Üniversitelerde serbest bırakılması halinde Türkiye"nin gündeminden türban sorunun düşeceğini savunan yeni YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan"a, Meclis Milli Eğitim Komisyonu Başkanı ve YÖK eski Başkanı AKP"li Mehmet Sağlam"dan da destek geldi.

TBMM kulisinde bir grup gazeteci ile sohbet eden Sağlam, yüksek öğrenime devam etme hakkını elde etmiş bir gencin kılık kıyafeti nedeniyle bu haktan mahrum bırakılmasının yanlış olduğunu söyledi. Türban sorununun üniversitelerdeki yasak uygulamalarıyla birlikte Türkiye"nin ana gündem maddeleri arasına oturduğunu belirten Sağlam, “Ben meseleye bir siyasetçi gibi değil eğitimci olarak bakıyorum. Bana göre yüksek öğretimde eğitim hakkı hiçbir şekilde engellenmemeli. Bunun için Anayasa değiştirmeye, yasa çıkarmaya da gerek yok. Rektörlerin inisiyatifiyle bu iş çözülür” dedi.

19 Mayıs Üniversitesi rektörlüğü yaptığı dönemde bu serbestiyi fiilen öğrencilerine sağladığını belirten Sağlam, şu görüşleri dile getirdi:

“Rektör olarak bu serbestiyi sağladım. Hiçbir sorun da çıkmadı. Zaten türban öğrenciler arasında çatışma konusu değil. Türbanlı öğrenci ile başı açık öğrenci arasında sorun yok. Bana öğrencilerden bu yönde hiçbir şikayet gelmedi. Sorunu bazı akedemisyenler yaratıyor. Şikayet başı açık ya da kapalı öğrencilerden değil, akademisyenlerden geliyor.” “Başörtüsüne izin veren rektörler hakkında soruşturma açıldığı için sorun bu noktaya geldi” görüşünü dile getiren Sağlam, “Rektörler yasak uygulamazsa, sorun da çözülür” diye konuştu.

ÇATIŞMA ÇIKAR

Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, rektör inisiyatifi konusunda şunları söyledi: “Bu kadar şey olduktan sonra, Anayasa Mahkemesi kararı uygulandıktan sonra, AİHM kararı ortaya çıktıktan sonra ve genel olarak kabul gördükten sonra, rektörlerin "hayır ben bunu tanımıyorum" demesi açıkçası sorunlu. Hukuki açıdan sorunlu. Ayrıca Bazı rektörler uygular, bazıları uygulamazsa çatışma çıkar.”

Özcan, Gül ve Erdoğan"la görüştü

YÖK Başkanlığı görevine önceki gün başlayan Prof. Yusuf Ziya Doğan, dün önce Köşk"e çıkarak Cumhurbaşkanı Gül ile görüştü, ardından Başbakanlık"ta Erdoğan ile biraraya geldi. Gül, atamasını yapmadan önce Köşk"te görüştüğü Prof. Özcan"ı dün “YÖK Başkanı” sıfatıyla kabul etti. Her iki görüşme de basına kapalı gerçekleşti.

Bu arada CHP"li Muharrem İnce, Özcan"ın kurucusu olduğu Pollmark araştırma şirketini Meclis gündemine getirdi. İnce, Başbakan"ın cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığı"na sunduğu soru önergesinde, hangi kamu kurum ve kuruluşlarının Pollmark şirketinden hizmet satın aldığını sordu. İnce, şirkete ödenen miktarın da açıklanmasını istedi.

REKTÖRLER NE DEDİ?

Suç işlemiş sayılır

Prof.Dr. Duygun Yarsuvat (Galatasaray Üniversitesi Rektörü): Mehmet Sağlam"ın, YÖK Başkanı olarak görev yaptığı dönemlerde İdare Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi ve AİHM"nin türbanla ilgili kararları yoktu. Şimdi bu kararlar ortadayken bunu yerine getirmeyen rektör görevini kötüye kullanmış olur ve bir devlet memuru olarak sorumluluk alır. Bu da bir suçtur.

Rektör yasa ihlal edemez

Prof. Dr. Fevzi Sürmeli (Anadolu Üniversitesi Rektörü): Anayasa Mahkemesi"nin verdiği bir karar vardır ve Rektörlükler despotizmin merkezi değil, bu kararların yasalar çerçevesinde işletildiği ön önemli kurumların başında gelmektedir. Bir rektörün, yasayı değiştirmesi mümkün olamayacağı gibi yasayı ihlâl etmesi de mümkün olamaz.

Yasalar uygulanır

Prof. Dr. Mesut Parlak (İstanbul Ünv. Rektörü): Türkiye Cumhuriyeti demokratik hukuk devletidir. Hukuk devletinde bir yönetici yasaları ve yargı kararlarını uygulamakla yükümlüdür.

Baykal: YÖK"e değil de Diyanet"e atanmış biri gibi!

CHP lideri Deniz Baykal, partisinin MYK toplantısında YÖK Başkanlığı"na Prof. Özcan"ın atanmasını eleştirdi. Baykal"ın sözleri şöyle:

SANKİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANI: YÖK Başkanlığı"na atanan şahıs, sanki laik demokratik cumhuriyetin bir kurumunun başına değil de, dini konularda uzman olan bir kuruluşun, Diyanet İşleri Başkanlığı"nın başına atanmış biri gibi.

YÖK VE TÜRK-İŞ AKP"DE: YÖK ve üniversiteler anlaşılan bundan sonra AKP"nin denetimine girecek. Türkiye giderek bir dini hegemonya altına giriyor. Kurumlar teker teker AKP"nin kontrolüne gidiyor. YÖK gibi, Türk-İş gibi.

SON NOKTA ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ: Laik demokratik cumhuriyetten uzaklaşıp, din devletine gidişte en son nokta, Anayasa değişikliğidir. AKP üçte biri değişmiş anayasayı, sanki askerlerin anayasası gibi takdim ederek, sivil anayasa diyerek, din devletine doğru gidişi kolaylaştırır bir düzenleme gayreti içinde.