Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü tarafından 27.09.2017 tarih ve 1030 sayılı üst yazı ile “Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Tasarısı” TBMM’ne sunuldu.

Belgesi nerde diyen okuyucularımız için, belgesini aşağıda sunuyoruz.

akinyakan0910-1.jpg

AKP Hükümeti’nin çok sevdiği bu “Torba Yasa” yöntemiyle, yine her kanundan, her yasal düzenlemelerden birkaç maddenin yer aldığı tam 130 maddelik bir kanun değişikliği tasarısı hazırlanmış. Bu yazımızda bu tasarıda yer alan çevre ile ilgili düzenlemeleri size aktaracağım.

“Torba Yasa”da yer alan 54.madde ile 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 7/11 inci maddesinin değiştirilerek ÇED işlemlerinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, diğer diğer bakanlık ve kamu kurumlarının izinlere ilişkin işlemlerinin üç ay içinde bitirilmesi kuralı getiriliyor. Tasarıya göre bu işlemler üç ay içinde bitirilmezse ÇED ve diğer izin başvurularının olumlu olarak karar verilmiş sayılacağı hükme bağlanmış.

İnanmayanlar için aşağıda tasarı metninin orjinalini de ekli.

akinyakan0910-2.jpg

Şimdi gelelim, tasarının 54.maddesinin anlamına.

Bir örnekle açıklayalım:

Bir jeotermal (maden) şirketi, Aydın’da jeotermal santral kurmak için Çevresel Etki Değerlendirmesi kararı alabilmek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvuruda bulunuyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, diğer Bakanlıkların ve kamu kurumlarının izinlerine ilişkin sürecin üç ay içinde tamamlanması gerekiyor. Eğer kamu kurumları ve ilgili birimler bu hususta üç geçmesine rağmen işlemleri tamamlayamadıysa olumlu karar vermiş sayılacak. Yani Tarım İl Müdürlüğü veya üzerindeki tarihi doku nedeniyle Koruma Kurulu, bu talep ilgili olarak incelemelerini 3 ay içinde bitiremezse, olumlu görüş vermiş sayılacak.

Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED), çevrenin maden şirketlerinden korunabilmesinin tek engelidir. Bu yasal düzenleme ile bu engel de kaldırılmak isteniyor.

Öncelikle bu madde yasa yapma tekniğine aykırıdır. Hiçbir yasal düzenleme kamu menfaatleri karşısında şirketlerin ekonomik çıkarına olacak şekilde düzenlenemez.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, maden ve enerji şirketlerinin elemanı, organı gibi çalışmaktadır. Artık Türkiye Cumhuriyetin de 2017 yılı itibarıyla bu bir devlet politikası haline gelmiştir. Maden ve enerji şirketlerinin her talebi bir emir gibi yerine getirilmektedir. Yerelde, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri, bu şirket yetkililerinin ve temsilcilerinin önünde el pençe divan vaziyetinde, her taleplerini yerine getirmekte, bu şirketleri olması gerektiği gibi denetlememekte, denetleyememektedir. Denetimler ise dostlar alışverişte görsün denecek kadar yapılmaktadır. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri, çevre denetimi verilerini açıklamamakta, açıklayamamaktadır.

Bu koşullar altında hukuki süreç devam ederken, tasarının 54.maddesi ile ÇED ile ilgili izin işlemlerinin üç ay içinde bitirilmemesi durumunda olumlu olarak karar verilmiş sayılacağı maddesi TBMM’de kabul ettirilmeye çalışılmaktadır.

“Torba Yasa”da yer alan 54.madde açıkça Anayasa’nın 10.maddesinde ifade edilen “Kanun önünde eşitlik” ilkesine ve 56.maddede belirlenen vatandaşların sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama ilkesine açıkça aykırıdır.

Anayasa’nın 56.maddesini bir kez daha hatırlamakta yarar var.

“Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.

Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.

Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.

Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.

Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.” hükmünü içermektedir.

 

Devletin görevi, vatandaşına sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını sağlamaktır.

Devletin görevi, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemektir.

Yoksa devletin görevi, maden ve enerji şirketlerinin Çevresel Etki Değerlendirme sürecini haksız ve yasal dayanak olmadan aşmalarını sağlayarak, çevre katliamına yol açılması değildir.

 

Bu nedenlerle, “Torba Yasa”da yer alan 54.madde açıkça Anayasa’nın 10. ve 56.maddelerine aykırıdır.

 

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA