Tıbbi sülük tedavisinin de uygulandığı Doğal Hayat Polikliniği sahibi Dr. Suat Arusan, poliklinikte varisten romatizmaya, migrenden çok değişik göz hastalıkları ile bazı sinir sistemi hastalıklarına kadar bir çok hastalığın tedavisinde çok başarılı neticeler gördüklerini belirterek, "Sülüğü ilaç yapan, ortasındaki kanalda biriktirdiği salyadır. Biriktirdiği salyanın içinde yüzün üzerinde biyo-aktif madde var" dedi. 
 
AA muhabirine, "hirudoterapi" de denen sülükle tedavi yöntemi hakkında uygulamalı olarak bilgi veren Dr. Arusan, geçen yılın Nisan ayından beri Ankara'da hizmet verdiklerini anlattı. Günümüzde sağlıklı beslenmede doğal ürünlerin ön plana çıktığının altını çizen Arusan, "Doğal tedavi de aynen doğal beslenme gibi, şu anda dünyanın gündeminde olan ve hızlı bir şekilde gelişen tedavi şeklidir" diye konuştu.
 
Arusan, özellikle kronik hastalıklarda doğal tedavilerin etkinliğinin bütün dünyaca bilinen bir doğru olduğunu ifade ederek, her hastalıkla ilgili doğanın insanoğluna sunduğu sayısız bitki bulunduğunu dile getirdi. Doğal yöntemlerin özellikle kronik hastalıkların tedavisinde eşi, benzeri bulunmayacak etkiler meydana getirebilecek güçte olduğunu iddia eden Suat Arusan, sülük tedavisinin de doğal tedavi yöntemlerinden biri olduğunu hatırlattı. Türkiye'nin sülük açısından son derece zengin olduğuna işaret eden Arusan, dünya çapındaki bazı ilaç firmalarının da sülükten yararlandığını vurguladı. Dünyada uygulanması nedeniyle Türkiye'de de bu yöntemin tekrar hatırlandığını dile getiren Arusan, "Bu anlamda bir çok üniversite doğal tıp enstitüleri kurmayı planlamaktadır. Zaten yaklaşık 15 tane de tıbbi bitkiler meslek yüksek okulu var. Dünyada 24 bin civarında olan tıbbi bitkilerin 12 bini Türkiye'de yetişmektedir. Bütün bunlar ele alındığı takdirde hem köylümüz hem de ilaç sanayimiz açısından çok önemli bir alt yapıyı ve imkanı elimizde bulunduruyoruz. Bu bir milli servettir. Bunu hem korumak hem de tedavide kullanmak hekim olarak bizim önemli görevimizdir" dedi. 
 
Doğal tedavi yöntemleriyle görmeyen insanların gördüğüne, duymayan insanların duyduğuna, yıllarca ağrı çeken insanların düzeldiğine şahit olduğunu anlatan Arusan, "Burada, varisden romatizmaya, migrenden çok değişik göz hastalıkları ile bazı sinir sistemi hastalıklarına kadar bir çok hastalığın tedavisinde çok başarılı neticeler gördük. Görmeye de devam ediyoruz. Çok geniş bir vaka yelpazemiz var bizim, doğal tedavilerin uygulanabilirliği açısından. Tabii bunların ilgili bitkilerini veriyoruz. Tıbbi sülük tedavisini ilgili akupunktur bölgelerine koyarak bir tedavi uyguluyoruz. Kişiye oksijen yüklenen, hücre içindeki oksijen miktarını artırmayı hedefleyen 'ozon tedavisi' de yapıyoruz" dedi. 
 
"YÜRÜYEN ECZANE: SÜLÜK"
 
Arusan, şeker hastalığına bağlı retina hasarından dolayı bir yıldır göremeyen bir hastasının sülük tedavisini de içeren doğal yöntemlerle görmeye başladığını anlattı. Tekerlekli sandalye kullanan, başkasının yardımı olmaksızın yürümekte zorlanan, dizlerini kıramayan bir romatizma hastasının da poliklinikte uyguladıkları tedaviyle kendi kendine yürüyebilir hale geldiğini belirten Arusan, dört yıldır yoğun öksürük şikayeti bulunan bir hastasının öksürüğünün de yine doğal yöntemlerle kesildiğini dile getirdi. Çok farklı şikayetlerle gelip iyileşen çok sayıda hastası olduğunu kaydeden Arusan, poliklinikte uyguladıkları sülük tedavisi hakkında şu bilgileri verdi: "Sülüğü ilaç yapan, ortasındaki kanalda biriktirdiği salyadır. Biriktirdiği salyanın içinde yüzün üzerinde biyo-aktif madde var. Yapıştığı yere o salyayı bırakır. Bu salyanın içindeki bütün biyo-aktif maddeler kan yoluyla vücuda yayılır. Kimisi pıhtıları eritir, kimisi damarları tamir eder, kimisi hücre içindeki toksik maddeleri alır, kimisi doku içine birikmiş ağrılı kimyasalları alır, kimisi sinirleri uyarır. Böyle çok yönlü bir ilaç etkisi gösterir. O yüzden İngilizler 'ayaklı eczane' diyorlar sülüğe. 
 
Bu şekilde bir tedavi argümanı olarak mevcut programın içine dahil ediyoruz. Bunun yanında ilgili bitkileri var. Beraberinde ozon tedavisi var. Bize gelen hastalar 10 yıllık, 20 yıllık hastalar, uzun problemli, yüzlerce ilaç kullanan. Yüzlerce tetkik yapılmıştır. A hastalığı, B hastalığı, C hastalığı ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla biz bu vakaların sadece bir tarafından tutamayız, komple bir terapi gerekir. O yüzden bir program dahilinde vakaya göre, bütün bunları bir hekim olarak değerlendirir ve nerede neyi yapacağınıza karar verirsiniz. Onun içerisine bunu dahil edersiniz." 
 
Dr. Suat Arusan, sülük tedavisinin, kan sulandırıcı ilaç kullanan, hemofili gibi kan hastalığı bulunan bazı hastalarda uygulanmadığı uyarısında da bulundu. (AA)