Sadullah Ergin, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca (HSYK) Rixos Otel'de düzenlenen "Yargıda Durum Analizi Değerlendirme Toplantısı"nın açılışına katıldı.
 
Tutukluluk süreleriyle ilgili çalışılıyor
 
Açılış konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ergin, yeni anayasa çalışmaları kapsamında tutukluluk süreleriyle ilgili somut bir düzenleme olup olmadığının sorulması üzerine, bu toplantının bu sorunun çok açık, net yanıtını oluşturduğunu söyledi.
 
Yeni oluşturulan HSYK'nın Aralık ayından itibaren Türkiye'nin 17 değişik bölgesinde hakim ve savcılarla değerlendirme toplantıları yaptığını, yargının genel sorunlarını tespit edip bunların çözümü için uygulayıcıların önerilerini aldığını ifade eden Ergin, bu önerilerin Adalet Bakanlığı üzerinden TBMM'ye yansıtılması ve tedbir paketleriyle sorunların azaltılmasının amaçlandığını anlattı.
 
Bu çerçevede TBMM tatile girmeden yargının işleyişinin hızlandırılmasına ilişkin bir paketin çıkarıldığını hatırlatan Ergin, Ağustos ayında da bu amaçla bir kanun hükmünde kararnamenin yürürlüğe girdiğini söyledi. Ergin, bugünkü toplantıda Türkiye genelinde yapılan toplantıların sonuçlarının değerlendirileceğini, üç gün sürecek bu çalışmadan sonra burada çıkan sonuçların yeni bir kanun tasarısıyla TBMM'ye taşınacağını bildirdi. Adalet Bakanı Ergin, şöyle konuştu:
 
"Yapılan tüm bu çalışmalar, uzun yıllardır yargımızın birikmiş sorunlarını giderme, bunları azaltma ve milletimizin uzun bir süredir özlemle beklediği hızlı, adil, etkin ve güven veren bir adalet sistemine erişebilmek için yapılıyor. Bu anlamda Türk yargısının temel problemleri arasında, değişik vesilelerle bir çok kez ifade ettim, fiziki alt yapı problemleri önemli ölçüde karşılanmıştır, mevzuat değişikliği ihtiyaçları önemli ölçüde karşılanmıştır ama burada en çok ihtiyacını duyduğumuz hakim, savcı sayısının artırılması, istinaf mahkemelerinin devreye sokulması ve hakim, savcılarımızın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları çerçevesinde de yoğun bir takım çalışmalardan geçirilmek suretiyle İnsan Hakları Mahkemesi'nde almış olduğumuz ihlal kararlarının azaltılması noktasında sıkıntılar vardı."
 
Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk Genel Müdürlüğü çatısı altında İnsan Hakları Daire Başkanlığı kurulduğunu hatırlatan Ergin, başkanlığın AİHM'de Türkiye aleyhine çıkan ihlal kararlarının uygulanırlığını denetlenmesi, henüz görüşülmemiş dosyalardaki muhtemel ihlal hususlarında tedbir öngörülmesi ve mahkemeden ihlal kararı çıkmadan önce bunların yasal değişikliklerle mahkeme gündeminden düşürülmesi için çalışacağını söyledi. 
 
Ergin, önümüzdeki süreçte olacakları şöyle özetledi: 
 
"Yeni hakim, savcı kadroları ile beraber yargımızın, ilk derece mahkemelerimizin güçlendirilmesi söz konusu yüksek yargıda bekleyen dosyaların bekleme sürelerini kısaltıyoruz. Yargıya girecek işleri azaltacak tedbirlerimiz var. Bunlar devreye giriyor. Kamu kurumlarının adeta otomatik pilota bağladığı temyiz uygulamalarına son verecek ve uygulayıcılara takdir hakkı getiren yeni düzenlemeyi bir hafta on gün içerisinde Maliye Bakanlığımızca yapılacak. Bütün bu tedbirler bir araya geldiğinde hepimizin sızlandığı sorunların önemli bir kısmını aşma noktasında önemli mesafaler kat etmiş olacağız. Tabii ki bir zamana ve sürece tabi. Bugünden yarına sorunların tamamını gidermek mümkün değil. Ama bunları azaltarak küçülterek geleceğe dönük olarak emin adımlarla bir yürüyüş içerisindeyiz."
 
"Savcılara yürütmeden bir baskı olduğunu düşünmüyorum"
 
Ergin, bir gazetecinin, Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmayı yürütürken görevden alınan ve HSYK tarafından kovuşturma izni verilen savcıların "soruşturma sırasında baskılarla karşılaştıkları yönündeki iddialarının" sorulması üzerine de devam etmekte olan soruşturmalarla ilgili konuşmak istemediğini belirterek, "Baskıyla karşılaştığını düşünün arkadaşımızın bunu somutlaştırması lazım. Soyut bir takım değerlendirmelerle olmaz. Üç yıl süren soruşturma esnasında o arkadaşlarımız dosyalarda istedikleri her türlü soruşturmayı yapmışlardır. Yurtdışı talepleri Alman makamlarınca kabul edilir edilmez yurtdışına çıkmışlardır. Burada yürütmeden kaynaklı en ufak bir aksaklık olmadığını düşünüyorum. Kendilerinin somut bir tespiti varsa paylaşabilirler. Ama onun ötesinde devam etmekte olan sürece ilişkin içeriye dönük herhangi bir değerlendirme ve tespitte bulunmayacağım" karşılığını verdi.
 
"Makul bir sürede yapma arzusundayız"
 
Bir gazetecinin, "Yeni anayasanın 1 yıl yapılacağına ilişkin önerinize anamuhalefet itiraz etti. Hükümet bu konuda kararlı mı?" sorusuna da Ergin, şu yanıtı verdi:
 
"Şunu önereceğim; 'A partisi sözcüsü şunu söyledi, B partisi bunu söyledi' gibi birbirimizin sözleri üzerinden yeni  anayasa çalışma sürecini sıkıntıya sokacak beyanlardan kaçınmamız gerekir. Ortaya bir hedef konuldu. Türkiye'nin artık bir darbe anayasasıyla adının anılması yanlış bir durum. Ve Türkiye bunu hak etmiyor. Biz kenetlendik yeni bir anayasayı inşallah makul bir sürede yapma noktasında son derece yüksek bir arzuya sahibiz. Bu anlamda günü birlik karşılıklı bir takım diyaloglarla bu sürece zarar verecek beyanlardan herkesin kaçınmasını öneriyorum. Şahsen biz bu tür diyaloglardan kaçınacağız, özen göstereceğiz. Bu sürece gözümüz gibi bakacağız. Bu sürece herhangi bir zafiyet gelmesin diye hepimizin buna dikkat etmesi gerekir."
 
İmralı sorusuna, "gerekli görürsek" yanıtı
 
Adalet Bakanı Ergin, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İmralı ile görüşülebileceği yönünde sinyal verdi. Avukatların tekrar İmralı'ya gitmesiyle ilgili bir çalışma var mı?" sorusuna da "İhtiyaç olduğunda devletin kurumları ülkenin güvenliği için, ülkenin, milletimizin selameti için gerekli gördükleri her türlü çalışmayı yaparlar. Bu kurumların varoluş amacı da budur zaten" yanıtını verdi.
 
"Tutuklu milletvekillerinin çalışabilmesi için Ankara'ya nakilleri veya Meclis çatısı altında oluşturulacak bir yerde çalışmalarının sağlanabilmesi yönünde öneriler var. Ne diyeceksiniz?" sorusunu yanıtlarken de Ergin, konuyu bugün gazetede gördüğünü söyledi. Değerlendirme toplantılarında dile getirilen bin 700 farklı önerinin gruplarda değerlendirileceğini, bu önerilere daha farklı önerilerin de katılabileceğini belirten Ergin, "Bunlar ortaya atılabilir, konuşulabilir. Ama bunlar içerisinde tartışmalardan sonra fayda mülahaza edilenler önümüze gelecektir. O gelenlere bakacağız" dedi.
 
Ergin, "bir hükümlü hastanın hastaneye cezaevi nakil aracıyla taşındığı yönündeki haberlerin hatırlatılmasına karşılık ise haberi araştırdıklarını, ancak haberin doğru olmadığı yönünde bir bilgi edindiklerini söyledi. Ergin, "Nakledilen hükümlü 3 Eylül'de Urfa cezaevinde yangın çıkartma fiiline karıştığı için bir soruşturma ile Amasya'ya nakledilmiş, ancak bu nakil ring aracıyla değil Sağlık Bakanlığı'na bağlı Sağlık Bakanlığı ambulansıyla yapıldığına dair bir bilgi var. Ama buna rağmen gazeteye yansıyan bir haber var. Konunu detaylı şekilde araştırmasını yapıyoruz. Kamuoyuna kesin sonucu açıklayacağız" diye konuştu. 
 
-CNNTÜRK-