Prof. Dr. Beşer, yaptığı açıklamada, çevre kirliliğinin her geçen gün insan sağlığını daha da olumsuz etkilediğine dikkati çekti. 
     Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre hava kirliliğine bağlı ölümlerin dünyada en fazla Çin, Hindistan, Pakistan'da görüldüğünü, Türkiye'nin de yılda 21 bin 300 ölümle 14. sırada olduğunu kaydeden Prof. Dr. Beşer, çevrenin korunmasının insan sağlığı ile doğrudan ilgili olduğunu ifade etti. 
     Prof. Dr. Beşer, çevrenin korunmasından çeşitli kaygılarla verilecek ödünlerin, toplum sağlığı açısından geri dönüşü olmayan yaralar açarak geleceği tehlikeye sokacağını dile getirerek, şunları söyledi: 
     ''Çevre konusunda kişiler, sivil toplum örgütleri, üniversiteler, medya, yerel ve merkezi yönetimler daha fazla sorumluluk almalıdır. Uzun yaşamın sırrı, temiz çevrede saklı. 
     Hava Kirliliği, solunum sistemi hastalıkları, kalp hastalıkları, genetik hastalıklar ve zeka geriliğine neden olmaktadır. Hava kirliliği özellikle çocuk, yaşlı ve gebelerde önemli olumsuz sonuçlara yol açmaktadır. Günümüzde egzoz kaynaklı hava kirliliği çok önemli boyutlara ulaşmıştır. Bir taşıt insanın günlük gereksinimi olan 15 metreküp havayı 10 dakikada kirletmektedir. 
     İnsanlardaki kanserin yüzde 2-5'i endüstriyel etkilenime bağlıdır. Bu etkilenimler en fazla akciğer kanserine neden olmaktadır. Çeşitli önlemlerle endüstriyel etkilenimden tama yakın korunmak mümkündür. Bu yönde Dünya Çalışma Örgütü (ILO) önerilerine devletler uymalıdır.''