Milli sinema kavramını Türk sinemasına sokarak yeni bir çağ açan yönetmen Yücel Çakmaklı, çektiği filmlerle kitleleri peşinde sürükledi. Çakmaklı'nın açtığı yolda ilerleyen genç sinemacılar 'usta'larını anlattı.


Türk sinemasının usta yönetmeni Yücel Çakmaklı'nın vefatı tüm camiayı derin üzüntüye boğdu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay Çakmaklı'nın ölümü üzerine birer başsağlığı mesajı yayınlarken, aynı setlerde yıllarca birlikte çalıştığı arkadaşları ve öğrencileri ise usta yönetmeni anlattı.

Çakmaklı'dan çok şey öğrendim


SALİH DİRİKLİK (Doktor- eski yönetmen) Yücel Çakmaklı'nın vefat ettiğini öğrenince çok üzüldüm. İlk asistanlığıma onun yanında başladım. Son derece ilgi gösterdi, yanında çok şey öğrendim. Tıp Fakültesi'nde okurken devamlı beni destekledi. O dönemde gençler kendi aramızda film yapalım dediğimizde destekledi. Rakip olmadı. Filmin pazarlanması konusunda da bize yardımcı oldu. Ben büyük bir kaybımız olduğunu düşünüyorum. Allah rahmet eylesin.


Toplumu dönüştüren yönetmen


MESUT UÇAKAN (Yönetmen) : Onunla biz iş ve fikir birliği anlamında dost olarak da çok uzun bir dönem geçirdik. İstanbul'a üniversite okumaya ilk geldiğimde Milli Türk Talebe Birliği sinema kulübündeki arkadaşlarla birlikte ilk orada gördüm kendisini. 'Birleşen Yollar' filminden sonra kozmopolitçe akıp giden ticari sinemanın ve Türk halkının değerlerine karşı duran Marksist sinemanın ve sinemadaki top yekün çarpık batılılaşma hareketinin marşı milli değerleri savunan bir sinema hareketi ortaya kondu. Köşe taşı filmler yaptı. Minyeli Abdullah da bunun bir örneğidir. Bediüzzaman ve Necip Fazıl'ı çekmeyi çok isterdi. Herkese hakkını helal ederek gittiğini sanıyorum.


Pozitifti, kavgacı değildi


İSMAİL GÜNEŞ (Yönetmen): Yücel Bey 40 yıl milli sinemada kendi bildiği doğrular içerisinde çok fazla şey üretti. 'Birleşen Yollar'dan başlayarak Minyeli Abdullah'a kadar geçen sürede tüm yapıtları halkla buluştu. 1977'de asistanlığını yapmaya başladım. Pozitif bir ortamı oluşturmayı düstur edinmişti. Kavgacı değildi. Ameliyattan sonra telefonla görüştüm. Çok pozitifti. Kültür Bakanlığı kendisine hastalığı aşamasında destekte bulunmuştu. Bakanlığa bunu bir şekilde karşılamayı isti-yordu. Onu çok özleyeceğiz.


Halkıyla bütünleşmiş bir sinemacı


OSMAN SINAV (Yönetmen): Halkıyla bütünleşmiş, belli bir sağduyunun, milli duyguların ön plana çıktığı bir sinema yapmaya çalışmıştır. Çakmaklı, birçok şeyin bir bakıma öncüsü olmuştur. Sinemada milli olma duygusunu ve kavramını öne çıkarmış birisidir. Eserleriyle, halkıyla bütünleşmiştir.


Bir çok şeyi ondan öğrendim


HÜSEYİN ÖZŞAHİN (Görüntü yönetmeni) Minyeli Abdullah , Sahibini Arayan Madalya gibi bir çok filmlerde birlikte çalıştık. Çok sevdiğim usta bir yönetmendi. Bir sürü şeyi ondan öğrendim. Çok engin ve yumuşak başlıydı. İyimserdi. Her şeyi paylaşırdık.


Türk insanını dinî sinema ile tanıştırdı


NAZİF TUNÇ (yönetmen): Yücel Bey kendi üslubuyla Türk insanını tarihi ve diniyle buluşturdu. Hacı Arif Bey ya da Osmancık gibi yapımları ile yapımcı ve yönetmenlerin vizyonunu açtı.


Zarif ve yumuşak başlıydı


CİHAN ÜNAL (Oyuncusu): Yücel Çakmaklı'yı yitirmekten dolayı üzgünüm. Değerli bir rejisördü. İlişkilerimiz her zaman iyiydi. Tıpkı bir ağabey kardeş gibiydik. 1980' de 4. Murat'ı Topkapı'da çektik. Çok güzel bir çalışma oldu. 4 bölüm yaptık ve benim TV ile tanınmama bu film neden oldu oldu. Bu defa Tarık Buğra'nın 'Osmancık' (Kuruluş) birlikte yaptık. 2,5 sene yaz kış çalıştık. Çok güzel anılarımız var. Zarif değerli ve kendisine has, içinde güzellikler barındıran bir insandı. Yumuşak huyluydu. Hoş zamanlar geçirdik. En son TRT'deki Aşk Yeniden dizisinin çekimi sırasında karşılaştık, konuştuk ve eskileri yad ettik. Çok ama çok üzgünüm. Değerli bir insan ve yönetmeni kaybettik. Rahmet diliyorum.