye konuştu.
Yardımların tamamen muhtaç vatandaşlara yönelik olduğunu dile getiren Bakan Yazıcı, ''Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü'nün görevi, muhtaç vatandaşlara yardım yapılmasıdır. Yardımlar tamamen muhtaç vatandaşlara yönelik yapılmaktadır. Kömür ve gıda yardımları da bu çerçevede yapılmaktadır. Yardım projeleri fon kurulu tarafından tespit edilmektedir.'' şeklinde konuştu.

Tunceli'de yapılan sosyal yardımlara da değinen Yazıcı, Tunceli'ye 2003-2008 yılları arasında 16 milyon TL yardım yapıldığını, geçen yıl bu yardımın 3 milyon TL'yi aştığını dile getirerek, ''Bu ilimize 2008'de 322 bin TL eğitim, 108 bin TL de sağlık yardımı yapılmıştır. Yine bu yıl 4 bin 150 aileye 2 bin 750 ton kömür yardımı yapıldı. Beyaz eşya yardımı da orada bulunan insanları çok mutlu etti. Gidin o mutluluğu orada bir görün. Tabi insanları rencide etmeden. İnanın bu yardımlar sosyal devlet olmanın bir anlayışı. Bunu da geçin, insan olmanın bir anlayışıdır.'' ifadesini kullandı.


ÇELİK: SOYAL DEVLET İLKESİNİ HAYATA GEÇİRDİK

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ''sosyal devlet ilkesini hayata geçirdiklerini'' belirterek, ''Şimdi diyelim ki bir yardım dağıtıldı, seçime denk geldi. 'Bu seçim yatırımıdır' şeklinde bunun propagandasını yapmak meseleyi saptırmaktır'' dedi.

Çelik, Türk Demokrasi Vakfınca Metropolitan Otel'de düzenlenen 1. Ulusal Katılımcı ve Girişimci Gençlik Zirvesi'nde ''Sivil Anayasa'' konulu konferans verdi.

Bakan Çelik, konuşmasının ardından gençlerin sorularını yanıtladı. Zirveye İskenderun'dan katılan Cihan Önal isimli gencin, ''1982 anayasasını yorumlarken tehdit altında seçimler yapıldığını söylediniz. Şu andaki seçimlerde de Tunceli'de beyaz eşya dağıtımı, kömür yardımları yapılıyor, insanların eline cep telefonları verilerek 'oyunu bize kullan' deniliyor. Sizce bu demokratik bir seçim mi?'' sorusunu, Çelik şöyle yanıtladı:
''İnsanların fakirliğinden, çaresizliğinden yararlanarak maddi menfaat karşılığında onların siyasi tercihlerini yönlendirmek kesinlikle ahlakla, izanla, akılla bağdaşır birşey değil.

Birşeyi birbirine karıştırmayalım. Biz iktidara geldiğimizden beri öğrencilere ücretsiz kitap veriyor muyuz? Sosyal devlet açısından bu doğru mu? Bu memleketin topraklarının altında milyarlarca ton kömür yatıyor. Türkiye Kömür İşletmeleri iflas etmiş durumdaydı. Ağrı'da eksi 35 derecede, Erzurum'da eksi 40 derecede, Kars'ta eksi 25 derecede fakir ve yoksul insanlar tir tir titrerken, siz bu ülkenin kaynağını çıkarıyorsunuz, bir taraftan Kömür İşletmesini faal hale getiriyorsunuz, bir taraftan orada çalışan binlerce insanın ekmek yemesini, çoluk çocuğuna nafaka sağlamasını temin ediyorsunuz, bir taraftan binlerce taşımacıya iş temin ediyorsunuz. Kendi ülkenizin insanının kıştan, soğuktan, kardan donmamasını, üşümemesini sağlıyorsunuz. Bu sosyal devlet değil midir?
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'ndan insanlara gıda yardımları yapılacak. Seçim endeksli değil, sürekli, 365 gün. 'Bunu vereceğinize onlara iş verin' diyorlar. 'İşsizlik parası' diye birşey duydunuz değil mi? Fransa'da, İsviçre'de, Norveç'te var. Zaten iş veremediğiniz için bu parayı veriyorsunuz. İşsizlik maaşı demek, iş bulamadığınız adamın aç kalmaması için temin ettiğiniz bir paradır.''

''Kendisine sosyal demokrat diyenlerin sosyal devletin ne olduğunu bilmediklerini'' savunan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Sosyal devleti biz hayata geçirdik. Şimdi diyelim ki bir yardım dağıtıldı seçime denk geldi. 'Bu seçim yatırımıdır' şeklinde bunun propagandasını yapmak meseleyi saptırmaktır. İnsanlar hür iradesiyle seçer. Ama şunu karıştırmayın: Hükümetlerin görevi vatandaşın insanca yaşaması için ortam sağlamaktır. Biz köye yol yaptık, biz köye su getirdik, biz köye okul yaptık, sağlık ocağı yaptık... Telefon getirdiniz, vatandaşın tarım politikalarını desteklediniz. Bundan dolayı vatandaş memnuniyetini sandığa yansıtırsa bu söylediğimiz söylediğinizle benzeşmez. 'Tarımsal destek' adı altında tarım köylüsüne katrilyonlarca destek veriyorsunuz. Yonca ekiyor para veriyoruz, ineği doğum yapıyor ona da para veriyoruz. Niye? Eğer söyle yapmazsanız şehirli içecek süt bulamaz. Bu bir politikadır.''

