YÖK Başkanlığına dün atanan Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, bugün görevine başladıktan sonra basının karşısına çıktı. YÖK'ün Rektörler Komitesi ve Üniversitelerarası Kurul toplantılarının yapıldığı salona kısa bir açıklama yapmak üzere gelen Özcan, kameraların ve foto muhabirlerinin yoğun ilgisi üzerine bir süre beklemek zorunda kaldı.

Daha sonra açıklama yapan Özcan, “Hepiniz hoş geldiniz. İlginize çok teşekkür ederim. Bu ilk günüm. Henüz kurumu tanımış değilim. Bugün, yarın ve önümüzdeki zannediyorum iki haftayı kurumu tanımakla geçireceğim. Bir ön bilgim var ama buradaki arkadaşlarla bunları teyit edip ne olduğunu yakından, ilk elden öğrenmek çok daha iyi olacak” dedi.

Özcan, yapacağı çalışmalarda iki vizyonu olacağını belirterek, bunu şöyle anlattı:

“Bunların bir tanesi bütün yasakların üniversiteden kalkması, ikincisi de üniversitelerin asli görevi olan bilimselliğe daha fazla önem vermeleri. İndeksli yayınlardaki durumumuzu hepiniz biliyorsunuz. PISA sınavlarındaki durumu hepiniz biliyorsunuz. Hem üniversite öncesinde hem de sonrasında oldukça ciddi sorunlarımız var. Bu sorunları bir serbestlik ortamı sağlayarak bir de bilimselliği harekete geçirerek, ivme kazandırarak aşmaktır. Bu iş biraz maddi tarafı olan bir şey, araştırmacılarımızın olanaklarını artırırsak bunu yapabileceğimizi zannediyorum. Eğer bu iki sorunla baş edebilirsek zannediyorum ki üniversite camiası hem rahatlayacaktır hem de bilimsel yayınlarımızın sayısında gözle görülür bir artış ortaya çıkacaktır. Şu aşamada size söylemek istediğim şeyler sadece bunlar.”

Özcan, gazetecilere bir de “iyi haberi” olduğunu belirterek, “Bundan sonra bu kurumda ayda bir sizinle toplanıp buradaki faaliyetlerimizi size aktarmak ve sizden de görüş almak isteriz. Böyle olursa herhalde sizde haber bulmakla, haber araştırmakla uğraşmayacaksınız. Haberi kaynağından en doğru şekilde alacaksınız. Bunu yaparsak hem sizi rahatlatmış olacağız hem de kurumumuzu rahatlatmış olacağız” diye konuştu.

Bir gazetecinin, YÖK Başkanlığı'na atanmasının ardından çeşitli yorumlar yapıldığını anımsatarak, “AK Parti zihniyeti gibi bir yakıştırma da yapıldı size. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna, Özcan, “Bu soruların hiçbirisine cevap vermeyeceğim. Baştan söyledim, sadece vizyonumun iki parçasını anlatmak için buraya geldim. Ama ilk toplantımızda bütün bu konuları tartışabiliriz” yanıtını verdi.

Prof. Dr. Özcan, YÖK Başkanlığı'na atanmasından sonra ilk açıklamayı Anadolu Ajansına yaptı.

YÖK Başkanlığı'na atandığını nasıl öğrendiği sorusuna Özcan, “Sayın Cumhurbaşkanımız beni pazar günü çağırdı, aramızda bir mülakat geçti, ondan sonra görevi aldığımı öğrendim” yanıtını verdi.

Özcan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile önceden tanışmadığını, hayatında ilk kez YÖK Başkanlığı için görüşmek üzere çağrıldığında karşılaştığını ifade etti.

YÖK'te görevine bugün başlayacağını, devir-teslim töreni yapılıp yapılmayacağı konusunda ise Özcan, “O konuda bir bilgim yok. Olur diye düşünüyorum” dedi.

YÖK'te ilk olarak ne yapmayı planladığı sorusu üzerine Özcan, şunları söyledi:

“Üniversitelerin problemleri YÖK'ün kendi raporlarında da mevcuttur. Oraya gittikten sonra oturup, problemlere bakıp, aralarında bir öncelik sıralaması yapıp teker teker onlarla ilgilenmeye başlayacağım. Benim inancım odur ki, önemli olan da bu, biz bu problemleri çözecek güçteyiz.

Üniversite camiası Türkiye'de bu problemlerin hepsini çözer. Buna inanıyorum ve kiminle görüşmek gerekiyorsa, kiminle muhatap olmak gerekiyorsa problemin çözümü için onlarla muhatap olup problemlerin üstesinden gelmeye çalışacağız.”

“YAKIN ZAMANDA GÖRECEKSİNİZ”

Üniversitelerin birçok sorunu bulunduğuna işaret eden Özcan, bu sorunların raporlarda yer aldığını, sorunları herkesin bildiğini belirterek, “Önemli olan bunlarla nasıl ilgilenileceği ve nasıl çözüleceği. Onu da inşallah yakın zamanda göreceksiniz” dedi.

