Törende şehit Yüzbaşı Tekin Işık'ın babası Muharrem Işık baygınlık geçirdi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, devletin daima şehit ve gazilerin takipçisi olacağını, bu kişilerin garip ve yalnız kalmaması için elinden gelen her şeyi yaptığını ifade ederek, ''Ateş düştüğü yerde kalır anlayışı bu ülkede geçerli olmayacaktır'' dedi.

Yurt içinde ve dışında ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğünün korunmasına, devletin yücelmesine üstün gayretleri ve fedakarlıklarıyla katkıda bulunanlara, bu uğurda canlarını feda edenlere verilen Devlet Övünç Madalyası Töreni Çankaya KÖşkü'nde yapıldı.

Cumhurbaşkanı Gül, törende yaptığı konuşmada, komutanlarla birlikte övünç madalyası verilecek gaziler ve şehit yakınlarıyla birlikte olmanın gururunu yaşadıklarını belirtti.

Çankaya Köşkü'nde herkes için değer taşıyan bir törenin yapıldığını anlatan Gül, Ankara dışındaki törenlerin de valiliklerce düzenlendiğini söyledi.

''Töreni Çankaya Köşkü'nde yaparak şehitler ve gazilerimizin başımızın üstünde olduğunu gösteriyoruz'' diyen Gül, sözlerine şöyle devam etti:

''Sizler ebediyete intikal etmiş olan şehitlerimizin anneleri, babaları, eşleri, çocukları ve gazilerimiz olarak bu övünç madalyalarına layık görülen kişilersiniz. Bugün vatan için, milletimiz için canlarını ortaya koyan değerli insanların ve onların ailelerinin ve hepimizin gurur günüdür. Konuşmalarımda daima ifade ediyorum; şehitlik ve gazilik Türk milleti için ulaşılabilecek en yüce makamdır. Zaten bunun bilinci içinde olunmasa bu acıya hiç kimse dayanamaz. Ama ne mutlu ki sizler bu bilinç, bu şuur içerisindesiniz ve onun için acılarınızı içinize gömüyorsunuz ve buna dayanabiliyorsunuz.
Vatanın birlik ve bütünlüğünün korunması, ülkenin her köşesinde huzur ve güvenliğin sağlanması için hayatlarını feda eden tüm kahramanlarımıza sonsuz şükran duyuyoruz. Onlarla daima iftihar ediyoruz. Onlar gönüllerde ölümsüzleşen cesaret, fedakarlık ve feragat timsali kişilerdir.''

''BU ÇOK YÜCE BİR İŞTİR''
Şehit yakınları ve gazilerin gurur ve hüznü bir arada yaşadığını bildiğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, ''Vatan sağ olsun diyerek bu ülke, bu millet için en büyük fedakarlığı gösteriyorsunuz. En acı gününüzde 'Vatan sağ olsun' diyerek kimseye fırsat vermiyorsunuz. Vatan sevgisini gösteriyorsunuz. Bu çok yüce bir iştir. Bunu söyleyebilmek kolay değildir ama sizler bunu gözünüzü kırpmadan, ilk defa acı haberleri alınca bunu söylüyorsunuz'' diye konuştu.

Şehitliğin, gaziliğin anlamını bildikleri için şehit yakınlarının bunu söyleyebildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Zaman geldi gözyaşlarınızı içinize akıttınız. Metanetinizle örnek oldunuz. Başı dik bir şekilde durmasını bildiniz. Bu asil davranışınızla milletimizin büyüklüğünü, değerlerinin sağlamlığını daima gösterdiniz ve kimseye fırsat vermediniz. Yine hepimiz biliyoruz ki içinde bulunduğunuz hisleri anlatmak için kelimeler kifayetsiz kalır. Millet olarak sizlerle aynı duyguları yaşıyoruz. Gururunuza ortak oluyoruz, üzüntünüzü paylaşıyoruz, acınızı yüreğimizde hissediyoruz. Acınızı biraz olsun hafifletebilirsek ne mutlu bizlere.''

''TÜRK MİLLETİ ŞEHİT VE GAZİLERİNİN DEĞERİNİ BİLİR''
Ankara'daki cenaze törenlerine komutanlar, bakanlar ve devletin en üst kademesi olarak katıldıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül, ''Orada sizlerle beraber belki gözyaşlarımızı açıkça akıtmadık ama hepimiz içimizde, Türk milleti olarak hepimiz, merasimlerde bulunanlar, bulunmayanlar herkes bu acıyı hissetti. Ama bu büyük bir görev olduğu için, vatanın birliği ve bütünlüğü için yapıldığı için de aynı zamanda sizlerle beraber gurur duyduk'' dedi.

Türk milletinin şehitlerinin ve gazilerinin değerini bildiğini ve asla unutmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, şehit ve gazilerin bulundukları mahalle, köy ya da ilin en değerli insanı olduğunu, devlet kurumları ve halk tarafından el üstünde tutulduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, şöyle konuştu:

