12 Eylül ve öncesini anlatan sinema ve dizilerde milliyetçi-muhafazakâr karakterlerin sürekli kötü gösterilmesine tepki gösteren ülkücüler yönetmen koltuğuna oturdu.

"Bizi en iyi biz anlatırız" deyip oyuncu kadrosunu da ülkücülerden oluşturdular.

Son yıllarda izleyicilerin beğenerek izlediği 12 Eylül ve öncesi dönemi anlatan dizi ve sinemalarda milliyetçi muhafazakâr karakterlerin katil, başıboş serseri gibi gösterilmesi ülkücü camiayı rahatsız etti. Dizi ve sinemalarda önyargıya tepki gösteren ülkücüler, beyaz perdede imaj düzeltmeye hazırlanıyor. Ülkücü yönetmenler, dönemi kendi pencerelerinden gösteren 2 yeni sinema filmiyle 2011 de izleyicilerle buluşmaya hazırlanıyorlar.

İDAM EDİLENLERİN ÖYKÜSÜ

Ülkücü kahramanları sinemaya taşıyacak filmlerden birisi yönetmen Nazif Tunç'un çekeceği "Yusufiye" filmi.

Filmde darağacında can veren ülkücüler anlatılacak. Dizilerde ülkücülere ön yargılı davranıldığını belirten Tunç, çektiği filmle ön yargıyı yıkacak. Nazif Tunç, dizilere oyuncu yollayan castlarda istediği gibi oyuncu bulamayacağını söyledi ve ekledi: "Bu yüzden filmde genç tanınmayan ülkücü oyuncularla çalışacağız. 30 yıl sonra ülkücüleri beyazperde inanmış insanların canlandırmasını istiyorum" dedi. Yaklaşık 250 oyuncunun rol alacağı filmin senaryosu ise Çanakkale Cezaevi'nde yatmış ülkücü Özcan Avcı tarafından kaleme alındı. Kültür Bakanlığı'ndan da destek alan film için planlanan gösterim tarihi ise 12 Eylül darbesinin 31. yıldönümü.

Bir diğer film internette de 3 ayrı fragmanı dönen "Bozkurtlar-Deli Sevda" adını taşıyor. Marksist militanların kontrolüne giren ve kurtarılmış bölge olan bir ilçede bu işgale karşı direnmeye çalışan küçük bir ülkücü grup arasında yaşananları anlatacak filmin yapımcısı ve yönetmeni Zeynel Korkmaz. Korkmaz, "12 Eylül ile yarım kalmış bir hesaplaşma sinema üzerinden yürütülüyor, Hepsi bu. Filmle yeni bir çatışma başlatmak düşüncesinde değiliz. Sadece ülkücünün hukukunu korumak ve gelecek nesillerin gerçeği olduğu gibi öğrenmesini sağlamak istiyoruz" diye konuştu.

Hep başkaları anlattı

MHP ve Ülkü Ocakları'nın kurucu üyesi, 12 Eylül öncesi uğradığı bir saldırı sonucu felç geçiren Muharrem Şemsek: "Doğrusu diziler için yapılan eleştirileri haklı görüyorum. Filmlerin çoğunda gerçeklerle ilgisi olmayan temalar işleniyor. Peşin hükümlü, tek taraflı, ülkücülere husumet besleyen kişilerin yapımı gibi görünüyorlar. Ülkücüler hep kötü propagandanın kurbanı oldu. Ülkücüleri hep birileri anlattı, biz kendimizi anlatamadık. Bu durum ülkücü aydınların eksikliğidir. Şimdi yeni yeni ülkücü camiada bu yönde bir hareket vardır. Ülkücüler de kendilerini anlatmak için çalışmaya başladılar" dedi.

Bizi kötü göstermek haksızlık

BBP Genel Başkan Yardımcısı 12 Eylül öncesi siyasî olaylardan dolayı tutuklanıp 13 yıl hapis yatan Remzi Çayır, ülkücüleri anlatan 'Onlar Diridirler' kitabıyla da biliniyor. Başbakan Erdoğan 12 Eylül'de idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu'nun ailesine yazdığı mektubu konuşmasında okumasıyla gündeme gelen Remzi Çayır konuyla ilgili şöyle konuştu: "Şimdi bende bir film senaryosu yazıyorum. İdama giden bir ülkücü ve annesinin başrollerinde olacağı bir senaryo kaleme alıyorum. Bu güne kadar yapılan, sadece bir tarafından bakmaktı. Bu tek taraflı ülkücü tiplemesini çok saçma sapan buluyorum. Ben iki tarafında masum, iyi niyetli insanlardan oluştuğunu düşünüyorum. İki taraf da Anadolu'nun çocuklarıydı. Ama şimdi doğru anlatıldığına inanmıyorum. Ne yazık ki biz ülkücülerin tiyatro ve sinaması yok. Sol sinemasıyla, tiyatrosuyla var. Biz ülkücülerin geleneğinde yazılı kültür yok.

Sözlü kültür var. Ne yazık ki bu bir itiraftır. Birisi anlatacak, diğerleri de çevresine oturup dinleyecek. Sinemadan, tiyatrodan faydalanmak lazımdı ama şimdiye kadar ülkücü hareket bunu yeterince kullanamadı."