“Kendinize bir çalışma ekibi kuracak mısınız?” sorusuna Özcan, “Düşünüyorum. Eğer ihtiyaç doğarsa, orada birkaç gün zaman geçirdikten sonra böyle tasarruflarda bulunup bulunmayacağımı söyleyebilirim” yanıtını verdi.

Türban konusu ile ilgili basına yansıyan açıklamalarının anımsatılması üzerine Özcan, şunları kaydetti:

“Benim kanaatim üniversitelerin tamamıyla serbest kurumlar olması ve sadece bilimle uğraşmaları. Üniversitelerimiz Türkiye'yi 21. yüzyıla taşıyacak bilgi birikimini üretmek zorunda. Benim amacım bu bilimsel çıktıyı artırmaktır. Eğer biz bunu yapabilirsek zannediyorum, türban sorunu, katsayı sorunu gibi sorunlar kendiliğinden hallolacaktır. Ama biz üniversiteleri önce o mecraya çekmek zorundayız. Zaten pek çok üniversitemiz iyi işler yapmaktadır. Diğerlerini de onların seviyesine çıkarırsak zannetmiyorum ki kimse türban ile şununla, bununla uğraşsın. Sorunun kendiliğinden ortadan kalkacağına inanıyorum. Üniversiteler, yapmak zorunda olduğu esas fonksiyonu yerine getirirse, bu türden şeylerle uğraşmayacağız.”

YÖK'TEKİ İSTİFA

YÖK Başkanlığı'na atanmasının ardından YÖK Başkanvekili Prof. Dr. Aybar Ertepınar'ın istifa ettiğinin anımsatılması üzerine, Özcan, Ertepınar'ı tanıdığını, aynı üniversiteden geldiklerini ifade ederek, “Aybar Bey'in kendi takdiridir” dedi.

“Size bir tepki olarak istifa ettiğini düşünüyor musunuz?” sorusuna Özcan, “Zannetmiyorum. Bana rahat hareket edebilmem için imkan da vermiş olabilir. Bunun için de kendisine çok teşekkür ederim. Kalsaydı belki başka şekilde çalışmak mümkün olabilirdi” yanıtını verdi.

ÜNİVERSİTELERE MESAJ

Öğretim üyelerine, rektörlere ve öğrencilere mesajı olup olmadığının sorulması üzerine Özcan, “Benim onlara mesajım, önümüzdeki dönemde çok daha serbest bir üniversite görecekleri, hem öğretim üyelerinin hem de öğrencilerin düşüncelerini serbestçe açıklayabilecekleri bir ortamın oluşturulması olacak. Bunu çok takdir edeceklerini düşünüyorum ve üniversitelerin de bu tür yerler olmasını istiyorum. Herkesin fikrini serbestçe söyleyebildiği, fikirlerin tartışıldığı yerler, mekanlar olmasını istiyorum” diye konuştu.

“Bu amaçla ne tür adımlar atılacağı” sorusu üzerine Özcan, “Belki bugüne kadar yapılan uygulamaların bazılarından vazgeçmek, üniversiteleri sıkışmış bir durumda bırakmamak, her türlü özerkliği, mali olabilir, idari olabilir onları vermekle olur zannediyorum” dedi.

“Öğretim üyesi iken YÖK'e bakışınız nasıldı?” sorusunu Özcan, “Öbür öğretim üyelerinin baktığı gibi bakıyordum. Sorunlar olduğunu biliyordum. Sorunlarla boğuşmak bana nasip olduğu için de kendimi birazcık şanslı hissediyorum. İnşallah kısa zamanda elle tutulur, gözle görülür bazı gelişmeler olacaktır diye düşünüyorum” diye yanıtladı.

Yükseköğretim Kanunu ile ilgili bir çalışmaları olup olmayacağına ilişkin soruya karşılık Özcan, “Kısa zamanda Yükseköğretim Kanunu ile ilgili bir şey yapılacağını zannetmiyorum. Önce üniversitelerin bilimsel tarafını biraz güçlendirelim, eğer ortaya çıkarsa idari sorunlarla başa çıkmaya çalışırız. Kanunda bir değişiklik gerekiyorsa onlar da yapılır herhalde” dedi.

Öğrenci Seçme Sınavı konusunda ne düşündüğünün sorulması üzerine Özcan, “Sorunları biliyorsunuz. Ciddi sorunlar var ama onları diğer sorunlar içerisinde ele alıp, hepsini inceleyip öncelik sırasına göre teker teker uğraşmak isterim” diye konuştu.

“YÖK Başkanlığına atandıktan sonra kendisini kimlerin aradığı” sorusu üzerine Özcan, farklı kesimlerden kişilerden tebrik telefonları geldiğini anlattı. Özcan, şunları kaydetti:

“Arayanlardan çok olumlu mesajlar aldım. Sorunların çözülebileceği ile ilgili ümitlerini açıkladılar. Bu işi yapabileceğimi düşünüyorlar. Görüş bildiren herkese çok teşekkür ediyorum. Onların görüşleri sayesinde daha iyi iş yapabileceğimi zannediyorum. Psikolojik destek oluyor, hepsine minnettarım.”

Hükümet üyelerinden arayan olup olmadığı sorusuna Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, “Hayır” yanıtını verdi.