''AK PARTİ'YE OY VERİRSE EYVALLAH''

''Yeşil kart'' uygulamasına da değinen Çelik, bu kart sahibi vatandaşlara ücretsiz sağlık hizmeti verildiğini, vatandaşın istediği eczaneden ilacını aldığını anlatarak, şöyle konuştu:

''(Siz bunu yapıyorsunuz, o da sizin partinize oy veriyor...) Bunu biz yaptık, bize vermesi lazım. Ve iyi de ediyoruz. Başkası yapsaydı onlara da verirdi. Neticede bu ülkenin kaynaklarını, bu ülkenin imkanlarını, bu ülkenin insanları için seferber etmek ve fakir fukara, aç, muhtaç olan insanların sosyal patlamalara da yol açmayacak şekilde rehabilite edilmeleri bir hükümetin görevidir. Onun için maalesef, bunu birileri, özellikle bazı medya grupları kendini bir siyasi parti yerine koydular. Kimin adına çalıştıkları da ortada. Bunlar yayınlıyorlar, vatandaşın gözünü boyuyorlar.

Ben Van milletvekiliyim. Van'ın nüfusu 1 milyon 4 bin kişi. Van'ın nüfusunun yüzde 55'i yeşil kartlı. Yeşil kartlı demek hiçbir sabit geliri olmayan insan demek. Siz Nişantaşı'nda, Bostancı'da, Çankaya'da oturursunuz, tuzunuz kuru olur ondan sonra ahkam kesersiniz. Oradaki insanın şartlarını ben yaşayarak gelmiş birisiyim. En sefil olanın şartlarını yaşayarak gelmiş birisiyim. Benim bütün ömrüm yatılı okullarda geçti. Ben yatılı okuldaki çocuklara günde verilen 1.5 lira iaşe bedelini 6 liraya çıkardım. O çocuğun annesi babası bundan dolayı memnun olur AK Parti'ye oy verirse eyvallah, başımız üstünde... Bir hükümetin, bir siyasi kadronun amacı zaten vatandaş memnuniyetini temin etmektir. Bir ilde oradaki fakir fukara insanlara, sefil, bir göz evde oturan, açlıkla sefaletle hastalıkla boğuşan insanlara, valilerimiz, kaymakamlarımız gidip görüyor TOKİ'den ev veriyor. Şu anda 100 lira aylıkla TOKİ insanları ev sahibi yapıyor. Peki bu sosyal devletin gereği değil midir? Onun için geçin bunları.''

"TUNCELİ'DE SU VE YOLU OLMAYAN KÖY YOK"

AK Parti Malatya Milletvekili Mehmet Şahin, Tunceli'de çamaşır makinesi dağıtılan köylerde su şebekesi olmadığına ilişkin iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek, ''Tunceli'de su ve yolu olmayan köy yok'' dedi.

AK Parti'nin Tunceli Koordinatör Milletvekili olarak görev yapan Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından yapılan yardımların, sosyal devletin gereği olduğunu söyledi.
Her ilde olduğu gibi Tunceli'de de yardımların aralıksız sürdüğünü vurgulayan Şahin, valilik ve kaymakamlıklar tarafından yapılan ihtiyaç tespiti doğrultusunda, hangi tür yardımların yapılacağının kararlaştırıldığını anlattı.

Valilik tarafından başlatılan ''Her Eve Beyaz Eşya Kampanyası'' kapsamında, vatandaşlara ihtiyaçları doğrultusunda buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makinesi, televizyon ve uydu cihazı, bilgisayar, kanepe, ocaklı fırın ve şofben dağıtıldığını ifade eden Şahin, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının imkanları doğrultusunda bu tür yardımların her ilde olduğu gibi, Tunceli'de de yıllardır sürdürüldüğü söyledi.

Şahin, ''Sosyal devletin gereği olarak, ihtiyaç sahibi olan vatandaşlara ihtiyaçları doğrultusunda yardım yapıyoruz. Bu yardımlar, bölgenin ve yörenin ihtiyaç durumuna göre, ev tamiri, beyaz eşya, kömür, nakit yardımı olabiliyor. Tunceli'deki yardımlar başta olmak üzere, yardımlarda siyasi hiçbir mülahaza yapılmadı'' diye konuştu.

Çamaşır ve bulaşık makinesi yardımı yapılan köylerde su şebekesi olmadığına ilişkin iddialara da değinen Şahin, ''Tunceli, okuma-yazma ve kültür düzeyi en yüksek bir il. Tunceli halkı, somut şeyler bekliyor. Biz, bu tür yardımların Tunceli halkının oylarının yönünü değiştireceğine inanmıyoruz. Oradaki insanlar cahil değil, aksine çok bilgili ve kültürlü insanlar. Yardımlara karşı çıkanlar, Tunceli'yi görmemiş, tanımamış olanlardır. Çamaşır ve bulaşık makinesinin dağıtıldığı yerlerde su olmadığını ileri sürüyorlar. Tunceli'de suyu ve yolu olmayan köy yok'' görüşünü dile getirdi.

TUNCELİ'YE YABANCI YATIRIM

Tunceli'ye yapılan yardımların yetersiz olduğunu ifade eden Şahin, Tunceli'nin nüfus yoğunluğuna göre, kamu kaynaklarından en az faydalanan il olduğunu kaydetti.

İlin gelişmesine katkı sağlamak için yabancı yatırımcıları bölgeye götürdüğünü anlatan Şahin, ''Yabancı bir firma tarafından Tunceli'ye 70 milyon dolarlık yatırım yapılması için görüşmelerimiz devam ediyor. Tunceli'ye kısa sürede çok iyi bir otel ile iş merkezi kazandıracağız'' diye konuştu.

Amerika'da ''Tunceli Günleri'' yapmak için girişimde bulunduğunu anlatan Şahin, Atlanta'daki Kaunas Üniversitesinde düzenlenen festivallerde Tunceli kültürünü tanıtmak istediklerini, bunun için girişimde bulunduklarını söyledi.

SABAH