''Ateş düştüğü yerde kalır anlayışı bu ülkede geçerli olmayacaktır. Bizler daima sizlerin takipçisiyiz. Devletimiz sizleri garip ve yalnız bırakmamak için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Silahlı kuvvetler, emniyet teşkilatımız daima sizlerle ilgili konuları yakından takip etmektedir. Herhangi bir sorununuz olursa, herhangi bir ihtiyacınız olursa da tereddütsüz bir şekilde hangi kapıyı çalarsanız sizler baş tacı edileceksinizdir.
Bugün yaptığımız merasimler aslında bunun en iyi göstergesidir. Bütün halkımıza ve bütün devlet görevlilerine de işarettir ki, davranışlarınız böyle olacaktır, gazilerimizi ve şehitlerimizi bu şekilde sahipleneceğiz ve onları hiçbir zaman yalnız bırakmayacağız, garip hissettirmeyeceğiz. Eminim ki bunu hissediyorsunuzdur. Acılarınız acılarımızdır. Sizinle beraber olmak, sizlerle ilgilenmek, sizlerle övünmek hepimiz için büyük bir onurdur ve şereftir. Bugün vereceğimiz bu madalyalar aslında sembolik ve küçüktür. Lütfen bunları kabul ederken bunları bütün devletimizin ve milletimizin sizi sahiplendiğinin bir işareti olarak kabul edin.
Şüphesiz ki terörle mücadelede terörü bitirene kadar azimle, kararlılıkla ne gerekirse bu yapılacaktır. Bundan dolayı devletinize güvenin. Bu irademizde hiçbir sarsılma söz konusu değildir. Terörle mücadelenin bütün yöntemlerini kullanarak terörü bitirmek için bütün gücümüzü seferber ediyoruz ve inanıyorum ki gün gelecek Türkiye bu beladan kurtulacaktır. Türkiye'nin geleceği çok daha parlak, çok daha iyi olacaktır.''

Cumhurbaşkanı Gül, tüm şehitlere Allah'tan rahmet dileyerek ve gazilere, kahramanlara şükranlarını sunarak sözlerini bitirdi.

TÖRENDE HÜZÜNLÜ ANLAR
Gül, konuşmasının ardından 21 şehit yakını ile 42 gaziye madalyalarını verdi.

Irak'ın kuzeyine 2008 yılının başında düzenlenen bir operasyon sırasında helikopterinin vurulması sonucu şehit olan Kara Pilot Yüzbaşı Tekin Işık'ın babası Muharrem Işık, madalyayı almak için kürsüye geldiğinde fenalık geçirerek yere düştü. Koruma görevlileri ve doktorların müdahalesi sırasında Muharrem Işık'ın eşi Müşkünaz Işık'ın feryatları salonda yankılandı. Muharrem Işık ilk müdahalenin ardından sağlık kontrolü için salondan çıkarıldı.

Aynı operasyon sırasında şehit olan Jandarma Kıdemli Çavuş Hüseyin Doğan'ın annesi Elif Doğan da madalyayı almak üzere kürsüye yaklaşırken ağlamaya başladı. Kürsüden inen Cumhurbaşkanı Gül, sarılarak Doğan'ı teselli etmeye çalıştı.

Madalya alanlar arasında 3 Ekim 2008 tarihinde Aktütün Jandarma Sınır Karakolu'na terör örgütünce düzenlenen saldırıda şehit düşen Uzman Erbaş Bahattin Erturhan'ın kızı Sıla Erturhan ile Hakkari'nin Dağlıca mevkinde 21 Ekim 2007 tarihinde yaşanan çatışmada gazi olan Piyade Er Yusuf Dönmez de yer aldı.

Madalya verilenlerin çoğunun mayın saldırısı sonucu şehit ya da gazi olması dikkat çekti.

Törende, Cumhurbaşkanı Gül'ün sağında Bingöl'de mayınlı saldırı sonucu iki gözünü kaybeden gazi Jandarma Teğmen Alper Kür, solunda Mardin'deki bir çatışmada gazi olan polis memuru Abbas Gündüz oturdu.

Törene, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Atila Işık, Ankara Valisi Kemal Önal, Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ile Anadolu Ajansı Genel Müdürü Dr. Hilmi Bengi'nin de aralarında bulunduğu medya temsilcileri, şehit ve gazi yakınları katıldı.

''HERKESİN BAŞ ÜSTÜNDE TUTMASI LAZIM''
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, törenin ardından, resepsiyon salonuna geçerek şehit yakınları ve gazilerle tek tek görüştü, sorunlarını dinledi ve taleplerinin yerine getirilmesi konusunda talimatlar verdi.

Duygusal bir havanın egemen olduğu resepsiyonda Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Beşir Atalay başta olmak üzere resepsiyona katılan bakanlar ve Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal da şehit yakınları ve gazilerle yakından ilgilendiler.

Cumhurbaşkanı Gül, daha sonra, gazetecilere yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

''Onlara gerçekten hepimizin başımızın üstünde yerleri olduğunu göstermek için bu tür törenleri en üst makamlarda yapmamız lazım. Bir taraftan çelişki içinde oluyoruz. Üzüntüler tekrar hatırlatılıyor diye. Ama kendilerine hep sorduğumda, hepsi de doğrusu bütün devlet erkanının özeni göstermesinden duyduğu memnuniyeti dile getiriyorlar. Böyle bir taraftan hüzünlü, bir taraftan onur ve gururu beraber yaşadığımız bir gün oluyor. Ne olursa olsun; şehitler, gaziler hangi mahallede ise hangi köyde ise onları herkesin baş üstünde tutması lazım. Herkesin onları hep baş üstünde tutması; onlarla her mahalle, her köy, şehrin övünmesi lazım. Doğrusu bu mesajı vermek istiyorum.''

Gül, bir soru üzerine, terörle mücadeleye devam ederken şehit ve gazilere yenilerinin eklenmemesini arzu ettiklerini belirterek, ''Bugün bunu söylememiz lazım: Bir tane daha şehit bir tane daha gazi görmek istemiyoruz ama bu bir zafiyet olarak da görülmemeli'' şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, resepsiyondan ayrılırken, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ ile kısa süreli bir görüşme yaptı./sabah