Faili meçhullere ilişkin bir çarpıcı haber daha. Radikal gazetesi 17 yıl önce işlenen 7 gencin ölümündeki sır perdesini araladı.

Cumartesi Anneleri’nin sembol davalarından olan, Mardin’in Dargeçit ilçesinde, 1995 yılında jandarmalarca gözaltına alınan yedi gencin kaybedilmesi, Süleyman Seyhan adlı yetişkinin cesedinin de altı ay sonra bir kuyuda yanmış ve kafası ayrılmış halde bulunması olayına ilişkin 17 yıl sonra dava açılması için fezleke düzenlendi. Zincirleme bir vahşeti ortaya çıkaran fezleke suçlu olarak ‘jandarma’yı işaret etti.

Mardin Dargeçit’te, 29 Ekim 1995’te iki öğretmenin PKK tarafından öldürüldüğü savı üzerine Dargeçit Jandarma Komutanlığı, 2-6 Kasım 1995’te operasyon yaparak, 57 yaşındaki Süleyman Seyhan, 24 yaşındaki Hikmet Kaya, 21 yaşındaki Abdurrahman Coşkun, 20 yaşındaki Abdullah Olcay, 19 yaşındaki Mehmet Emin Aslan, 16 yaşındaki Nedim Akyön ve 14 yaşındaki Seyhan Doğan ile 13 yaşındaki Davut Altınkaynak’ı gözaltına aldı. Seyhan Doğan’ın 11 yaşındaki kardeşi Hazni Doğan da alınıp Dargeçit İlçe Jandarma Komutanlığı’na götürüldü. Dördüncü günün sonunda Hazni Doğan, salıverildi. Fakat Hazni dışındaki hiç kimseden haber çıkmadı. Ta ki 6 Mart 1996’da Süleyman Seyhan’ın cesedi bir kuyuda, elleri arkadan bağlı, kafası koparılmış ve yanmış halde bulunana değin… 

ÇAVUŞUN EŞİ ŞİKAYET ETMİŞ

Dosya kayıp yedi kişinin PKK’ya katıldığı iddiası üzerine kapatılmıştı. Aileler 14 yıl sonra bu davanın Ergenekon kapsamında görülmesi için 2009’da başvurduysa da mahkeme, dosyayı Dargeçit’e yolladı. Savcı Şükrü Arslan da dosyayı yeniden açtı. Savcı Arslan, Süleyman Seyhan’ın cesedinin bulunmasından iki gün sonra Dargeçit Jandarması’nda görevli Uzman Çavuş Bilal Batırır’ın da kaybolduğunu ortaya çıkardı. Ve çavuşun eşi Hatice Batırır tarafından 21 Mayıs 1996’da Feke Savcılığı’na verilen suç duyurusuna ulaştı. Hatice Batırır, eşinin 8 Mart 1996’da evden işe çıkıp bir daha dönmediğini, Bölük Komutanı Mehmet Tire’ye başvurduğunu, Tire’nin “Gerekli yerlere baktık, işimiz gücümüz var. Sen iyisi çocuklarını al, babanın evine dön” dediğini ileri sürdü. Batırır, kaybolmadan önce eşinin kendisine, “İki öğretmenin kaçırılmasına karıştıkları iddiasıyla bir grup, Tire’nin emriyle alındı, öldürülüp boş kuyulara atıldı” dediğini iddia etti. Bu olay, yedi kişinin öldürüldüğü katliamdı. Batırır ayrıca, eşinden iki gün önce bir cesedin bulunduğunu vurguladı. O da Süleyman Seyhan’ın cesediydi. Batırır, kaybolmasından 15 gün önce eşinin “Haydar astsubay ile gizli bir göreve gidiyorum” deyip döndüğünü, “Bize adam öldürttüler” dediğini; astsubayın “Ben yapamam” deyince tetiği eşinin çektiğini söyledi. 

ÇAVUŞU JANDARMA YAKTI

Uzman çavuşun Süleyman Seyhan’ın cesedinin yerini yakınlarına söylediği, bildiklerini etrafa anlattığı şeklinde bilgiye ulaşan Savcı Arslan kimi tanıkların ifadesini aldı. Korucu olduğu sanılan bir gizli tanık; yedi kişinin dönemin Dargeçit Jandarma Komutanı Mehmet Tire ile Jandarma Komanda Tabur Komutanı Hurşit İlmen’in emriyle öldürüldüğünü, Korucu Köyü’nde mağaraya atıldıklarını, olayın duyulması üzerine mağaradan çıkarılıp Boğazözü Köyü yakınlarında gömüldüğünü ileri sürdü. Çavuş Bilal Batırır’ın, bu olaylardan rahatsız olup çevresinde söylediği için aynı ekip tarafından jandarma komutanlığının kazan dairesinde yakıldığını iddia etti. 

HAVA DEĞİŞİMİNDEYİM

Savcı Şükrü Arslan; Dargeçit Jandarma Komutanı Mehmet Tire, Mardin Jandarma Komando Komutanı Hurşit İlmen, Mardin İstihbarat Şube Müdürü Muhammet Demirel, Bölük Komutanı Mahmut Yılmaz, Uzman Çavuş Kerim Şahin ve korucu Naif Çelik ve Kerim Şahin hakkında ‘silahlı örgüt kurma, örgüte üyelik, adam öldürme ve azmettirme’ suçlarından 17 Kasım 2011’de fezleke düzenledi. Fezleke, Arslan’ın görev alanı dışında kaldığından 250. maddeyle görevli Diyarbakır Savcılığı’na gönderildi.

Suçlanan isimlerden, bugün Bodrum Gümüşlük’ün DP’li Belediye Başkanı olan Mehmet Tire, Radikal’in sorusu üzerine, “Ben o tarihte hava değişimindeydim” dedi. Sivas Çepni beldesinin CHP’li Belediye Başkanı olan Hurşit İlmen ise o tarihte Mardin’de konuşlanmış olan Komando Jandarma Tabur Komutanı olduğunu, olayla ilgili bilgisi olmadığını söyledi. İlmen, kayıp kişilerin PKK’ya katıldığını ileri sürdü.