Genelkurmay Başkanlığı'nın, 12 Eylül davasını gören Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği darbe dönemindeki ''işkence ve kötü muamele iddiaları''yla ilgili belgelerden biri de akıbetini, TBMM İnsan Haklarını Araştırma Komisyonu'nun da araştırdığı Cemil Kırbayırile ilgili.

Belgede, Ekim 1980'de gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan Kırbayır'ın ''öldüğü yer'' Karsolarak gösterilirken, ''öldüğü tarih'' ibaresinin karşısında ''kayıp'' yazıyor.

12 Eylül döneminde düzenlenen ancak üzerinde tarih bulunmayan belgede, Kırbayır ile ilgili ''Sorgulama sırasında kaçan sanığın yapılan tahkikat ve operasyonlarda yakalamadığı, ancak İran'a kaçtığı şeklinde duyumlar alındığı anlaşılmıştır'' ifadeleri yer alıyor.

''Kötü muamele sonucu öldüğü iddia edilen şahıs'' üst yazılı belgede, Cemil Kırbayır'ın ''öldüğü yer'' Karsolarak gösteriliyor. Ancak ''öldüğü tarih'' ibaresinin karşısında ''kayıp'' yazısı bulunuyor.

Belgenin, ''olayın cereyan şekli'' başlıklı bölümü ise şöyle:

''Kars Emniyet Müdürlüğü'nde sorgulaması yapılırken 09.10.1980 tarihinde firar eden sanık bugüne kadar yakalanamamıştır. Ailesinin işkence ile öldüğü iddiası üzerine açılan soruşturmada sorgulama sırasında kaçan sanığın yapılan tahkikat ve operasyonlarda yakalanamadığı ancak İran'a kaçtığı şeklinde duyumlar alındığı anlaşılmış olup 14.8.1981 gün AD.MÜŞ.1981/597-2809 sayılı 9'uncu Kolordu Komutanlığı'nın soruşturması devam etmektedir.''

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun çalışması

Kırbayır'ın akıbeti, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'ndan kurulan alt komisyonca da araştırılmıştı. Komisyonun o dönemdeki Başkanı Zafer Üskül, Kırbayır'ın akıbetiyle ilgili yaptıkları çalışma hakkında 14 Nisan 2011'de basın toplantısı düzenlemişti. Üskül, toplantıda, ''Kırbayır'ın kaçtığına ilişkin bir tutanak tutulduğu'' bilgisine ulaştıklarını belirtmişti.

Üskül, 26 Mayıs 2011'de yaptığı açıklamada da şu bilgileri vermişti:

''Alt komisyonumuz Cemil Kırbayır'ın sorgulama sırasında kendisine yapılan işkenceden kaynaklanarak yaşamını yitirdiği kanaatine varmıştır. Öldürme kastı var mıydı, yok muydu? Ayrı bir tartışma konusu. Ama sonuç olarak kanaatimiz sorgulama sırasında öldüğüdür. Ondan sonra cesedinin yok edildiği kanaatine ulaşmış bulunuyoruz. Ancak cesedin ne yapıldığı konusunda herhangi bir bilgi alamadık.'' AA