PİLOT olma hayaliyle yaşayan beş gencin hayatı, uçuş eğitiminde yaşadıkları zorlukları, aileleri, aşkları, ayrılıkları, rekabetleri, dostluklarının anlatıldığı 'Anadolu Kartalları'  29 Ekim'de vizyona girecek. Filmde bir pilot üsteğmeni canlandıran Özge Özpirinçci ile Anadolu Kartalları setinde buluştuk.
 
- Görüşmeye gittiğinizde neler hissettiniz?
 
Teklif geldiğinde mutlu ve heyecanlı gittim görüşmeye, deneme çekimlerinden sonra toplantı yaptık, toplantı da çok iyi geçmişti, daha sonra güzel haber geldi.
 
- O heyecanı neden duydunuz?
 
Projenin neyle ilgili olduğunu duyunca çok heyecanlanmıştım. Gurur duydum böyle bir projenin içinde olma ihtimalimden dolayı, çünkü çok heyecan verici bir projeydi, sonrasında bu ihtimal netleşince çok sevindim.
 
- Pilot Üsteğmen Ayşe Dinçer'i oynuyorsunuz. Rolünüzün detaylarını nasıl öğrendiniz?
 
Bütün gerekli araştırmaları görsel olsun, internetten olsun yaptık. Senaristimiz Hakan Evrensel'den de eğitim aldık. Ayrıca çok tesadüf menejerimizin eşi de helikopter pilotu o da bize çok yardımcı oldu. Hiç gerek kalmadı başka bir şey yapmaya, buraya geldiğimizde yaşadığımız atmosfer, giydiğimiz kıyafetler o havaya soktu bizi. Oynamayanı döverler oluyor bir anda. Uçağa bindiğiniz anda gözleriniz parlıyor, gözünüz büyüyor. Çok iyi başladık, öyle de devam ediyor. Gerçekten çok yorucu ama o kadar keyifli ki o yorgunluk bize çok tatlı geldi. Günün sonunda yatağa yattığınızda ohh ne güzel bir gün geçti diyebiliyorumdum.
 
Elimizden geleni ardımıza koymadık.
 
- Pilotları yakından tanıyınca neler gördünüz?
 
Özellikle savaş pilotlarının hayatı çok zor ve meşekkatliymiş onu gördük. Zor olduğunun biliyordum ama bu kadarını da tahmin etmiyordum. Bıçak sırtında yaşıyorlar, her an ölümle burun burunalar. Eğitim uçuşlarında bile en ufacık bir hata onların ölümüyle sonuçlanabiliyor. Hava Üssünde gördünüz mü bilmiyorum ufak ufak yazılar var etrafta, havacılıkta hata ya ağlatır, ya da sakat bırakır gibi. Yaşadıkları bu zorlukları sivil hayatta da unutmak zorunda kalıyorlar, onlar gerçekten Anadolu Kartalları.
 
- Hayaliniz neydi? Şimdi ne yaşıyorsunuz?
 
Hayal ederek girmedim bu sektöre. Benim serüvenim reklamlarla başladı. Amerika'ya gidip oyunculuk okumak  istiyordum. Türkiye'de kalmak gibi bir niyetim yoktu. Cesaretim Var mı Aşka dizisi ile başladım, gitmekten vazgeçtim. Bir baktım her şey çok güzelmiş, Türk dizisi bile seyretmezken bir anda içinde oldum. İyi ki de gitmemişim, her şeyden çok memnunum. Yolun başındayım. Büyüklerimden çok şey öğrendim. Melekler Korusu’nda Hümeyra abla, Yıldız abla (Kültür) gibi ustalarla çalıştım. Mesela bu benim için büyük bir şans oldu.
 
- Özellikle Hümeyra Hanım'la çalışmak size nasıl bir tecrübe kazandırdı?
 
O kadar talı bir insan ki verdiği nasihatı söylemeden uygulamaya başlıyorsunuz. Gerek bakışlarıyla ya da sakince yanınıza gelip ''Şunu böyle yapsan daha iyi olur der ve gider'' müdadahale şekli bile çok profesyoneldir. Ondan çok şey öğrendim ve öğrenmeye de devam ediyorum.
 
-  Genç bir oyuncu olarak aynı projede uzun süre çalışmak sıkıcı olmuyor mu?
 
Oyunculuk için avantaj olabileceğini düşünmüyorum tabii. Farklı şeyler yapmak insanı çok geliştirir. Kendini geliştirmiyorsun ama bir rahatlık oluyor. Kendine güvenli bir alan oluşturuyorsun. Gerek oyuncu arkadaşların, set ekibin. Öyle ki set ekibi senin kaç şekerli çay içtiğini ezberliyor. Aile gibi oluyorsunuz ama bir süre sonra
 
köreldiğinizi görüyosunuz. Melekler Korusun’da oynarken seyrettiğim iyi projelere iç geçirdiğim oluyordu.
 
- Tiyatroya nasıl bakıyorsunuz?
 
Henüz tiyatro yapacak donanıma sahip olduğumu düşünmüyorum. Eğitimin almadan asla yapmak istemem. Eğer bir gün tiyatro yapmaya karar verirsem hayatımdaki her şeyi düzene sokmuşum demektir. İzlerken bile çok zor, oynarken kimbilir nasıldır düşünemiyorum bile. İç duyumunu yaşamak, sanata olan doyumu susturabilmek için yapıyor olacağım.
 
- İlk sinema filminiz Veda ve Fikriye Hanım...
 
O rolü kabul ettiğim anda her şey başkalaştı benim için, öyle hissetmeye başladım. Çok araştırma yaptım. Atatürk ile ilgili olan her şey beni çok ilgilendiriyor, etkilenmek istemedim okuduklarımdan, çünkü ne kadar tarihi bir karekter olursa olsun bir oyuncunun yorum katması önemlidir. Fikriye zaten sinema tarihimizde çok canlandırılmış bir karekter değildi. Güçlü, dramatik, çok duygusal, tam bir kadın  O dönemin kadını. Özeldi, özel olarak kalacak. İlkler öyledir biliyorsunuz.
 
- Çok iyi projeler çekilmesine rağmen hala yapılmayan hikayelerimiz var. Siz ve oyuncu çevreniz bunun için bir şeyler yapmak istiyor musunuz? Yapım kısmında olacağınız projeleriniz var mı?
 
Üç beş insan bir araya gelip konuşmaktan öteye gidemiyoruz. Her insan kendini yaşatmaya çalışıyor debeleniyor şu anda. Çünkü bizim sosyal güvencemiz, emeklilik şansımız yok. Musluk akarken herkes doldurmak istiyor. Öyle bir çabaya girebilmek için hepimizin ilk önce ayakları üzerinde durması gerekiyor. Zamanı var.
 
Anadolu Kartalları ile seyirciye neler vaad ediyorsunuz?
 
Türk filmleri içinde göremeyecekleri aksiyon sahneleri görecekler. Askeri disiplinin ne kadar zor ve bir pilotun kolay yetişmediğini, gurur verici, milliyetçilik duygumuzu kabartan bir film olduğunu görecekler. Türk sineması çok iyi bir yere gidiyor. Cesur işler yapılıyor. İçinde de olmaktan ayrıca gurur duyuyorum.
 
Ne olacak bu dizilerin hali? Eylemlerden bir şey çıkmadı değil mi?
 
Şimdilik değişen bir şey yok. Ekiplerin halini görüyorsunuz. 110 dakikayı beş günde çekmek normal mi sizce? Bu nerede görülmüş bir çalışma sistemi. Başarı gibi görüyoruz, olmaması gereken bir şey için çaba sarfediliyor. Süre uzadıkça kalite düşüyor, seyircisini kaybediyor. Sonra da neden tutmadı deniyor. Ben televizyon seyircisi olarak, kumanda kalan süreyi ikiyüz dakika gösteriyorsa çok fena bir durum. Benim hayatımdan ikiyüz dakika çalıyor demek. Bunun için evet çabalar var ama sendikalı olsak bu sefer yapımcı ben sendikalı oyuncu ile çalışmak istemiyorum diyebilir. İş garantisi hiç yok.
 
Star olmak size ne ifade ediyor?
 
Sonuçta star olmanızın popüleriteyle ilgisi var. Ne kadar çok popülerseniz o kadar çok star konumunda olursunuz. Ne kadar uzun süre korumanızla
 
ilgili bir şey. Mesela Ajda Pekkan, Tarkan bir star. Star olmaya çalışmadılar. Başarının getirdiği bir şey. Kötü bir kavram değil. Büyük kitlelere hitap ediyorsanız starsınızdır. Gandhi mesela, şu anda burada sizinle konuşurken bundan bahsediyorsam demekk ki o da bir star. Nasıl kullandığınız önemli. Angelina Jolie, Suriye'ye bir  geldi dünya ayağa kalktı. Böyle durumlarda starlığın devreye girmesi çok olumlu bence.
 
star