Başbakan Erdoğan, “Bizde ne yazık ki üniversiteye yerleşen öğrenci hayatının artık garanti altına alındığına inanıyor. Dünyanın hiçbir yerinde her üniversite mezunu işe yerleşir diye kural yok” dedi

“Kaptan Arif Bayraktar”, Türkiye"de inşa edilen en büyük tonaja sahip kuru yük gemisi.Erdoğan"a Rektör Prof. Dr. Osman Kamil Sağ tarafından cübbe giydirildi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Kaptan Arif Bayraktar” gemisinin Tuzla"daki TORGEM Tersanesi"nde gerçekleştirilen teslim töreninde yaptığı konuşmada, ülke, millet ve denizcilik adına gurur verici bu tarihi anı yaşamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Erdoğan, şöyle konuştu:
“37 olan tersane sayımız bugün 67"ye ulaştı. Bu gelişmenin en açık ispatıdır. Tersanelerimizin ihracat rakamları nereden nereye geldiğimizi ispat ediyor. Bunları görmeden, "Biz battık, bittik, şöyle olduk, böyle olduk" demek olmaz. Ticaret, inişi çıkışı olan bir yokuştur. Her zaman tırmanamazsınız. Ben ekonomistim, ben bu hayatın içinden geldim. Devamlı tırmanmak yok diye bir şey yok bu hayatın içinde... Yaşamla ölüm de bir aradadır. İşte Amerika"nın, AB üyesi ülkelerin hali ortada. "AB"de ne yapılıyorsa biz de onu yapalım" ideal bir yaklaşım tarzı değil.
Tuzla Tersanesinde 2002 yılında kaç kişi çalışıyordu, çıkış da iniş de olmuştur. Bunların hiç birisi bizim tarafımızdan arzu edilen bir şey değildir. Ama burada olumsuzluğu tahrik edeceğimize, "Biz bu süreci nasıl yakalayacağız" bunun üzerinde durmamız lazım.”

"Sıkıntıyı biliyoruz"
Erdoğan, gemi inşa sanayinde sıkıntı olduğunu hiçbir zaman inkar etmediklerini, 2 milyar dolarlık ihaleyi ağırlıkla denizcilik sektöründe yaptıklarını ifade ederek, gemi inşa sanayine toplu konutu örnek gösterdi. “Küresel kriz başladı” diye inşaat sektöründe toplu konut kapatılsa ve durdurulsaydı inşaat sektörünün çökeceğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: “Biz kararlı durduk, direndik. Direndiğimiz için toplu konut aldı başını gitti ve 430 bin konuta yükseldi.”

Piri Reis"te konuştu
Erdoğan, bir diplomanın peşinden koşturanların, gün gelince o resmi belgeyi elde ettiklerini, ama bilginin peşinden koşanların, arif olmaları halinde, diplomanın çok çok ötesinde eşsiz bir zenginliğin de sahibi olduklarını söyledi.
Tuzla"daki Piri Reis Üniversitesi"nin 2010-2011 akademik yıl açılış töreninde konuşan Erdoğan"a “fahri doktora” unvanı verildi.

İşe yerleşme
Yunus Emre"nin “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsen, ya nice okumaktır” dizelerini hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
“Bir diplomanın peşinden koşturanlar, gün gelir o resmi belgeyi elde ederler, ama bilginin peşinden koşanlar, diplomanın, o resmi belgenin çok çok ötesinde eşsiz bir zenginliğin de sahibi olurlar, arif olmaları halinde. Bizde ne yazık ki üniversite sınavını kazanan, bir bölüme yerleşen öğrenci, o andan itibaren her şeyin bittiğine ve hayatının artık garanti altına alındığına inanıyor. Mezun olup
iş başvurusu yaptığında ise okuldaki 4-5 yılını iyi değerlendiremediğini anlıyor, fakat ne yazık ki geç kalmış oluyor. Evet, diploma var ama dil biliyor mu? Hayır. Bilgisayar kullanıyor mu? Hayır. Türkiye"nin meselelerine, küresel meselelere vakıf mı? Hayır. Mezun olduğu bölümle ilgili tecrübe edinmiş mi? Hayır... Ben, "Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok" dediğim zaman eleştirildim. Böyle bir garanti dünyanın hiçbir yerinde yok. Sayın Kalkavan ifade etti, buralardan mezun olanların iş garantisi noktasında, inşallah bu böyle devam eder.
Oysa dünyanın hiçbir yerinde her üniversite mezunu işe yerleşir diye bir kural yok. Bütün üniversite mezunlarına iş vermiş hiçbir ülke yok.”

Sanal düşmanlar
Erdoğan, içerde ve dışarda üretilen “sanal düşmanlarla” uğraşmaktan, Türkiye"nin geleceğine kaynak ayıramadığını ifade ederek, “Hükümet olarak bu anlayışı tersine çevirmek, statükoyu kırmak ve ezberleri bozmak için 8 yıldır kararlı bir mücadele veriyoruz” dedi.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“"Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkedir" tekerlemesi söylenirken, onun hemen yanında bir tekerleme daha vardı, o da "Türkiye dört tarafı düşmanlarla çevrili bir ülkedir" tekerlemesi.
Denizlerin gereği on yıllar boyunca yerine getirilmedi, ama sanal düşmanlar için bu ülkenin kaynakları, enerjisi, umudu heba edildi, gitti.”

Yunanistan krizi
Başbakan Erdoğan, Yunanistan"ın yaşadığı ekonomik krize değinerek, “Bu
krizin altında silahlanmaya yatırdığı para çıkıyor. Yıllar yılı ne var ne yok silahlanmaya yatırdı, yatırdı. Kime karşı yatırıyor bu parayı? Malum. Bu para ne işe yaradı, yarıyor mu? Silah teknolojisi, savunma sanayi sürekli değişiyor, gelişiyor. Siz harcadığınız bu paralarla ülkenin geleceğini de karartıyorsunuz. İşte bu sanal düşmanları üretmenin bedeli komşumuzda da bu kadar ağır olmuştur.
Aynı yanlışa bizim de düşmememiz gerekir” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: “Şunu diyebilirsiniz "Her ile üniversite kurmak bu işi çözmüyor, akademisyenler noktasında ne durumdayız". Doğrudur biz diyoruz ki biz bir an önce bu işin fiziki adımlarını atalım, bir diğer taraftan da akademisyenleri yetiştirelim. Geçmişte akademisyen yetiştirmede ideolojik yaklaşım süreci vardı. Bundan dolayı ülkede akademisyen de yetiştiremiyorduk. Çünkü patentine bakıyorlardı. Nerede, kimden, nasıl? Bilginin patenti olmaz, bilgi kimde olursa olsun onu almak zorundayız, bunun aksi ihanet olur.”