Kız öğrenciler orta öğretimleri boyunca erkeklerden daha başarılı oluyor. Üniversiteye girişte sözel ve eşit ağırlıkta kızlar daha başarılı iken, erkekler sayısal alanda açığı kapatıyor. Yükseköğretim tercihlerinde ise kızlar açıkta kalma korkusuyla risk almıyor ve son tercihlerine girmeleri garanti olan, iki yıllık bölümleri yazıyorlar.

Mannheim Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Perihan Özge Saygın, doktora tezinde Türkiye’de üniversiteye girişi sınavında performans ve tercihlerde cinsiyet farklılıklarını araştırdı. ÖSYM’nin 2006 verileri kullanılarak yapılan çalışmadan ilginç sonuçlar çıktı. ‘Gender Differences in Preferences for Taking Risk in College Applications’ başlıklı araştırmaya göre, kız öğrenciler orta öğretim başarı puanları açısından erkeklerden her alanda daha başarılı ancak üniversite sınavına başvurularda kızların sayısı daha az. Lise mezunlarının yüzde 44’ünü kızlar oluşturuyorken, üniversite sınavlarına başvuranların yüzde 38’i kız. Bu orana tekrar sınava girenler de dahil. Üniversiteye girişte ise sözel ve eşit ağırlıkta kızlar yine öndeyken, ortalama puanlarda erkekler çok fazla öne geçmese de özellikle sayısal alanda daha başarılılar. Kızlar lise eğitimleri boyunca girdikleri sınavlarda açık ara öndeyken, stres altında geçen üç saatlik testte erkekler arayı kapatıyor. Kızlar üniversite tercihlerinde açıkta kalma riskini göze alamadıkları için son tercihlerine girmeleri garanti olan ve iki yıllık bölümleri yazıyor. Erkeklerin ise girmeye razı oldukları son programın puanı, kız öğrencilerin listesine yazdığı son programın puanından daha yüksek oluyor.

Kızlar garantici

Sınavlardaki cinsiyet farklılığı üniversiteye yerleştirmelerde de devam ediyor. Kızlar açıkta kalma riskini göze alamadıkları ya da sınava tekrar girmek istemediklerinden dolayı aynı puanı alan adayların ilk tercihleri arasında önemli bir cinsiyet farklılığı yokken, son tercihlerinde ciddi farklar ortaya çıkıyor. Kızlar, son tercihlerinde girmeleri garanti olan ve daha düşük puanlı üniversitelere kadar inerken, erkeklerin girmeye razı olduğu son programın puanı kız öğrencilerin son tercihlerindeki bölümün puanından daha yüksek oluyor. Kız öğrenciler ilk tercihlerinde tıp, hukuk gibi bölümlere erkekler kadar yer veriyorlar. Son tercihlerinde ise bu gibi yüksek puanlı bölümleri seçme olasılıkları düşüyor. Son tercihlerinde iki yıllık ya da uzaktan eğitim programlarına yöneliyorlar. 

Yerleştirme sonuçlarına bakıldığında ise kız öğrencilerin erkeklere göre herhangi bir yükseköğretim programına yerleştirilmeye daha yüksek değer biçiyorlar. Yani aynı bölüme yerleşen adaylar karşılaştırıldığında aynı bölüme giren erkeklerden daha yüksek puanları olduğu görülüyor. Ayrıca istediği bölüme giremeyen erkekler, tekrar sınava girmeye daha istekli. Araştırma verilerine göre erkek adayların yüzde 66’sı daha önce sınava girmiş. Kızların ise yüzde 55’i. Başarılı olarak bir programa yerleştirilen adaylar arasından kızların yüzde 76’sı, erkeklerin ise yüzde 84’ü daha önce en az bir ker sınava girmiş.

Kızlar içi mesafe önemli

Yurtdışında da eğitim hayatında kızların, erkeklere göre daha başarılı olduğunun altını çizen Perihan Özge Saygın, bu başarının iş gücü piyasasına yansımadığını söyledi. Kadınların rekabetten ve risk almaktan kaçındığını belirten Şahin, şöyle devam etti: “Bu durum sadece Türkiye için geçerli değil, birçok ülkede aynı sonuç ortaya çıkıyor. Hatta kadınlar erkeklerle rekabet ettikleri durumlarda daha da başarısız oluyorlar. Bunun nedenleri üzerine dünyada çeşitli araştırmalar da yapılıyor. Ben de bu durumu Türkiye üzerinden ele aldım araştırmamda. Üniversite tercihlerinde kız adayların yakın mesafedeki, erkeklerin ise daha uzak ve puanı yüksek üniversiteleri tercih ettiği görülüyor. Kadınlar için mesafe önemli yani. Ben bunun devamı olan çalışmamda şu sıralar tercih listesi erkeklerinki ile benzerlik gösteren kız öğrencileri araştırıyorum. Çünkü tercih listesinde erkeklerle aynı kararlılığı gösteren kız adaylar da var. Bu kızların risk almaktan kaçınanlardan farkının ne olduğunu araştırıyorum.” 

Doktorasını İtalya IMT Lucca ve University of California Berkeley’de tamamlayan Saygın’ın bu çalışması, 2014 merkez bankası Araştırma Ödülleri’nde ikinci oldu. Saygın, bu çalışmasıyla 7 bin 500 TL’lik para ödülü de aldı.

Kaynak: Hürriyet