Proje kapsamında, Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesindeki boz ırk boğadan alınan doku parçasından üretilen hücrenin, taşıyıcıya aktarılması sonucu klonlanan yavru buzağı, İÜ Veteriner Fakültesi Döllenme ve Suni Tohumlama Bölümünde dünyaya geldi.

Proje ve doğum hakkında bilgi veren TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü Başuzmanı Doç. Dr. Sezen Arat, 2000 ve 2001 yıllarında sığır ve domuzların klonlanması çalışması için yurt dışına gittiğini belirtti.

Türkiye'ye döndükten sonra 2002 yılından itibaren de klonlama çalışmalarına başladığını söyleyen Doç. Dr. Arat, çalışmalarının sığır klonlanması üzerine olduğunu aktardı.

İlk çalışmalara 2003 yılında başladıklarını, ancak o dönemde laboratuvar oramında embriyo üretimi yaptıklarını söyleyen Doç. Dr. Arat, ardından ''Anadolu Yerli Sığırlarının Klonlanması'' projesine başladıklarını söyledi.

Projenin, yerli sığırların ileri tarihlerde yok olması halinde geriye getirilebilme şanslarının olup olmadığını anlamayı amaçladığını kaydeden Doç. Dr. Arat, birkaç yerli ırk seçtiklerini, bunlardan birinin de ''Boz'' ırkı olduğunu ifade etti. Doç. Dr. Sezen Arat, boz ırkın daha çok Marmara ve Ege bölgelerinde yarı vahşi ortamda yetişen bir cins olduğunu anlattı.

Bu hayvanların Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından koruma altında olduğunu söyleyen Doç. Dr. Arat, proje kapsamında üzerinde çalıştıkları hayvanların Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi çiftliğinde bulunduğunu aktardı.

BUZAĞIYA ''EFE'' İSMİ VERİLDİ
Çiftlikte 4 yıl süren çalışma sonucunda, 4 yaşındaki bir boz ırk boğadan doku parçası alınarak, hücre geliştirdiklerini ve o ırkın klonlamasını yaptıklarını belirten Doç. Dr. Arat, klon embriyoların, İÜ'de bir taşıyıcı sığıra aktarıldığını anlattı.

Doç. Dr. Arat, geçmiş dönemlerde aynı proje çerçevesinde Uludağ Üniversitesinde 2 klon buzağının doğumlarına üç gün kala öldüğünü hatırlattı.

İlk canlı doğumun İÜ Veteriner Fakültesinde gerçekleştiğini söyleyen Doç. Dr. Sezen Arat, TÜBİTAK MAM Gen Mühendisliği ve Araştırma Enstitüsü Transgen ve Deney Hayvanları Laboratuvarında üretilen klon embriyoların, İÜ Veteriner Fakültesi ve Suni Tohumlama Ana Bilim Dalı elemanları tarafından alıcılara transfer edildiğini kaydetti. Doç. Dr. Arat, doğumun sezaryenle gerçekleştirdiğini bildirdi.

Doç. Dr. Arat, buzağının doğum sonrası acil müdahalesinin Dahiliye ve Cerrahi Ana Bilim dallarından ekipler tarafından gerçekleştirildiğini söyledi.

TÜBİTAK'tan ve İÜ Veteriner Fakültesinden öğretim üyelerinin katıldığı kalabalık bir ekiple doğumu gerçekleştirdiklerini belirten Doç. Dr. Arat, doğumun yaklaşık 2 saat sürdüğünü, doğumun ardından buzağıya oksijen takviyesinin yapıldığını ifade etti.

Doğumun zamanından 10 gün erken gerçekleştiğini belirten Doç. Dr. Arat, bu nedenle buzağıda bir stres oluştuğunu söyledi. Arat, ''Efe'' ismini verdikleri buzağının, 25 kilogram civarında olduğunu kaydetti. Buzağının hayatta kalması bakımından doğumundan itibaren geçecek bir haftanın çok önemli olduğunun altını çizen Doç. Dr. Sezen Arat, sağlıklı bir gebelik dönemi geçiren taşıyıcı sığırın durumunun iyi olduğunu bildirdi.

İÜ Veteriner Fakültesinde kalacak olan buzağıyı sürekli takip edeceklerini anlatan Doç. Dr. Arat, ''Normalde, dünyada sığır klonlanmış bir hayvan. Ancak dünyada ilk defa Anadolu yerli sığırlarından biri 'boz' ırkı klonlanmış oldu. Bu dünyada bir ilk'' dedi.

Aslında son derece dayanıklı hayvanlar olan Anadolu'ya özgü yerli ırklar ''Boz'', ''Yerli Kara'', ''Güney Anadolu Kırmızısı'' gibi türlerin yavaş yavaş sayılarının azaldığını belirten Doç. Dr. Arat, amaçlarının bu ırkların neslinin devamını sağlamak olduğunu kaydetti.

Bundan sonra da klonlama çalışmalarına devam edeceklerini, üniversitede bir tane daha klon yavru taşıyan sığır bulunduğunu ifade eden Doç. Dr. Arat, Uludağ Üniversitesi'nde de aynı ırkın klonlarını taşıyan 4 sığır olduğunu söyledi. Doç. Dr. Arat, diğer ırklarda da klonlama çalışması yapacaklarını ve bir canlıya dönüşüp dönüşmeyeceğini göreceklerini aktardı.

TÜRKİYE'DEKİ İLK HAYVAN GEN BANKASI
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü Başuzmanı Doç. Dr. Arat, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile 10 üniversitenin dahil olduğu Türkiye'nin ilk hayvan gen bankası projesini de yürüttüklerini ve projede 106 personelin çalıştığını söyledi. Doç. Dr. Arat, bankada çok sayıda yerli hayvan ırkına ait DNA, hücre ve embriyonun dondurulduğunu anlattı.

Hemen hemen bütün materyallerin toplandığını söyleyen Arat, ''Yerli ırklar, birçok şeye dayanıklı. Bu hayvanların ilerde genlerinin çok önemli olacağı söyleniyor. Çünkü varyasyonları çok geniş. İlerde belki maddi bir getiriye bile dönüşecek. Ama önce onları korumamız lazım. Bankada onları muhafaza etmeye çalışacağız'' dedi./ akşam