Destici, ”Uludere hadisesini, terörle mücadeleye vurulmuş bir darbe olarak, bir sabotaj olarak görüyorum. Bunu söylerken net bir şey bilmiyorum, hukuk bunu araştırıyor ama benim gördüğüm fotoğraf bu.” diye konuştu.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, memleketi Eskişehir’de partililerle buluştu. Eskişehir Ticaret Odası'nda parti üyeleri ile kahvaltı yapan Destici, gündemle ilgili sorulara da cevap verdi. Son 9 aylık dönemde hükümet ile genelkurmay arasında bir işbirliğinin olduğunu söyleyen Destici, bunun neticilerinin hem sınır ötesi hem de sınır içi operasyonlarla başarılı bir şekilde alındığını kaydetti.
“Özellikle KCK’ya karşı yapılan operasyonlar cidden çok yerindeydi ve çok da başarılı operasyonlardı ve o operasyonlardan sonra KCK’nın kısmen de olsa belinin kırıldığını gördük ve sokak eylemleri başta olmak üzere bunların azaldığını veya hiç göremez noktaya geldik.” diyen Destici, tam bu başarılı durumun ardından bir Uludere hadisesinin yaşandığını ifade etti. Yaşanan olayı, terörle mücadeleye vurulmuş bir darbe olarak, bir sabotaj olarak gördüğünü söyleyen Destici, ”Bunu söylerken net bir şey bilmiyorum, hukuk bunu araştırıyor ama benim gördüğüm fotoğraf bu. Yani benim buradan çıkardığım, buradan anladığım bu. Hukuk inceliyor ama neticesi en azından böyle oldu.” diye ifade etti.
MİT’le ilgili en son yapılan bu ifade krizinin de KCK operasyonlarına karşı bir darbe olduğunu belirten Destici, konuşmasına şöyle devam etti: ”Maalesef Türkiye’de hem KCK’ya karşı yapılan operasyonların çok hızlı olduğu bir dönemde hem de terörle mücadelenin çok hızlı olduğu bir dönemde, bu iki olay, Türkiye’nin terörle mücadelesinin aleyhine olmuştur diye düşünüyorum.”

"SURİYE’DEKİ OLAYLARA TÜRKİYE MÜDAHALE ETMEMELİ"
Suriye’de son dönemlerde yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Genel Başkan Destici, Suriye’nin demokrasiye kendisinin geçmesi gerektiğini söyledi. “Türkiye’nin direkt bir müdahalesinin şu anda yerinde olmayacağı kanaatindeyiz.” diyen Destici, Türkiye’nin bu konuda daha dengeli, daha tutarlı bir politika izlemesi gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin bir müdahalede bulunması sonrası coğrafyanın ateş topuna dönebileceğine işaret eden Destici, bundan en zararlı çıkacak ülkenin de Türkiye olacağını kaydetti. İran’ın üzerinde durulması gerektiğini de vurgulayan Destici, ”Bunun iyi değerlendirilmesini ve bu karar alınırken de mutlaka Rusya, Çin’in ve İran’ın özellikle de İran’ın gözardı edilmemesini isterim.” diye konuştu.

"MUHSİN YAZICIOĞLU DAVASI ÖZEL MAHKEMEDE KALMALI"
Ayrıca, Muhsin Yazıcıoğlu davasının, yerel mahkemelerden alınarak özel yetkili mahkemelere verilmesinin yerinde bir karar olduğunu söyleyen Destici, özel yetkili mahkemelerde büyük davalarda çok ciddi sonuçlar alınabileceğini belirtti.
BBP Genel Başkanı olarak, özel yetkili mahkemelerin devam etmesinden taraf olduğunu açıklayan Destici, Muhsin Yazıcıoğlu davasının yerel mahkemede kaldığında bugün yaşananların hiçbirinin su yüzüne çıkarılamayabileceğini ifade etti.
Destici, “Bir yerel mahkeme düşünün ki olay yeri inceleme yaptırmıyor, olay yerini koruma altına almıyor, kendinden izinsiz oraya girip çıkmalara müsaade ediyor, göz yumuyor. Ve siz bununla ilgili hiçbir şey yapmıyor, hiçbir yerden yazı alamıyor, hiçbir yerden cevap alamıyor, hiçbir yeri denetleyemiyor, hiçbir yere giremiyor. Çağırdığı gelmezse gidip zorla hiç kimseyi getirip dinleyemiyor. Özellikle bu bürokrasiyle ilgili olan askeri ve sivil bürokrasiyle olan ilgili kısmını söylüyorum. Şimdi böyle baktığınız zaman özel yetkili mahkemeler hem davaların daha çabuk sonuçlandırılması hem de gerçeğin ortaya çıkarılması anlamında elzem gibi gözüküyor.” dedi.
Bu durumun, sadece Yazıcıoğlu davası ile sınırlı olmadığını belirten Destici, şöyle devam etti: ”Zirve Yayınevi davasında da Danıştay saldırısında da Hrant Dink davasında da yani Balyoz, Ergenekon gibi ne kadar böyle büyük davalar varsa bu davaların hepsi eğer yerel mahkemelerde olsaydı, geçmişte olduğu gibi bunların hepsi, tamama yakını zamanaşımından çürür giderdi. Çünkü Türkiye’de bugüne kadar hep böyle olmuştur.”