TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, 11 Aralık 2009"da DTP"nin kapatılmasıyla birlikte milletvekillikleri düşen Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk"un milletvekilliklerinin iadesi yönündeki başvurunun ardından, konuyla ilgili hukukçulara ve TBMM Kanunlar Kararlar Dairesi"ne araştırma talimatı verdi.
Milletvekilliklerinin iadesini isteyen Tuğluk ve Türk, TBMM Başkanlığı"na yaptıkları başvuruda şu ifadelere yer verildi: "12 Eylül referandumu sonucu kabul edilen yeni Anayasa 84. madde değişikliği ile partilerin kapatılması durumunda milletvekili üyeliklerinin düşürülmesi hükmü kaldırılmıştır. Bu hüküm yürürlüğe girmekle fiili olarak etkilidir. Anayasa"nın 90, AİHS"ne Ek. 1 Nolu Protokolün 3. maddesi uyarınca üyeliğimizin düşmesine neden olan hükümler yürürlükten kaldırıldığı ve yasama dönemi sürdüğünden görev süremiz son bulmadığı için, TBMM kararıyla düşürülen üyeliğimizin, devamına karar verilmesi." Bunun üzerine Meclis Başkanlığı da harekete geçerek söz konusu taleple ilgili kapsamlı bir araştırma başlattı.

ANKA"nın edindiği bilgilere göre; Tuğluk ile Türk"ün iade talepleri Meclis Başkanlığı"nca kapsamlı bir şekilde araştırılıyor.

Hukuki yorum ve değerlendirmelerin, Tuğluk ve Türk"ün milletvekilliğinin iadesinin hukuki yönden mümkün olmadığı yönünde olduğu belirtildi. Gerekçe olarak da parti kapatmalarının ceza davası, milletvekilliğinin düşmesinin de "cezalandırma" kararı olmadığı, bu nedenle de iadelerinin mümkün olamayacağı yorumu yapıldı. Meclis Başkanlığı ayrıca, 12 Eylül 1995"de Demokrasi Partisi için Anayasa Mahkemesi"nin verdiği karar gibi değişik kararları da inceliyor.

Özellikle 1995 yılında Anayasa Mahkemesi"nin Demokrasi Partisi hakkında verilen karara ilişkin dosyada araştırma kapsamında mercek altına alındı. 1995"de Demokrasi Partisi ile ilgili verilen kararında yer alan, "Kendine özgü ayrı bir dava, kendine özgü ayrık bir dava (değişik işler), milletvekilliği sona eren bir dava ceza davası değil, Anayasal bir karar ve kesin sonuç" gibi gerekçelere bakılıyor.

Öte yandan bu talepler hukuk dilinde "sui-generiz" kendine özgü yargılama türü olarak yorumlanıyor. Dolayısıyla, kapatma davalarının ceza davası görülmediği için, Tuğluk ile Türk"ün de iadesinin mümkün olmadığı yorumları da yapılıyor.