Nedim Şener’in cezaevinde yaşananlara dair açıklamaları tartışma yarattı

“ARTIK hiddetli konuşamıyorum. Cezaevindeki duvarlar sesleri öyle yankı yaptırıyor ki inanamazsınız, artık hiddetli konuşamıyorum ses yankı yapmasın diye. Silivri’de insana ait hiçbir şey yok. Müyesser Yıldız eziyet çekiyor resmen ve kadın üşüyor, ben nasıl sevineyim çıktığıma. ‘Başka bir yere aldır kendini’ dedim. Kadın tek başına kalıyor. Doğan Yurdakul’un kızı geliyor. Herkesten özür dileyerek söylüyorum. Aramalar sırasında sutyenini çıkarttırıyorlar. Sutyenim yok diye kaldırıyor bluzunu. Silivri kahraman olma yeri değil, çürüme yeri.”

“Nedim’i görmeye gittiğimizde kızımın üzerindeki eteğin üzerindeki üç düğme öttü diye o eteği çıkarttırdılar. Kızım kazağını beline bağladı ve babasına kavuşmak istedi. Bizler hükümlü ailesi değiliz. Bu insanlar tutuklu, hükümlü değil. Bu hükümet cezaevi yapmayı çok seviyor. ‘Tutukluların yerleri ayrı olsun’ dedim birçok yerde. Eşim tahliye oldu ama diğerleri 18 Haziran’ı bekleyecek.”

Bu sözler, tutuklu yargılandığı Odatv davasının pazartesi günkü duruşmasında serbest bırakılan gazeteci Nedim Şener ile eşi Vecide Şener’e ait. Türkiye’de sık sık tartışılan cezaevi şartları konusu Şener Ailesi’nin bu sözleriyle yeniden gündeme geldi. Tutuklu gazeteci Müyesser Yıldız da “Zaten kafesteyiz. Kuşu da kafeste görmek istemiyorum. Bir kedim olsa okşar, sever” sözleriyle cezaevinde kedi beslemenin önünün açılmasını istemişti.

Şiddet, işkence, cinsel istismar, F tipi gibi konularla gündeme gelen cezaevlerini yeniden tartışmaya açtık, hukukçulara sorduk: Türkiye’de cezaevleri insani şartlara sahip değil mi? Evcil hayvan beslemenin önü açılabilir mi? “Avrupa’dan bile öndeyiz” diyen de var, “Eziyet çektiriliyor” diyen de. İşte farklı görüşler...

‘Tutuklu hükümlü değildir, interneti de evcil hayvanı da olmalı’

Ankara Barosu Başkanı Av. Metin FEYZİOĞLU:

TUTUKLULUK bir koruma tedbiri ve sadece sanık kaçmasın veya delilleri karartmasın diye uygulanıyor. Hükümlülük, cezanın infazıdır. Hapis cezasında amaç daima kişiyi ıslahtır, topluma kazandırmaktır. Oysa tutuklamada kişiyi topluma kazandırma amacını hiçbir şekilde güdemezsiniz. Çünkü tutuklu sadece delilleri karartmasın veya kaçmasın diye hürriyeti kısıtlanan kişidir. Hal böyle olunca tutukluya bilgisayar, tutukevinin düzenini bozmayacak evcil hayvan besleme gibi kısıtlamalar tutuklamanın amacına aykırıdır. Tutukluya neden internet yasağı getiriliyor? Dünyayı takip etmesinde, televizyon seyretmesinde ne gibi bir sakınca var? Neden sadece belli kanalları izleyebiliyor? İnternette eşi dostu ile yazışsa, Google'a girse bunun delilleri karartmakla, kaçmakla bir ilgisi olabilir mi? Hukuki hiçbir engel yok bunlar için.

‘Cezaevi hürriyet kısıtlar, tutuklu her istediğini yapamaz‘

Uluslararası Hukuk Merkezi Başkanı Av. Cahit ÖZKAN:

CEZAEVİ, kişinin serbest dolaşımını sınırlandırır ve özgürlükleri kısıtlı olarak kullandırır. Elbette kısıtlandırmalar söz konusu olacaktır, bu çok doğaldır. Avrupa'da özellikle Almanya'daki ceza infaz sistemlerine baktığınız zaman, oradaki şartların çok daha vahim olduğunu görürsünüz. Özellikle Almanya'da hemen hemen pek çok sanık için, genel infaz sistemi olarak bizim F tipi dediğimiz infaz sistemi uygulanıyor. Evcil hayvan dediğiniz zaman ise bunun sonu yok. Kedi ve köpekle başlar daha büyükbaş hayvanlara kadar gider. Cezaevine hayvan girmesi demek sağlık ve hijyen koşullarını ciddi anlamda tehdit etmek demektir. Devletin temel görevlerinden biri kamu alanlarında vatandaşların yaşam koşullarını güvence altına almaktır. Hijyen koşullarını, oluşacak salgın hastalıkların boyutlarını düşündüğünüz zaman cezaevleri ölüm yuvası haline gelebilir.

‘Cezaevi şartlarında ABD bizden geride, Avrupa’yla aynıyız’

Türk Ceza Hukuku Derneği Başkanı Av. Yağız Ali DAĞLI:

TÜRKİYE’deki cezaevi şartları genel itibarıyla aşağı yukarı Avrupa’daki gibi. Bu konuda bir tek ABD bizden daha geride bana göre. Bugüne kadar gittiğimiz, gördüğümüz cezaevleri, muhatap olduğumuz insanlar, gerek jandarma gerek cezaevi yönetimleri gerekse gardiyanlar gayet efendi insanlar. Bu açıdan şartların insani olduğunu düşünüyorum; bizim gördüğümüz tablo böyle. Evcil hayvan meselesiyle ilgili de şunu söyleyebilirim: Bir yönetmelik veya genelgeyle yolu açılırsa olabilir, mümkündür. Olumsuz bakmıyorum.