Eleanor Roosevelt’in ünlü sözünü yeniden hatırlıyorum: “Büyük beyinler fikirleri tartışır, orta halliler olayları; küçük beyinliler ise insanları….
Gazetelere, televizyonlara ve kimi zaman da öfkeyle konuşanlara kulak kabartıyorum. Çoğu zaman insanlar birbirlerinden şikayetçi, kızgın, kışkırtıcı… Öfkelerini, eleştirilerini yapıcı düzeltici güzelleştirici amaçlarla değil, yargılayıcı ve küçük düşürücü edalarla yapıyorlar.
Genellikle hedef aldıkları kişilerin kapısını çalıp kendi fikrini cesurca ve incitmeden yüzlerine söylemek yerine; kimin söylediği belli olmayan dedikodulara veya kimin yazdığı bilinmeyen internet yazılarına dönüştürerek medya aracılığıyla ortaya saçıyorlar çamur gibi… Çamur tüm toplumu çevreyi ve kafaları karıştırıyor; düzeltmek yerine evreni kirletiyor…
Kötü niyetle, alay etme kınama amacıyla söylenmiş sözler evrende kaybolmuyor; toplumun üzerine ağır ve negatif bir toz bulutu gibi çöküyor, hepimizi zehirliyor, karıştırıyor…
Rektörlük seçimlerini yaşadığımız şu günlerde bile medyada projeler, gelecek hedefleri değil; dedikodular ve gerçek payı olmayan suçlamalar yarışıyor ne yazık ki… Söz şiddete dönüşüyor. Kulaklarımızı tıkasak bakmasak da, tozu dumanı üstümüze başımıza ister istemez siniyor kokunun…
Yine de biz hoşgörü, nezaket, güzellik ve akıl gücünü arayanlar olarak güneşe bakıyoruz durmadan. Her gün yeniden bize yeni umutlar getireceğini , gencecik fidanları çiçeklendireceğini, güneşin balçıkla sıvanmayacağını bilerek…
Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınbunukonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım!