Kuzey Irak"a kara harekatının sonlandırılmasıyla ilgili Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile muhalefet partileri arasındaki söz düellosu devam ederken, MHP lideri Devlet Bahçeli, isim vermeden Orgeneral Büyükanıt"a “TBMM"nin muhatabı hükümettir, Meclis"e hesap verecek olan da hükümettir” mesajı verdi. Türk Silahlı Kuvvetleri"nin, askeri harekattan beklenen siyasi amaçlar hakkında hükümetin kendilerine verdiği siyasi direktifle çizilen sınırlı çerçeve içinde belirlenen askeri hedeflere yönelik görevleri bugüne kadar başarıyla icra ettiğini ifade eden Bahçeli, “hükümet bu konuda sınırlı bir siyasi çerçeve çizdiyse, askeri harekatın hedeflerinin de buna uygun olarak sınırlı kalması doğaldır. Bu noktadaki siyasi sorumluluk da hükümete aittir” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Konuşmasında, Kuzey Irak"a kara harekatının sonlandırılmasıyla ilgili tartışmalara değinen MHP lideri, Türkiye"nin Başbakan Erdoğan"ın bilinçli ve maksatlı olarak başlattığı bir sürecin sancılarının ve sarsıntılarının yaşandığı çok tehlikeli bir dönemden geçtiğini savundu. Bahçeli, “Türkiye"nin etrafındaki bu husumet ve ihanet kıskacı giderek daralmakta, iç ve dış tahriklerle ve taşeronlar eliyle ilerletilen bu sürecin etkisiyle Türkiye tarihi bir kavşak noktasına doğru hızla yol almaktadır. Bu sürecin önünün kesilememesi halinde, korkarız ki Türkiye sonuçları tahmin edilemeyecek kadar ağır bir iç çatışma ortamına sürüklenecek ve Türk milletinin bin yıllık kardeşlik hukuku ateşe atılacaktır. Bunun en büyük sorumlusu bizzat Başbakan Erdoğan ve AKP hükümeti olacaktır” diye konuştu.

“TBMM"NİN MUHATABI HÜKÜMETTİR”

Kuzey Irak"a kara harekatının sonlandırılmasıyla ilgili gelişmelerin Türk kamuoyunun gözleri önünde cereyan ettiğini ifade eden Bahçeli, şunları söyledi:
“ABD yetkililerinin bu konudaki beyanları karşısında Sayın Başbakan"ın sesini çıkardığını hatırlayan yoktur. Başbakan Erdoğan, tehdit boyutlarına taşınan bu baskılar karşısında ağzını açmamış, ABD"ye bu konuda Türkiye"nin haysiyetini koruyacak herhangi bir cevap vermemiştir. Kuzey Irak"a askeri müdahalenin Anayasal meşruiyetinin kaynağı ve temeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi"nin bu konuda 17 Ekim 2007 tarihinde verdiği izin ve yetkidir. Bu yetki hükümete verilmiştir. Terörle mücadelede siyasi sorumluluk hükümete aittir. Türkiye Büyük Millet Meclisi"nin muhatabı hükümettir. Anayasamızın 117. maddesi uyarınca, milli güvenliğin sağlanmasından Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı Bakanlar Kurulu sorumludur. Türkiye Büyük Millet Meclisi 17 Ekim 2007 tezkeresi ile sınırötesi harekat ve müdahalenin sınırını, kapsamını, miktarını ve zamanının belirlenmesini hükümete bırakmıştır. Sınır ötesi askeri harekat konusunda Meclis"in verdiği izin ve yetkinin fiiliyatta kullanılış biçimini belirleyen, hükümetin bu konuda askeri makamlarımıza verdiği siyasi direktiftir. Türk Silahlı Kuvvetleri, askeri harekattan beklenen siyasi amaçlar hakkında hükümetin kendilerine verdiği siyasi direktifle çizilen sınırlı çerçeve içinde belirlenen askeri hedeflere yönelik görevleri bugüne kadar başarıyla icra etmiştir. Hükümet bu konuda sınırlı bir siyasi çerçeve çizdiyse, askeri harekatın hedeflerinin de buna uygun olarak sınırlı kalması doğaldır. Bu noktadaki siyasi sorumluluk da hükümete aittir. Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisi"ne hesap verecek olan da hükümettir. Son kara harekatı etrafında süregelen siyasi tartışmaların bu çerçevede değerlendirilmesi, herkes için önem taşımaktadır.”

“KANDİL"İN İHANET MERKEZİ HALİNE GELMESİ AKP İKTİDARI DÖNEMİNDE”

MHP lideri Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan"ın hafta sonunda İzmir"de yaptığı konuşmada muhalefete yönelik “Kandil” eleştirilerine de yanıt verdi. Erdoğan"ın ucuz kahramanlıklı suçlayan Bahçeli, MHP"nin koalisyon ortağı olduğu 57. hükümet döneminde terörle mücadelede büyük başarı sağlandığını ve Kasım 2002"de AKP hükümetine terörün bitme noktasına geldiği bir Türkiye teslim edildiğini kaydetti. Bahçeli, “PKK terör örgütünün Kuzey Irak"ta güç kazanması ve organizasyonda değişiklikler yapması 2003 yılında ve AKP iktidarı döneminde gerçekleşmiştir. Kandil"in ihanet merkezi olarak etkin hale gelmesi ve Kuzey Irak"tan terör saldırılarının tırmanması yine AKP iktidarı dönemine rastlamıştır. "Kandil dağının yerini mi bilmiyordunuz" gibi basit söylemlerle ucuz polemik peşinde koşan Başbakan"a tavsiyemiz, bu tartışılmaz ve inkar edilemez gerçekleri unutmaması ve karanlık ve lekeli terör sicilinin ucuz nümayişler yapmakla temizlenemeyeceğini idrak etmesidir” diye konuştu.

“PKK PATENTLİ İHANET PROJELERİ MECLİS"E TAŞINIRSA 549 MİLLETVEKİLİ KARŞI ÇIKACAKTIR”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son günlerde PKK"nın askeri tedbirlerle bitirilemeyeceği söylemlerine de dikkat çekerek, askeri harekatın sınırlı ve ölçülü olmasını savunanlarla, siyasi çözüm çığırtkanlığı yapan çevrelerin aynı olduğunu söyledi. Bu çevrelerin Meclis bünyesinde mutabakattan kast ettiğinin "AKP ile PKK"nın uzantısı DTP arasındaki görüş birliği" olduğunu da öne süren Bahçeli, “AKP"nin Meclis çoğunluğu ile DTP"nin sayısal desteğinin bu ihanet projesini uygulamaya yeterli olacağını düşünen bu mihrakların değerlendirmeleri hakkında, AKP milletvekillerinin ne düşündüğünü bilmemiz mümkün değildir. PKK patentli bu ihanet projeleri Meclis gündemine taşınırsa, 549 milletvekili, vatan, millet, devlet ve bayrak anlayışlarını gösterecek bir tutum benimseyecek ve Türk milletinin ve tarihinin huzuruna çıkacaktır” dedi.

“BAŞBAKAN"IN SİYASET SAHNESİNDE KALMAYA HAKKI VE YÜZÜ YOK”

Başbakan Erdoğan"ın zihninin bulanık olduğunu ve anlamlı bir suskunluk içine girdiğini savunan Bahçeli, “terörle mücadelede siyasi önlemlere ihtiyaç olduğunu söyleyen ve bu konuda siyasi unsurlar içeren bir paket hazırlığı içinde olduğu bilinen Sayın Başbakan, bütün çağrılarımıza rağmen, terörle mücadelenin siyasi boyutundan ne anladığına açıklık kazandırmaktan ısrarla kaçınmış ve PKK"nın siyasi taleplerini karşılayacak bir süreç başlatılmayacağını Türk milletinin önüne çıkarak açık ve dürüst bir biçimde ilan edememiştir. "Kuzey Irak"a kara harekatının ABD baskısıyla erken bitirildiğini ispat ederseniz siyaseti bırakırım" diyerek ucuz kahramanlık yapan Sayın Başbakan"a buradan şunu hatırlatmak istedim ki; terör örgütüne teslim olmak anlamını taşıyan siyasi hesaplar içinde bulunmadığını açıkça söyleyecek cesareti ve niyeti olmayan bir Başbakan"ın demokratik ülkelerde siyaset sahnesinde bir dakika dahi kalmaya hakkı ve yüzü yoktur. Dürüst ve namuslu siyasetten anlaşılan budur, siyaseti dürüst ve namuslu olarak yapanlardan beklenen de budur. Sayın Başbakan"ın bu tanıma girip girmediğinin takdirini de elbette büyük Türk milleti yapacaktır” dedi.

İSTANBUL SERMAYESİ VE BASINA ELEŞTİRİ

Bahçeli grup konuşmasında “bölünme reçeteleri”nin demokratik tartışma ortamında her yönüyle ele alınmasını savunan siyaset dışı geniş bir cephe oluştuğuna dikkat çekerek bu cephe içinde bir grup İstanbul sermayesi ve basının önemli bir bölümü, yabancı fonlarla beklenen sivil toplum kuruluşlarının da bulunduğunu söyledi. Bahçeli, “Gazetelerinde bölünme reçetelerinin tartışıldığı tefrikalar yayınlayan, Diyarbakır forumları kuran ve "empati edebiyatıyla" PKK"nın taleplerini Türk milletine süslü ambalajlarla pazarlama misyonu üstlenen bu çevreler bir noktayı unutmuş görünmektedirler. Türkiye"yi bölmeyi amaçlayan tahriklerin ve süreçlerin pervasızca sürdürülmesi, iç çatışma dinamiklerini kontrol edilemez bir noktaya taşıyacak ve Türkiye korkarız ki bir kavga ortamına sürüklenecektir. Böyle bir durumda, kendilerinin nereye gideceği ve yanlarında ne götüreceği bizim meselemiz değil ancak unutmasınlar ki bizim gidecek bir yerimiz, yaşayacak başka bir ülkemiz yoktur” diye konuştu.

TALABANİ ZİYARETİNİ ELEŞTİRDİ

Bahçeli, grup toplantısında Talabani"nin Ankara ziyaretini de değerlendirdi. Bahçeli,Talabani"ye davetin hangi düşünceyle yapıldığı ve Camlı Köşk"te neden ağırlandığının anlaşılmasının kolay olmadığını söyledi. Bahçeli, Talabani"nin “özel dostu” olan bir grup gazeteciyle Çankaya Köşkü"nde görüşmesi ve bu yolla Türk kamuoyuna mesaj verilmesini de eleştirdi. Bahçeli, “Talabani"nin bilinen tezlerinin sözcülüğünü yapan bu gazeteciler, bu anlamda kamuoyunu yönlendirmeyi amaçlayan bir psikolojik harekatın aleti olmayı içlerine sindirebilmişlerdir” dedi. Talabani"nin Ankara ziyaretinin "kendi amaçları ve beklentileri bakımından başarılı" olduğunu ancak Türkiye"ye itibar kazandırmadığını kaydeden Bahçeli, şöyle konuştu:
“Kara harekatı sonrası PKK"nın ateşkes ilan etmesinin beklendiği Talabani"nin ağzından duyurulmuştur. Türkiye"nin Barzani yönetimiyle resmi diyalog kurmaya hazırlandığı da aynı şekilde teyit edilmiştir. Bu özel kanallar kullanılarak kamuoyuna duyurulan konular arasında en ilgi çekici olanı, Başbakan Erdoğan"ın askeri operasyon sonrası şimdi de sivil operasyon için düğmeye basacağı, AKP hükümetinin siyasi çözüm paketini zamana yayarak açma aşamasına geldiği ve Sayın Başbakan"ın bu amaçla yakında bir Güneydoğu gezisine çıkmasının beklendiği olmuştur. Bu ziyaret terörle mücadelede somut bir sonuç sağlamamıştır. Bunun yerine AKP hükümeti siyasi çözüm ve Barzani"yi resmi muhatap alma tavsiyelerini Talabani"nin ağzından dinlemiştir.”