“Memleket bir intihar salgını içindedir. Tek çıkar yol, bu korkunç tefrikaya son vermek, çılgınlıklarımızı dizginlemek, başkalarına hürmet etmek ve kinin yerine sevgiyi ikame etmektir.”

Cemil Meriç

 

Üstad yıllar önce böyle söylemiş.

Ancak aradan geçen onca yıla rağmen bir arpa boyu yol almamışız ki, aynı hal üzerimizde.

Toplumsal bölünmeden bugün de şikâyetçiyiz.

İşin kötü tarafı şikâyetçi olanlar, şikayetin müsebbipleri.

Nerden baksan çelişki, nerden baksan tutarsızlık.

Sizinle bu hafta seçim sonrası İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’nun yaptığı açıklamaları değerlendirmek istedim.

Sayın Süleyman Soylu, PKK ile verilen mücadelede ortaya koyduğu karalı tutumla terör belasından muzdarip olan yurttaşlarımız tarafından haklı bir övgüye mazhar oldu.

İnsanımız nezdinde, teröre karşı gösterilen kararlı duruş her türlü takdirin üstündedir.

Seçimlerden hemen sonra Ağrı’dan gelen haber hepimizi üzdü ve sinirler bir anda gerildi.

Ağrı’da Ak Partili bir bakkalın vahşi bir şekilde infaz edildiği ve cesedinin elektrik trafosuna asıldığı haberi toplumda derin infiale sebep oldu.

Katilleri infaz sebebini maktulün boynuna asmışlar.

Cinayet PKK tarafından HDP aleyhinde çalıştığı için işlenmiştir.

İlk bulgular böyle söylemektedir.

Bunun üzerine bakan Soylu haklı olarak HDP eş başkanı Pervin Buldan’ı aramış ve işlenen cinayetin faillerinin bulunarak cezalandırılacağını söylemiştir.

Pervin Buldan’ın aranması açıkça cinayetin sorumlusu olarak HDP’nin görüldüğü anlamını taşıyordu.

HDP eş Başkanı Pervin Buldan yaptığı açıklamayla Bakan Soylu tarafından kendisinin telefonla tehdit edildiği şikâyetini kamuoyuna duyurdu.

Bakan Soylu telefon görüşmesini doğruladı ve işlenen cinayetin HDP’liler tarafından yapıldığını ve olayı yapanların mutlaka ortaya çıkarılıp hesabının sorulacağını kamuoyu önünde de tekrarladı.

Sayın Soylu ve Buldan arasında yaşanan restleşme toplumun bir kesimi tarafından Soylu lehinde destek buldu.

Bu restleşmenin hemen akabinde, Sayın Soylu’nun müsteşarına verdiği talimatla, bundan sonra şehit cenazelerine CHP yetkililerinin davet edilmeyeceği talimatının valiliklere ulaştırıldığı bilgisi basına düştü.

Bize göre Sayın Soylu bu talimatla yanlış yapmıştır.

Verdiği talimatla yetkisini aşmıştır.

Toplumdan %23 oy alan ve ana muhalefet partisi olarak mecliste temsil edilen bir partiye karşı böyle bir karar verilemez.

Valilere gönderilen genelge, demokrasi, hukuk devleti ve toplumsal barış açısından tehlikelidir.

CHP seçmeninin bir kısmının ve parti yöneticilerinden bazılarının HDP’nin barajı aşması için stratejik destek vermesi hukuken suç değildir.

Seçim sürecinde, pratikte yapılan bu işbirliğinden dolayı CHP yeteri kadar topluma şikâyet edildi ve suçlandı.

Seçmenler de buna göre karar verdi.

Bunun dışında yapılacak bir şey yoktur.

HDP yöneticilerinin ise, parti yönetimi olarak aldığı kararlarda teröre destek kararı almışlarsa hukuk gereğini yapar, HDP yöneticileri kanunda yazılı suçu işledikleri için cezalandırılır ve bunu kurumsal olarak yapmışlarsa parti de kanunda yazıldığı şekilde cezalandırılır.

Verilecek ceza kapatma şeklinde olursa parti de kapatılır.

Mesela, CHP-HDP-SP ve İYİ Parti ittifak kurdular diye hukuken suçlu ilan edilebilir mi?

Hayır! Elbette hukuken suçlu ilan edilemez.

Suçlu ilan edilmiyorlar ise, şehit cenazelerine katılmaları da engellenemez.

Kısacası Sayın Soylu yanlış yapmış toplumu gereksiz yere germiştir.

İnşallah bu yanlıştan dönülür ve genelge uygulanmaz.

Nihayetinde CHP cenaze merasimlerine katılma yönünde karar aldı.

Şehit cenazesi gelsin istemeyiz ama şayet şehidimiz olur ve CHP yönetimi cenaze törenine katılmak isterse, katılmaları polis tarafından asla engellenemez.

Türkiye bu gerilimi kaldıramaz.

İnsanlarımız böyle bir gerilimi yaşamak talihsizliği ile katiyen karşı karşıya kalmamalıdır.

İç işlerinin görevi kamu güvenliğini sağlamak huzuru temin etmektir.

Toplumda gerilimi tırmandırmak değil.

Biliyorum ve inanıyorum ki, Sayın Soylu görevinin bilincindedir.

Devlet dediğimiz müessese duygularla değil hukukla yönetilir.

Hukuk, beşeri olarak sığınacağımız en son melcedir.

Hukuk zedelenirse adalet duygusu da zedelenir.

Hukuk bizim asgari müştereğimizdir, bu zemini zedelemeyelim.

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA