Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Türkiye'nin net tarım ürünü ihracatçısı olduğunu belirterek, ''Türkiye, bugün 73 milyon vatandaşını besliyor, 30 milyon turistin karnını doyuruyor, üstüne 11,2 milyar dolarlık tarım ve gıda maddesi ihraç ediyor. Türkiye'nin tarım sektörü böyle bir sektör'' dedi.

Gıda Güvenliği Derneğinin, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı iş birliği ile düzenlediği 2. Gıda Güvenliği Kongresi Harbiye Askeri Müze Kültür Sitesi'nde başladı.

Kongrenin açılışında konuşan Bakan Eker, gıda güvenliğinin kendileri açısından son derece önemli bir konu olduğunu ifade ederek, şehirleşme ile birlikte insanların sadece kendileri için değil, pazar için üretim yaptığını ve bu süreçte üretilen gıdaların muhafazası, nakliyesi ve satışa sunulmasıyla ilgili birçok sorunla karşılaşıldığını söyledi.

Bütün bunların gıda ile buluşabilecek birtakım hastalıklara ve sorunlara yol açabileceğini ifade eden Eker, bu nedenle dünyada ticaretin de önemli bir kısmını oluşturan gıda ve gıda maddelerinin üretim safhasından tüketicinin sofrasına gelinceye kadar bir zincir içerisinde denetiminin yapılması ile standartların sağlanmasının önem taşıdığını vurguladı.

Ticarette artık üreticilerin değil tüketicilerin tercih ve taleplerinin belirleyici olduğunu kaydeden Eker, bu nedenle tüm düzenlemelerde tüketicilerin sağlıklarını korumak, onların hassasiyetlerini dikkate almak, hijyen kurallarını, kalite ölçülerini buna göre belirlemek durumunda olduklarını söyledi.

Bakanlık olarak bu konuda attıkları bazı adımlar bulunduğunu ifade eden Eker, eskiden olduğu gibi tarım sektörünü artık sadece kırsal alanda yaşayan vatandaşların, üreticilerin iştigal sahasını oluşturan bir tarımsal faaliyetten değil, aksine bütün tüketicileri içine alan, gıda boyutuyla bütün insanlığı kucaklayan, kapsayan bir sektör olarak değerlendirdiklerini ifade etti.

Bu çerçevede, Tarım ve Köyişleri Bakanlığını, ''Tarım ve Gıda Bakanlığı'' olarak adlandırmayı önerdiklerini belirten Eker, yeni bakanlığın kuruluşuyla ilgili kanun tasarısının TBMM komisyonlarından geçtiğini ve bir yıla yakın süredir TBMM Genel Kurulu'nda gündemde sırasını beklediğini kaydetti.

-AB İLE UYUM ÇALIŞMALARI-

Gıdayı, üretim safhasından, tüketicinin sofrasına gelinceye kadar değerlendiren bir düzenleme yaptıklarını, bu yıl içerisinde 5996 sayılı ''gıda, bitki sağlığı, veteriner hizmetleri ve yem'' ile ilgili bir hijyen paketi sunduklarını belirten Eker, AB standartlarını dikkate alarak AB ile entegrasyon sürecinde AB mevzuatı ile uyumunun dikkate alan bir yasal düzenleme yapıldığını anlattı.

Tarım ve Köyişleri Bakanı Eker, 30 Haziranda, AB ile müzakere sürecindeki önemli başlıklardan birisi olan 12. fasıl olan gıda faslının müzakereye açıldığını kaydederek, bununla ilgili olarak şu an ikincil düzenleme denilen mevzuat düzenleme çalışmalarının yapıldığını ve 13 Aralık Pazartesi günü de bu mevzuatın önemli bir kısmının yürürlüğe gireceğini bildirdi.

Türkiye'de laboratuvar hizmeti alanında da önemli çalışmalar yaptıklarını ve Türkiye'nin ilk gıda referans laboratuvarının 6 milyon 400 bin avro harcanarak hizmete açıldığını belirten Eker, Bakanlık olarak yılda 350 bin gıda denetiminin gerçekleştirildiğini söyledi.

Mehdi Eker, ayrıca 2009 yılında ''Analiz 74'' adıyla açılan gıda hattına Türkiye'nin her yerindeki vatandaşların gıda ile ilgili sorunlarında başvurabildiklerini, bugüne kadar 51 bin civarında başvuru olduğunu, bunların 48 bin 800'ünün sonuçlandığını ve 10 bin cezai işlem uygulandığını bildirdi.

Sistemin iyi işlediğini ve rutin denetimlerde de katkı sağladığını belirten Eker, tarımda kimyasal maddelerin kullanımında gerekli tedbirlerin alınmasına da önem verdiklerini anlattı. Birçok projeyi hayata geçirdiklerini vurgulayan Eker, uçak ile süne mücadelesini yasakladıklarını ve yer aletlerine geçtiklerini belirterek, bu yolla hem ilaç kullanımının hem de ürün kaybının önemli ölçüde azaltıldığını kaydetti.

-GIDA GÜVENLİĞİNDE ALINAN MESAFE-

Bakan Eker, zirai ilaç satışlarının reçeteye bağlanarak Türkiye'deki kimyasal ilaçların gelişigüzel tabiata salınımının engellendiğini ifade etti.

Gıda güvenliği denilince bitkisel ürünlerin yanı sıra hayvansal ürünlerin de ifade edildiğini anlatan Eker, hayvansal ürünlerin kaynağı olan hayvan sağlığı ve yem üretiminin de bu anlamda önemli olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın birtakım avantajların yanı sıra hayvan hastalıklarının yayılması gibi bazı riskleri de beraberinde getirdiğini kaydeden Eker, ilk defa kendi dönemlerinde Türkiye'nin topraklarının bir bölümüne şap hastalığında ''aşılı arilik'' statüsü kazandırdıklarını, dünya hayvan hastalıkları otoritesinin, Türkiye'ye sertifika verdiğini ve Trakya Bölgesi'nin şu an şap hastalığından arındığını söyledi.

Trakya'nın bu statüsünü sürdürebilmek için aldıkları tedbirler nedeniyle haksız eleştirilere de maruz kaldıklarını belirten Eker, şunları söyledi:

''Kurban Bayramında tedbirler aldık. 3 yıldır alıyorduk. Bu yıl biraz daha sıkılaştırdık. Çok özel şartlara bağladık hayvan geçişlerini. Hayvan kesiminde bir sıkıntı olmasın diye de oraya mahsus olmak üzere dünyanın şap hastalığı olmayan bölgelerinden hayvan ithalatına izin verdik. Bu bile 'Türkiye tarihinde ilk defa kurbanlık hayvan ithal edildi' denilerek iç politika malzemesi yapılıyor. Türkiye, bugün 73 milyon vatandaşını besliyor, 30 milyon turistin karnını doyuruyor, üstüne 11,2 milyar dolarlık tarım ve gıda maddesi ihraç ediyor. Türkiye'nin tarım sektörü böyle bir sektör ve Türkiye 2009 yılında net tarım ürünü ihracatçısıdır.

Bundan sonraki süreçte AB ile ilgili özellikle 12. fasıl ile ilgili Türkiye açılış kriterleri yerine getirdi ve fasıl açıldı. Bundan sonraki süreçte ikincil mevzuatın uygulanması ve kapanış kriterlerinin yerine getirilmesidir. 12. faslın müzakereye açılmasıyla birlikte, gıda güvenliği açısından AB sınırları, artık Türkiye'nin doğusundaki sınırlara uzandı. Gıda güvenliği açısından AB'nin sınırı, Gürcistan, Ermenistan, İran, Irak ve Suriye'dir.

Eker gıda güvenliği konusunda yaptıkları bir diğer çalışmanın da bu yılın Nisan ayında kısmen yürürlüğe giren ''Gıda Güvenliği Bilgi Sistemi'' olduğunu sözlerine ekledi.

Gıda Güvenliği Derneği Başkanı Samim Saner de bu yıl ikincisi düzenlenen kongreye katılımın bu yıl daha da arttığını ve uluslararası bir netilik kazandırıldığını söyledi.

Saner, kongrede, 10 oturumda 11'i yabancı 54 uzmanın sözlü sunum, 70 uzmanın da poster sunumu gerçekleştireceğini ifade ederek, gıda güvenliği konusunda sektörün tüm paydaşlarının ortak hareket etmesi gerektiğini vurguladı.

A.A.