Kavaklıdere Şarapları Murahhas Azası Ali Başman, Türk şarapçılığını dünya pazarında iddialı hale getirmek amacıyla sektör kuruluşlarının oluşturduğu birlikteliğin umut verici olduğunu, dış pazarda başarılı olunması halinde gelecekte bir lobi olarak da faaliyet gösterebileceğini ifade etti.

Başman, Türk şarabı imajını oluşturmanın kolay bir iş olmadığını söyleyerek, ''Türk şarapçısı dediğiniz zaman 'Müslüman şarap içer mi, içmezse yapar mı?' gibi otomatik sorular geliyor. Bunları kendimizi izah ederek aşmamız lazım, aştığımızda arkası gelir'' dedi.

Başman, Kavaklıdere'nın 2 bin dönüm bağ alanı ve 2 milyon litrelik şişeleme tesisleriyle ülke çapındaki en büyük tesislerinden olan Manisa'nın Salihli ilçesine bağlı Beştepe mevkisinde kurulu Pendore Bağları'nda AA muhabirini sorularını yanıtladı.

Kavaklıdere için 2010'un başarılı bir yıl olarak geçtiğini, yatırım yaptıkları kaliteli şarap segmentinde satışlarını artırdıklarını belirten Başman, yıl içinde düzenlenen uluslararası şarap yarışmalarında toplam 110 ödül kazandıklarını ifade etti.

Özellikle San Fransisco'dan aldıkları çift altın madalyanın, ABD'de 7 eyalette şaraplarının tanıtılacak olması nedeniyle çok önemli bir netice olduğunu dile getiren Başman, ayrıca bu yıl ilk kez Hollanda'da Michelin yıldızlı bir restoranın menüsüne girmeyi başardıklarını kaydetti.

Üretimin yüzde 15-20'lik bölümünü ağırlıklı olarak ABD, Fransa, Almanya, İngiltere, Norveç, İsveç ve Japonya'ya ihraç ettiklerini ifade eden Başman, Çin ve Rusya gibi yeni pazarlara ilgi duyduklarını ifade etti.

İç pazarda tüketicilerin ithal ürünleri seven anlayışı nedeniyle rekabetin sertleştiğini, yanlış sınıflardaki ürünlerin kıyaslanması nedeniyle Türk şarabının pahalı olduğu yorumlarının ortaya çıktığını söyleyen Başman, kaliteli pazarda ithalatın payının arttığını kaydetti.

Yurtdışında elde ettikleri başarıların iç piyasada da netice bulduğuna dikkati çeken Başman, ''Alınan ödüller, Türkler'in kendi şaraplarına güvenmesine neden oluyor. Türk şarabı imajı, iç pazarda da Avrupa şaraplarına karşı güçleniyor'' dedi.

Türkiye imajıyla şarap satmanın çok zor olduğunu, ihracatın iç piyasadan çok daha zor bir alan olduğunu ifade eden Başman, Türkiye'nin önde gelen 7 şarap üreticisinin bir araya gelerek oluşturduğu Wines Of Turkey platformunun uluslararası alanda yapacağı çalışmalardan umutlu olduklarını kaydetti.

Platforma dahil olan firmaların strateji, hedef ve bütçelerine göre, düzenlenecek organizasyonlara katılım sağlayacağını, Türk şaraplarını tek çatı altında farklı pazarlardan profesyoneller, gurmeler, gazeteciler, market zincirleri ve restoranlara tattıracaklarını, ayrıca Türkiye'de bağ ziyaretleri ve tadım organizasyonları düzenleneceğini bildiren Başman, şunları kaydetti:

''Türk şarapçılığını dünyaya tanıtmak hiçbir firmanın tek başına yapamayacağı bir iş. Birlik halinde bunu başlatmak daha doğru diye düşündük.

Devletin yardımcı olması için de bir kurum olarak çıkmak gerekti. Bir sektör olarak gittiğinizde farklı bir bakış açısı geliyor. Bunu daha ilk görüşmelerde gördük. Amaç Türkiye'yi tanıtmak ve gelir sağlamak. Bunun akış şemasını doğru şekilde gösterirseniz devletten yardım geleceği aşikardır. Fuarlar için destek alıyoruz. Ancak yeterli değil. Yeni Zelanda, Avustralya, Güney Afrika gibi rakip ülkelere baktığınızda, İngiliz sermayesi ve kültürünün avantajını yaşıyorlar. Devlet desteğiyle birlikte çok daha güçlü hale geliyorlar. Biz niye aynı şeyleri yapmayalım.

Bizim en büyük gücümüz topraklarımız, üzüm cinslerimiz ve uluslararası üzüm cinslerinin de bu topraklarda iyi netice vermesi. Bunu neden kullanmayalım. Çok uzun vadeli bir programda kendimizi izah etmeye, tanıtmaya çalışacağız. Anadolu şaraplarının dünya standartlarına uygun, iyi kalitede ve uygun fiyatlı olduğunu anlatmak gerekiyor.

İlk bakışta bu iş çok zor. Türk şarapçısı dediğiniz zaman, 'Müslüman şarap içer mi, içmezse yapar mı, yapmaz mı?' gibi otomatik sorular geliyor. Bunları kendimizi izah ederek aşmamız lazım. Aştığımızda arkası gelir.''

Başman, Wines Of Turkey'in dış pazarda başarısını göstermesi halinde sektörün dernek ihtiyacını da karşılayabileceğini, sektörün farklı konularda da ortak sesi olabileceğini belirtti.

-İTALYAN MODELİ-

Wines Of Turkey platformu bünyesindeki firmaların birbirine karşı güven sorununun bulunmadığını, yapılacak çalışmanın ses getirmesi ve yeni pazarların açılması halinde herkesin mal yetiştiremeyecek derecede iş yapacağını ifade eden Başman, sektörün müşterek rakiplerinin bulunduğunu kaydetti.

Platformun ilk etapta Almanya, İngiltere ve ABD pazarlarına ağırlık vereceğini Çin ve Rusya'nın da hedef pazar olması gerektiğini dile getiren Başman, Türk şaraplarının marka olabilmesi için Türk restoranlarının marka olması ve dünyada sayılarının çoğalması gerektiğini ifade etti.

Önde gelen şarap pazarlarında İtalyan restoranı imajının oturduğunu, bu restoranlarda İtalyan şarabının satıldığını ifade eden Başman, ''Türkiye'nin çok kültürlülüğünü yansıtırsak başarılı oluruz. Doğu, Batı ve Akdeniz mutfağının, hatta Kuzey mutfağının karıştığı bir yerdeyiz. Bunu değerlendirmek zorundayız.

Dünyada İtalyan şaraplarının iyi tanınmasının nedeni İtalyan restoranlarıdır. Bizim de böyle bir şey yapmamız yazım. Türk restoranları zayıf kalıyor. Avrupa ve ABD'lilerin ağız tadına uyum sağlayan tatlar ortaya koymamız gerekiyor. Türk şarapçılığının gelişimi için İtalyan modeli en gerçekçi modeldir.''

-''KAYIT DIŞILIK YENİDEN SORUN OLABİLİR''-


Başman, son vergi artışlarının tüketime nasıl bir etkisinin şimdiden bilinemeyeceğini, özellikle ucuz segmentte bir miktar düşüş yaşanabileceğini kaydetti.

Kayıt dışı üretimin vergilerin düşmesiyle azaldığını ve 25 milyon litrenin kayıt altına girdiğini kaydeden Başman, resmi verilere göre sene sonunda 55 milyon litre toplam üretimin gerçekleşmiş olacağını ifade etti. Yeni durumla birlikte bu rakamın ne olacağını bilemediğini kaydeden Başman, ''Bu yeniden sorun haline gelebilir. Vergi artarsa kaçak sayısı artar. Çünkü orada bir ekstra kazanç söz konusu olacak. Bazıları bunu tercih edebilecektir'' diye konuştu.

Başman, iç pazarda pazar paylarının toplam pazarda yüzde 20, sofra şarapları ve ucuz şaraplar çıkarıldığında ise yüzde 30-40 arasında olduğunu belirtti.

Kavaklıdere'nın toplam 5 bin 500 dönümlük bağ alanlarının 2 bin dönümlük bölümünün Salihli'deki Pendore bağlarında bulunduğunu, bölgede 15 çeşit üzüm yetiştirdiklerini, üst segmentteki şarapların üretimini yaptıklarını ifade eden Başman, Salihli'de kendi ihtiyaçları dışında talebe göre yılda 400-500 bin adet fidan üretimi yapabildiklerini de sözlerine ekledi.

A.A.