Erdoğan, valilere gönderme yaparak "Kapalı yollar yüzünden hastaneye gidemeyen vatandaş istemiyorum" dedi. İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

- Artık yollar kapalı olduğu için hastaneye yetişemeyen hasta istemiyoruz. Buna ilişkin tedbirler geliştirmek mümkündür diye düşünüyorum.

- İsviçre"de Fransa"da Almanya"da kış şartları bizden daha ağır geçiyor. Biz bunun çok daha iyisini yapabiliriz. Bunu başarmak sizlerin elinde.

- Valilerimiz görev yaptıkları illerde devletin otoriter yüzü, somurtkan yüzü değil, tam tersine devletin gülümseyen şefkat yüzü olmak zorundadır. Devlet millet kaynaşmasının tesisinde valilerimiz en kilit noktada bulunuyorlar. Şunu asla unutmayalım, millet devlet için değil, devlet millet için vardır. Ölçümüz, ilkemiz bu. Bizim devlet geleneğimiz, insanı yaşatki devlet yaşasın felsefesi üzerine inşa edilmiştir. Vatandaşına güven duymayan anlayış bir defa çağ dışıdır. Bizim geleneğimizde hiçbir zaman tutunamamıştır. Devlette vatandaşına, vatandaşta devletine güvenmelidir. Bunun temelini güven oluşturur. Eğer ülkede güven istikrar varsa, o ülkenin kalkınmasını kimse engelleyemez.

TELEFONUM 24 SAAT AÇIKTIR

- Devletin şefkat ve merhameti, vatandaşın sadakatini artırır. 72 milyon vatandaşın her biri birinci sınıf vatandaştır. Devlet nezdinde hiçbirine karşı ayrımcılık içinde bulunamayız. Valilik binasına uzaklığı ne olursa olsun, Hakkari"nin Bingöl"ün mezrasındaki vatandaşla, Konya"da Çankırı"daki vatandaş eşittir. Ben yada içişleri bakanım, nasıl ki birkaç dakika içinde size telefonla ulaşabiliyorsak, ihtiyacı olan vatandaşta sizlere rahatlıkla ulaşabilmelidir. Hatta benim telefonum 24 saat açıktır. Eğer benim valim olur ya, düşünmüyorum öyle bir şey, bana ulaşması gereken konu olur, bakanıma 24 saat ulaşacaktır, Başbakan bu saatte rahatsız edilmez, hayır gerektiğinde beni de arayacaksınız. Çünkü bende elim ayağım kolum olarak sizleri görüyorum. Dolayısıyla vatan topraklarına herhangi bir yerde bir olay olduğu zaman bu olaya sizlerle ulaşmak durumundayım. Onun için rahatlıkla beni arayabilirsiniz.

VATANDAŞIN DERDİNİ ÇÖZECEĞİZ

- Asla bürokratik engellerle halkımıza yaklaşmamalıyız. Mali bir sıkıntı var, biz çözeriz. İmkanlarınız var, buna yasanın şurası mani. Sizin kitabınızda mani diye bir şey olmayacak. Vatandaşın derdi mi var, o derdi çözeceğiz. Şöyle böyle ama o derdi çözeceğiz. Bürokratik engeller vatandaşa mazeret olarak sunulmamalı.

- Şurası da son derece önemli. Çözemediğimiz sorunlar olabilir, imkanlar el vermeyebilir. O durumlarda, biz gereken desteği zaten anında sağlarız. Bu konuda başta müsteşarım olmak üzere, hepsi seferberdir. Bu konuda yetkilerle donatılmıştır.

-Ama haberdar olmadığınız bir sorunun olmaması gerekir. Ben bunun mazeretini asla kabul etmiyorum. Şehrinizdeki her haneden haberiniz olacak. Şu kış şartlarında, kimin bacası tütüyor, kimin tütmüyor görmelisiniz.

Öyle haneler var ki, çatıların altında nice trajediler yaşanıyor. Ama bunlar kapı dışına aksettirilmiyor. Benim vatandaşım gururludur. Yokluğunu gizler. O ne kadar gizlese de ondan haberdar olmak bizim boynumuzun borcudur. Paltosu ayakkabısı olmayan kalemi defteri olmayan bütün bunların üzerine, evine geldiğinde, o küçücük ellerini ısıtacak bir sobası olmayan yavrularımız olmayabilir. Bunları arayıp bulacağız. Bulamadığımız her yavrunun vebali önce sizin sonra benim üzerimdedir.

YOLUMUZA DEVAM EDELİM

-Şu gazete şunu yazmış, şu televizyon bunu yazmış. Biz üzerimize düşeni yapalım, yolumuza devam edelim.

- Ben her zaman eşimle, milletvekillerimle, bakanımla, o haneleri tespit ediyor ziyaret ediyorum. O kapıdan girdiğinizde, aç da olsa, üşümüş de olsa, sizin şefkatinizi ta yüreğinde hissediyor. Hayata tutunuyor, umuda yelken açıyor.

- Diyorum ki alın eşinizi yanına gidin. Bir çay için. İhtiyaçlarını belirleyin. Yapılabilecek bir şey varsa

- Özel kaleme yazdırıp orada kalmasın. Bazen özel kalemlerimiz işi kovalamıyor olabiliyor ve yazdırdınız, bunun takibini yapın.

GÖNÜLLERİ KAZANACAĞIZ

- Hani Yunus diyor ya “Bir gönülü yaptın ise, Er eteğin tuttun ise, Bir kez hayır ettin ise, Binde bir ise az değil”

- İşte o şekilde biz gönüller kazanacağız. Sıkıntıda olan insan sadece yokluk içinde olan insan değildir.

- Garip gureba fakir fukara dediğimiz zaman, bu ülkeyi böyle gösteremezsiniz diyenlere bizim cevabımız zaten hazırdır. Bu tablo bugün yaratılmadı, zaten elimizdeydi. Şimdi bunu minimize etmeye gayret ediyoruz.

- İşte demokratik açılımımızın hedeflerinden biri de, sorun alanlarının bir tanesi de budur. Bugün valilerimizin halkla bütünleşmesini eleştirenler, valileri kendi il başkanları gibi görme alışkanlığından kurtulamamış olanlardır. Biz bu millete efendi olmaya gelmedik. Biz bu milletin hizmetkarı olmaya geldik. Böyle olursak ölene kadar bizi herkes hayırla yad eder. “Buradan bir vali geldi geçti sorma, adeta bizim hizmetkarımızdı. Ta mezralara kadar geldi dolaştı, suyunu elektriğini getirdi” der mi der.

- Çünkü bizim vatandaşımız vefakardır. Ama bütün bunlara aykırı her türlü anlayış çağın gerisinde kalmıştır. Elbette bu mikro sorunların yanında, makro hedeflere de mesai ayıracağız.

- Valilerimizin yerel yönetimlerle, iş adamlarıyla, STK"larla, üniversitelerle de tam bir koordinasyon içinde olmalarını çok önemsiyoruz.

- Her birimiz, şehrimizi nasıl öne çıkarabiliriz bunun gayreti içinde olacağız./hürriyet